Yeni yıl coşkusunu Eskişehir'de yaşayın: 7 gün boyunca açık!
Yeni yıl coşkusunu Eskişehir'de yaşayın: 7 gün boyunca açık!
İçeriği Görüntüle

Açıklanan asgari ücret miktarının yeterli olmadığına dikkat çeken Ulucan, 2025 yılının vatandaşı nefessiz bırakan bir yıl olduğunu dile getirdi. Ulucan, “Mevcut iktidar, 23 yıl önce ‘3 Y ile mücadele edeceğiz’ diyerek iktidar koltuğuna oturdu. Neydi bu 3 Y? Yolsuzluk, yasaklar ve yoksulluk. Ancak aradan geçen 23 yılın sonunda yoksulluk artarak devam ediyor. Yasaklar azalmadı; tam tersine her geçen gün daha da arttı. Yolsuzluk ise artık istisna olmaktan çıkmış, sistemin kendisi haline gelmiştir. Adeta tuzun koktuğu noktadayız. ‘3 Y’ ile iktidara gelen AKP, bugün ‘Aile Yılı’ söylemi altında adeta 4’üncü bir Y’yi, yani milleti yozlaştırmayı eklemiştir. Toplumu kutuplaştıran, insanları birbirinden koparan bir anlayış hâkim kılınmaya çalışılmaktadır. Bu gidişat ne adaletle, ne demokrasiyle, ne de milletimizin ortak değerleriyle bağdaşmaktadır. 2025 yılı; aileyi güçlendiren değil, asgari ücretlinin, emeklinin, memurun, çiftçinin ve gencin nefessiz bırakıldığı bir yıl olarak hafızalarımıza kazınmıştır. 2026 yılı için açıklanan asgari ücret ise hayatın gerçekleriyle bağını tamamen koparmıştır. Bu rakam; mutfağın yangınını söndürmeyen, kirayı karşılamayan, faturaları ödemeye yetmeyen bir ücrettir” diye konuştu.

Vatandaş vergi yağmuru altında eziliyor


Ulucan, sözlerine şöyle devam etti: “Sahte diploma skandalları, sahte diplomalarla e-Devlet sistemine girişler, devletin nasıl çöktüğünün göstergesidir. Yeni doğmuş bebekler üzerinden rant sağlayan çeteler, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın ihmali sonucu 70’ten fazla canımızı kaybettiğimiz Bolu Kartalkaya otel yangını, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün 10 Kasım anmasının ara tatile denk getirilmesi… Milli Eğitim’deki usulsüzlükler, yanlış eğitim politikaları , orman yangınları, Et ve Süt Kurumu’ndaki usulsüz ihaleler, çocuk işçiliğin yaygınlaştırıldığı MESEM programları ve bu kapsamda yaşanan ölümler, stajyer öğrencilere yönelik istismar iddiaları, savunma sanayinde plansız ve savruk alımlar, kamu kadrolarına liyakat yerine eş-dost-yandaş atamaları, artan kadın cinayetleri ve aile içi şiddet… Bugün uyuşturucudan bile daha tehlikeli hale gelen sanal kumar ve bahis çetelerinin cep telefonlarımızın içine kadar girmesi ve buna karşı etkili bir mücadelenin olmaması… Ana muhalefet liderine yönelik siyasi saldırılar, Erzincan İliç’ten Çanakkale’ye, Manisa’ya kadar yaşanan maden faciaları… Don olayları nedeniyle Eskişehir Mihalıççık’ta kirazın, Malatya’da kayısının, Amasya’da elmanın yok olması ve çiftçinin yalnız bırakılması… Vergi yağmuru altında ezilen vatandaşlar, artan boşanmalar, dağılan aileler… Tüm bu tablo gösteriyor ki 2025 yılı bir ‘Aile Yılı’ değil; yozlaşmanın, çöküşün, adaletsizliğin ve liyakatsizliğin açıkça ortaya çıktığı bir yıl olmuştur.”

Kaynak: HABER MERKEZİ