Bir figüre, bir çizgi filmine dönüştü hayatımız… Kim bilir “yapay zekâ” devreye girdikçe neleri göreceğiz?

Seçimlere 6 gün kaldı…

Ortada doğal bir demokratik seçim olduğu söylenemez… Türkiye’nin her seçimi sancılı geçmiştir. Demokrasiyi bir türlü içselleştiremedik…

Popüler adaylar da gerçekten koşturuyor… Parası olan bütün tuşlara basıyor… Hayali vaatler, ayağı yere basmayan sözde proceler…

Hiç biri 5 yıl içinde bunları yapamaz… Neden?

Çünkü hiç birinin Maliyet hesapları yok.

Evimizin kapısına tanıtım torbaları içerisinde bırakmışlar. Sözde procelerini tanıtmışlar. İnternetten indirilmiş fotoşoplu resimleri. Sanki 2019 seçim öncesinden verdikleri vaatleri gerçekleştirmişler gibi, süslemişler içeriklerini.

Biraz değişiklik ve süslü laflar…

Aradan 5 yıl geçmiş… Hiç birini gerçekleştirememişler… Aynı tas aynı hamam. Yersen…

Nasıl olsa palavralara inanlar var…

+++++

Özellikle belediye başkanları ve teşkilatları… Bu son bej günde daha da asılacaklar.

Aday ve müritleri birlikte dolaşıyorlar. Partiler devre dışı desem pek yanılmış olmam…

Uyduruk, akıl dışı vaatler…

Yaparsa, AK Parti yapar mottosu küme düştü… Şimdi yapmazsa AK Parti yapamaza dönüştü.

Adaylar sağ elini kalbinin üzerine götürerek gönüller yapmaya geldim diye selamlıyor…

Mesela fakirin, emeklinin gönlünü almak daha kolay…

 

Zira AKP’ye oy veren seçmende bir yılgınlık, metal yorgunluğu var. Yeni arayış içindeler. CHP’liler de nasıl olsa kazanırız konforu içinde.

Kaşı göbeğini kaşı modunda…

 

Emekliler yılında 10 bin TL sınırında maaş alan emekliler yılında havasını aldılar…

 

Maliye bakanı nayır olmaz dedi, olmadı.

Bankaların promosyonlarına havale edildi…

+++++

Tayyip Erdoğan artık genel başkan olarak sahnede yerini alıyor. Bu benim son seçimim dedi de… Devlet Bahçeli nereye gidiyorsun bizi bırakıp dedi..

Sana tam destek.

Cumhuriyetimizin 100.yılı Lideri.

 

+++++

Yani böyle bir iktidar hiç görülmedi...

Cumhuriyet tarihinde ve vurdumduymazlık ama şatafat,  itibardan tasarruf olmaz kafasını millet alkışladı… O atıl yatırımların faturasını bizlere müteahhitleri mutlu ettiler. Bir de vergi borçlarını silince kadayıf üzerinde kaymak yediler…

Efendim, Emeklilere kaynak yok…

KARA DELİKLER…

Çanakkale'deki köprüden tutun, İstanbul'daki havalimanından yok Osmangazi Köprüsü ve işlevsiz, yolcu garantili yolcusu olmayan hava alanı ve diğer yatırımlar. Bunu bizlere atılan kazık vergilerle karşılıyorlar. İşte onların nasıl bir delik olduğunu daha iyi görüyorsunuz…

Bir de hızlı tren maliyetine mukayeseli olarak bakalım… İtalya'da, Japonya'da hızlı trenler var… Bunların kilometre maliyetine bakalım. Bir de Türkiye'deki kilometre maliyetine bakalım.

Alman firması hızlı tren için Türkiye'de rüşvet verdik dedi. Almanya’da kıyametler kopmuştu.

Fakat Türkiye’de yargının kılı kımıldamadı.

 

RÜŞVET SARMIŞ DÖRT YANIMIZI

Türkiye'de inanılmaz bir rüşvet ilişkileri var… Bunu yabancı firmalar söylüyor.

Daha 3 sene önce Ankara'da bir Amerikan ilaç şirketi Milyonlarca dolar bir ilacına ruhsat almak için Sağlık Bakanlığına da rüşvet verdiğini söylemişti.

Amerikan hükümetine söyledi ve ceza ödedi… Evet dedi, Türkiye'de işler böyle yürüyordu. Onun için rüşvet verdik diyorlar…

Amerikan yasalarına göre de Almanya yasalarına göre de kendi şirketlerinin yabancı ülkede iş yapmak için rüşvet vermeleri yasak.

 

Ama yasakları onlarda çiğniyor

Daha soyulacak çok portakal var.

Almadıkları bir donumuz kalmıştı. 1 Nisan’dan sonra Âdem’e döneriz…

 

SAKAL KESMEK HARAMMIŞ!

Efendime söyleyeyim; AKP döneminden tarikatlar için bir iklim oluşturulduğuna kimse itiraz etmez. Birçoğu kamu yararı doğrultusunda çalışıyormuş. Hatta bunların yandan çarklı teşkilatları bile var. Bu siyasal iklimde kendilerini de her gün gösterebiliyorlar.

Bunlardan biri bir şekilde toplumun sinir uçlarıyla oynamaktan adeta haz alıyor. Şimdi bir Şevketi bir kenara koyalım.

Fazlı Tonar diye bir hoca çıkmış sosyal medyada fetva veriyor. Ne diyor biliyor musunuz? Müslüman sakallı olur, sakalını kesen haram işlemiş olur haram. Harama girer sakalı kesen erkek…

Şimdi sosyal medyada sakal kesmenin günah olup olmadığı konusu tartışılıyor. Bir tırışkadan hocanın verdiği fetvaya sakal kesmek haram mı sorusuna yanıt aranıyor..

Sakal kesmek haramsa, sakalı kesen kişi de bu işe ortak olan kişi de haram yapmış oluyor.

Yani berberler de bu harama ortak oluyorlarmış… Günah skalasında bu yer almış…

Berberler de bu konuya yıllardır aşina olduklarını ve sadece ekmek parası peşinde olduklarını söylüyor. Bu senelerden beri konuşulan bir konu.

Bizim mesleğimiz bu diyorlar.

İnananlar kararsız. Kimi her hocaya inanılmaz diyor. Kimisi de sakalın İslamiyet’teki yerini vurguluyor… Sakal kesmek haram mıdır, değil midir? Tartışmaları devam ede dursun…

Şu soruyu soralım?  Sakal kesmek niye haram olsun? 

Hocalar son moda Mercedes’le gezerken iyi de havuzlu villada otururken iyi de… Her şey sakala mı kaldı?

Ben böyle cahil hocaları sevmiyorum…

Bu tipler böyle toplumun sinir uçlarıyla oynuyorlar…

1400 yıl önce, 2000 yıl önce 3000 yıl önce o dönemlerin bütün erkekleri aşağı yukarı sakallı zaten. Sebebi çok basit. Şimdiki gibi her gün tıraş olma imkânı yok ki. Tıraşı keskin bıçaklarla yapıyorlar ya da işte ustura gibi bir aletle yapılıyor…

Onunla da böyle her gün ya da üç günde bir tıraş olmak zor olduğu için erkekler hep sakallı olmuş yani tarihteki hemen her erkek sakallı…

Örneğin Erdoğan’ın bir sakallı fotoğrafı var mı? Yok.

Ben Erdoğan'ın ne gençlik döneminde fotoğraflarını görüyoruz ne daha önceki yıllarda ne de Siyasette hiç sakallı olmadı…

Erbakan hocada öyle…

Mütedeyyin AKP’li vekillere ve bakanlara bakın..

Kızdığım bu. Bilgi sahibi olmadan fetva sahibi olmak…Tam bir şarlatanlık örneği…

İşte Müslümanların arasına sokulan en büyük fitnelerden biri…

Şekilcilik…

Batıyoruz…

Gırtlağımıza kadar günah içindeyiz. Kamunun hakları hapur hupur yeniliyor, içiliyor…

Emeklinin haklarını, dulun, yetimin, fakirin haklarını yerseniz, hırsızlıklara, vergi kaçıranlara göz yumarsanız, onlar için helal fetva var.

 

Bu sofracık, efendiler, halkımızın varı yoğu, hayatı
Kan ağlayan, can çekişen halkımızın
Bekler sizi efendiler, önümüzde titrer durur
Ama sakın çekinmeyin, yiyin, yutun, yiyin, yutun..

 

Sizi gidi dinbazlar sizi…