Çöl ikliminde düşünün kendinizi, öğle vakti güneş tam tepedeyken sokakta insanların azaldığını görürsünüz. Sokakta dolaşmak zorunda kalanlar bir şapka ile başlarını kapatırlar ya da bir şemsiye ile yürürler. İnsan bu dünyada kendisini sıkıntı, hastalık ve darlıktan koruyacak tedbirler alır her daim. Güneşin çarpacağını bildiği için bir gölgeye sığınır. Soğuğun üşüteceğini bildiği için kalın giyinir. Ancak insan nisyanda bulunur ve bu dünyanın biteceğini umursamaz. Bu sebeple de ahiret için tedbir almaz, görmezden gelir. Halbuki insanlar kıyamet günü kavurucu sıcağın olacağı, orada bulunanların tere gömülecekleri, pişmanlık, feryat, ayrılış günü diye isimlendirilen ahiret hayatına uyanacaklar. O gün hüküm Rahman ve Kahhar olan Allah'ındır. Kimini yorgun, bitkin ve darda bırakacak; kimini de arşının gölgesinde gölgelendirecek (Buhari, Ezan, 36; Müslim, Zekat, 91). Bunu bilen insan 'Acaba ne yapmalıyız da orada gölgelenmeliyiz ve azaptan kurtulmalıyız' demelidir.
Yüce Allah hakikati unutan kuluna acır ve ahiret gelmeden ona öğüt vermek üzere peygamberler gönderir. Peygamberlerin hepsi kulların örnek alması gereken özellikleri taşır. O peygamberlere uyan hem bu dünyasını hem de ahiretini kazanır. Onlara uyan, onların gölgeleneceği yerde gölgelenir.
Kur'an'da en etkileyici kıssa Hz. Yusuf kıssasıdır. Hz. Yusuf birçok amelinin yanında gösterdiği iffet duygusuyla o arşın gölgesinde olacaktır. O ki Mısır'ın en güzel kadınının kendisine 'hadi gel benimle ol' demesine 'Allah'a sığınırım' diye karşılık verince Allah da onun gösterdiği bu iffet amelini kabul ettiğine dair ona arkadan yırtılmış bir gömlek nasip eder. Bu gömlek iffet sembolü olur. Ne mutlu gömleği arkadan yırtılan müminlere! İşte onlar bu dünyada zinaya, fuhşa, flörte karşı durur, sosyal medyadan gelen ahlaksız mesaj ve görüntülere karşı 'ben Allah'tan korkarım' derlerse, Hz. Yusuf'la birlikte arşın gölgesinde olacaklar.
Arşın gölgesinde gölgelenmeye sebep olacak yedi amelden birisi Hz. Yusuf gibi iffetli olmaktır. Peki diğer altı amel nedir?
Cinlerin ve rüzgarların emrine verildiği, kuşdili bilen, kendisine her konudan bir şey öğretilen ve kendisine verilen bu nimetleri görünce 'bu Rabbimin fazlındandır' diyerek kulluğunu, acizliğini unutmayan Hz. Süleyman'ı düşünün. O ki Allah'ın yarattıklarına karşı adil davranmaya çalışan, yeryüzüne adaleti hakim kılan bir devlet başkanıydı. İşte bu amellerden ikincisi, Hz. Süleyman gibi adil devlet başkanı olmaktır.
Bir anne düşünün, hamile olduğunu anlar anlamaz elini karnına götürür ve 'Ya Rabbi! Karnımdakini senin yoluna adadım' der ve çocuğunu dünya için değil, ulvi değerleri kazansın diye Allah için doğurur. Çocuk doğunca onu Allah için doyurur. Bu çocuk Hz. Meryem olur. Beyti Makdis'e çekilip her daim mescitte ibadet eder. İşte bu amellerden üçüncüsü, Hz. Meryem gibi kalbi mescitlere bağlı Müslüman olmaktır.
Daha çocukken samimiyet sınavından geçen, Allah'ın kendisini 'namaz kılandı o' diye taltif ettiği Hz. İsmail'i düşünün. İşte bu amellerden dördüncüsü, Rabbine kulluk ederek temiz bir hayat içinde serpilip büyüyen genç olmaktır.
Bu amellerden beşincisi, Hz. Musa ve Hz. Harun gibi birbirlerini Allah için sevip buluşmaları da ayrılmaları da Allah için olan iki insandan biri olmaktır.
Bu amellerden altıncısı, Hz. İbrahim gibi sağ elinin verdiğini sol elinin bilemeyeceği kadar gizli sadaka veren biri olmaktır.
Bu amellerden yedincisi, Hz. Zekeriya gibi tenhada Allah'ı anıp gözyaşı döken biri olmaktır.
Bu amellere sahip çıkmak ne büyük bir bahtiyarlıktır!..


MEAL OKUYORUM
Allah yolunda öldürülenler için 'ölüler' demeyin. Hayır, onlar diridirler, fakat siz bilemezsiniz.
(Bakara 2/154)

HER GÜNE BİR HADİS
'Müslüman, Müslüman'ın kardeşidir. Ona
hainlik yapmaz, ona yalan söylemez, onu zor durumda yüzüstü bırakmaz'
(Tirmizî, Birr, 18)

GÜNÜN DUASI
'Allah'ım! Senden dinde sebat etmeyi istiyorum ve doğruluğa azmetmeyi de istiyorum.
Nimetine şükretmeyi ve sana güzel bir şekilde ibadet edebilmeyi istiyorum. Doğruyu konuşan bir dil ve eğriliklerden
uzak bir kalb diliyorum.
Allah'ım! Senin bildiğin her çeşit şerden sana sığınıyorum.
Bildiğin bütün hayırları senden istiyorum. Bildiğin günahlarımdan dolayı senden bağış diliyorum. Şüphesiz Sen gaypları bilensin.' (Tirmizî, De'avat, 23)

BİR SORU-BİR CEVAP
Zekat, vekalet, havale, EFT vb. yollarla ödenebilir mi?
Kişi zekatını, bizzat kendisi elden verebileceği gibi, başkasına vekalet vermek veya havale yoluyla da verebilir. Burada önemli olan, zekatın, zekat alacak kişiye ulaşmasıdır (İbn bidîn, Reddü'l-muhtar, III, 187, 189). (Fetvalar,DİB Yay.syf.247)