Hüseyin Güven

Araştırma yazılarımızda bugünkü durağımız Mihalıççık Ömerköy (Omarlar) ve Dağcıköy…
Bugünkü yazımız 'Ertuğrul Gazi döneminden günümüze Mihalıççık Kayı Köyü' başlıklı köşe yazımızın devamı niteliğinde…
Bir önceki yazımızı okuma fırsatı bulamamışsanız şayet, özü ve dahi konu bütünlüğü açısından 29.04.2020 Çarşamba günkü yazımızı bu linkten
Okumanızı öneriyoruz efendim…
Daha evvelde ifade ettiğimiz üzere, Rıdvan Aras Bey'in ciddi orta-uzun vadeli (arşiv-kaynak) araştırmaları, saha, kişi araştırmalarımız, söylenceler ve dahi istişarelerimiz sonucunda, Ömerköy ve Dağcıköy'ü kaleme almayı uygun bulduk…
Bir sonraki yazımız Korucu, Güce, Kızılbörüklü ve Tatarcık üzerine olacaktır…
Tekraren ifade ve teşekkür edeyim 'emeğin büyüğü Rıdvan Aras Bey'indir…
Bugün
*Bektaş Baba (Hacı Bektaş) Türbesi
*Ömerköy'de ki anıt ağaç,
*'Ömerköy' ismi 'Omarlar' mıydı?
*Ömerköy, Selçuklular'ın Türk akınlarında mı kuruldu?
*Mihalıççık Kuyucak ile alakası,
*Mihalıççık Dağcıköy ve Ören mevkii,
*Sultan Hamit han ile Dağcı ilişkisi,
*Dağcı, Beylikahır (Beylikçayırı) bağı var mıdır?
*Dağlama ve Dağcı ilişkisi,
*Dağcı (Dağaçı) mı? Ve daha birçok detaya varıncaya değin hakikaten çok güzel bir araştırma yazısı sizinle olacak…
Buyurun başlayalım…
***
ÖMERKÖY, BEKTAŞ BABA (HACI BEKTAŞ) TÜRBESİ…
Ömerköy'de, 13. yy'ın ikinci yarısına tarihlenen Bektaş Baba (Hacı Bektaş) Türbesi bulunmaktadır… Yapı, köyün yüksekçe bir tepesinde bulunmaktadır.[i] Bahçesinde bir adet mezar bulunan türbenin, etrafında başka herhangi bir yapı yer almamaktadır… Kareye yakın dikdörtgen planlı yapı, yığma olarak inşa edilmiştir. Üzeri ahşap saçakla sonlanan, Marsilya kiremit kaplı kırma çatı ile örtülüdür. Yapıya batı cephesi ekseninin güneyinde yer alan ahşap kapı ile girilmektedir. Tavanı kontrplak ile kaplanmış olan yapının kuzey ve güney duvarlarında birer adet küçük pencere açıklığı bulunmaktadır. Yapının içinde kuzey güney doğrultusunda yerleştirilmiş bir mezar bulunmaktadır. Mezarın başında veya türbede herhangi bir kitabe bulunmaktadır.[ii]
Kültür envanterinde yer almasına karşın, gerek bir kitabe, yazıt bulunmaması ve gerekse halihazırda yazılı bir kaynağa ulaşılamaması nedeniyle, anılan türbe hakkında bilgilerimiz kısıtlıdır… Buna mukabil, 13. Yüzyıla tarihlenmesi, Türkmen akınlarının bölgede yer edindiği döneme işaret etmesi bakımından önemlidir…
(MERHUM) YAŞAR DEMİR EMMİMİZ İLE KONUŞMUŞTUK…
Yeri gelmişken belirtmek isteriz… Neredeyse her yıl gidip gördüğümüz Bektaş Baba Türbesine dair kısıtlı hatta hiç denecek bilgi /belge var…
Beşeri sermayesine çok güvendiğim, muhabbet ehli şair ruhlu merhum Yaşar Demir amcamız (Ümit Güven abimin kayınpederi) ile bu hususu konuşmuştuk…
Okur Yaşardı Yaşar emmi…
Büyüklerinden duyduklarını anlatmıştı, söylenceleri buradan yazmayı şimdilik uygun bulmadık… Maalesef detayına inmeye de Yaşar amcamızın ömrü vefa etmedi… Buradan ruhuna bir Fatiha gönderelim…
Not: Eğer ki elinde Bektaş Baba'ya dair bilgi, belge, söylence olan varsa lütfen bize ulaştırsın…
ÖMERKÖY VE ANIT AĞAÇ…
Bu noktada altı çizilmesi gereken bir diğer husus, bir nevi tarihi/kültürel sosyolojik yapının varlığı ile bunun devamına tescili anlamına geldiğini belirttiğimiz ve Mihalıççık'ta yer alan Anıt Ağaçlardan birinin Ömerköy'de bulunmasıdır. Bilimsel adı Pinus nigra Arn. ssp. pallasiana (Lamb.) Holmboe. olan Gövde çapı 121cm, Boyu 24.5m olan 345 yaşındaki Karaçam Ömerköy'de yaşamına devam etmektedir…
Bunun yanında, bilinen en eski Ankara Haritasında köyün adının Omarlar olarak geçmesi, Türklerin öncü, lider, komutan isminin ardına –ler/lar eki koymak suretiyle bir topluluk/cemaat oluşturmasına bir örnek teşkil edecek niteliktedir.[iii]
Elimizdeki veriler ışığında, Ömerköy'ün, Selçuklu döneminde yaklaşık olarak 13. Yüzyılda bölgeye yapılan Türk akınları esnasında kurulduğunu, köyün coğrafi olarak Türklerin yerleşmek için aradıkları kriterleri karşılamasının ve ele aldığımız köylerle tarihi altyapı bütünlüğü içinde olmasının da bu kanaati destekler nitelikte olduğunu belirtmeliyiz…
(Mihalıççık merkezi olan Kuyucak kasabasına yakınlığı, kaplıcaların bulunduğu Ilıcalar'dan devamla, ovaya, Sazak'a kadar uzanan bir hatta olmasının da köyün burada oluşturulmasına avantaj teşkil etmiş olabileceğini belirtmekte fayda görüyoruz)
***
MİHALIÇÇIK DAĞCIKÖY VE ÖREN MEVKİİ…
Dağcıköy, Ören Mevkiinde yer alan Nekropol alanının Eskişehir Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu'nun 26.04.2017 tarih ve 5121 Sayılı Kararı ile I. (bir) Derecede Arkeolojik Sit Alanı olarak tescillenmesinden anlaşılacağı üzere, tarihi oldukça eskilere giden bir yerleşim alanıdır…
Gerekli araştırmalar yoğunlaştıkça arkeolojisine ilişkin bilgilerimizin artacağı Dağcıköy'ün ismiyle ilgili olarak; 'Osmanlı ordusuna at yetiştirdiği için verilmiş bir adı vardır. Atların kalçalarına ordu adına kızgın demirle dağ yapılarak işaretlenmesi nedeniyle köyün ismi 'dağcı köy' (dağ yapan köy anlamında) verilmiştir… Köyün Sultan Hamit Han zamanında verilmiş tapulu yaylak ve kışlak arazileri mevcuttur... Bunun bir kısmı halen Beylik Ova (Beylikahır) ilçesinde Beylik Çayırı mevkisinde bulunmaktadır.'[iv] Denilmektedir…
Ayrıca, Taciser Sivas başkanlığında 2004 yılında yürütülen arkeolojik araştırmada; Dağcı köyünde sürdürülen çalışmalarda, köyün 1300 m kuzeyinde yer alan kaleye (env. no:126.A3.81) çıkılmıştır… Orman içinde, çevresindeki ormanlık araziye hakim bir burun üzerinde kurulmuş olan kale yuvarlak planlı ve yaklaşık 600 m çapındadır… Ortalama 2 m genişliğindeki sur bedeni, yer yer 2 m yüksekliğe kadar korunmuştur (lev.9: res.49). Harçsız, kuru duvar tekniğinde orta boy taşlarla inşa edilmiştir…
Kuzeydoğu ve güneybatı yönlerinde iki giriş açıklığı bulunmaktadır... Kalenin güneyinde, sur dışında, bazı temel kalıntıları görülmektedir… Yüzeyden tarihlemeye yardımcı olabilecek herhangi bir arkeolojik buluntu ele geçmemiştir.[v] Denilmiştir…
***
Türk kültür çevresinde en yaygın dağlama biçimi hayvan ve eşyanın tanınmasına yönelik olanıdır…
Özellikle geniş otlaklarda yayılan hayvanların karışmasını önlemek için dağlama yoluyla damgalandıkları görülmektedir… En çok atların bu şekilde dağlandıkları dikkati çekmektedir… Bu gelenek Türk kültür çevresinde kültürel süreklilik içerisinde günümüze kadar ulaşmıştır.[vi]
Bölgede uzun süreli olarak hayvancılık yapılması, bunun yanında askeri olarak da kullanılan atların 20. Yüzyıla değin varlığını sürdürmesi, Osmanlı döneminde ahırlardan sorumlu Mirahorların önemli mevkide yer alması, yakındaki Beylikova'nın ilk adının Beylikahır olması, 16. Yüzyıla değin Aydın bölgesinden dahi Dağcıköyü kapsayan bölgeye yaylak olarak sürülerin getirilmesi, dolayısıyla hayvanların karışmaması için dağlama zorunluluğu olması gibi sebeplerle köyün isminin 'dağlamak' fiilinden dağ yapan anlamında Dağcı olması akla yatkın gözükmektedir…
Mirahor: Ahırbeyi
SEVAN NİŞANYAN ENVANTERİNDE DAĞCI…
Bu noktada, Sevan Nişanyan'ın Türkiye Yerleşim Birimleri Envanterinde 1919 yılı İngiliz Haritasına istinaden, anılan tarihte köyün adının Dağaçı olarak geçtiğini belirtelim.[vii] Sözcüğün yabancı bir kaynakta yazım hatası olarak Dağaçı olarak geçmiş olabileceği ihtimali bulunmaktadır…
Ancak, Dağa kelimesinin kimi kaynaklarda Yayla, yüksek yer olması ve köyün konumunun buna uyması, Dağacı kelimesinin harf düşerek bugünkü halini almış olabileceği ihtimali nedeniyle, söz konusu alıntının da kayıt altına alınması gerekmiştir…
Dolayısıyla, antik dönemde yüksekteki hakim konumu nedeniyle, muhtemelen gözetleme işlevi öncelikli olarak bulunan bir kalenin eteklerinde Türklerce oluşturulan köy, hayvancılık maksadıyla yayla olarak kullanılmış olmalıdır…
DEVAM EDECEK…
[i] KEMALOĞLU Muhammet, Türkiye Selçuklularında Dini Eserler, Alevilik-Bektaşilik Araştırmaları Dergisi / 2015, sf.147
[ii] http://www.eskisehirkulturenvanteri.gov.tr/anitdetay.aspx?ID=834
[iii] Haritalarda Ankara, Koç Üniversitesi.
[iv] MİYAD, Köylerimiz. http://miyad.org.tr/?sec=1&menuid=39#def1
[v] TÜFEKÇİ SİVAS Taciser/SİVAS Hakan, Eskişehir, Kütahya, Afyonkarahisar İlleri 2004 Yılı Arkeolojik Envanteri ve Yüzey Araştırması, TUBA Kültür Envarteri Dergisi/4/2005, sf. 40.
[vi] DURMUŞ İlhami, Türk Kültür Çevresinde Dağlama Geleneği, Millî Folklor, 2012, Yıl 24, Sayı 95, sf. 12-121.
[vii] NİŞANYAN Sevan, İndex Anatolicus, Türkiye Yerleşim Birimleri Envanteri Dağcıköy maddesi.
[viii] KILIÇ Erhan, OK Kenan, Ormanların Tanzim ve Tesviyesine Dair Layiha-i Müterceme (1840), Türk Hukuk Tarihi Araştırmaları, Sayı 22, 2016 Güz, s. 5.
[ix] KILIÇ Erhan, OK Kenan, a.g.e. sf. 16.
[x] KILIÇ Erhan, OK Kenan, a.g.e. sf. 16-17.
[xi] MİYAD, Mahallelerimiz, Korucu maddesi.
[xii] SÜMER Faruk, 'Safevi Devletinde Türkçe Adlar', s. 235.
[xiii] Aşıkpaşaoğlu, Tevarih-i Al-i Osman, Atsız Neşri, İstanbul 1949, s.117
[xiv] TÜFEKÇİ SİVAS Taciser/SİVAS Hakan, Eskişehir, Kütahya, Afyonkarahisar İlleri 2004 Yılı Arkeolojik Envanteri veYüzey Araştırması, TUBA Kültür Envarteri Dergisi/4/2005, sf. 40.
[xv] MİYAD, Köylerimiz. http://miyad.org.tr/?sec=1&menuid=39#def1
[xvi] Bknz. İslam Ansiklopedisi.
[xvii] Bknz. Eskişehir Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu'nun 25.07.2017 tarih ve 5426 Sayılı Kararı. Dipnot xıx
[xviii] https://nisanyanmap.com/?y=&t=Mihal%C4%B1%C3%A7%C3%A7%C4%B1k&u=1&ua=0
[xix] SİVAS Taciser, SİVAS Hakan, K Ü LTÜ R VE TU R İ Z M B AK AN LI Ğ I KültürVarlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü, 22. ARAŞTIRMASONUÇLARI TOPLANTISI 2. CİLT, 24-28 MAYIS 2004 KONYA, Sf. 290.