İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Burcu Efelerli, “Klimaya doğrudan maruz kalmak da ciddi riskler barındırıyor. En çok karşılaştığımız sorunlardan biri lejyoner hastalığı. Bu hastalık, legionella pneumophila adlı bir bakterinin neden olduğu bir zatürre türüdür” dedi.

İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Burcu Efelerli, yaz mevsiminde artan sıcaklıkların özellikle kalp, şeker ve tansiyon hastaları için ciddi sağlık sorunlarına yol açabileceğini belirterek vatandaşlara önemli uyarılarda bulundu.

SICAK HAVADA SU TÜKETİM ÖNEMLİ

İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Burcu Efelerli, özellikle saat 11.00 ile 16.00 arasında güneş ışınlarının dik geldiğini ve bu saatlerde dışarı çıkmanın büyük risk taşıdığını söyleyerek, “Yüksek sıcaklıklar, özellikle kalp, şeker ve tansiyon gibi kronik hastalıkları olan bireylerde ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir. Sıcak havalarda vücut su kaybeder, yani dehidrate olur. Bu durum da dolaşım sistemini zorlar, kalp üzerinde ekstra yük oluşturur. Bu nedenle özellikle kalp hastalarını uyarmak istiyorum. Susuz kalmak baş ağrısı, baş dönmesi, yoğun terleme gibi belirtilere neden olabilir. Bazen yaşlı bireyler farkında olmadan fazla terleyebilir ve bu durum ciddi sıkıntılara yol açabilir. Ayrıca, sıcak havalarda serebrovasküler olaylar, yani beyin felçleri de artabilir” diye konuştu.

DOĞRUDAN KLİMAYA MARUZ KALMAYIN

Bireylerin arkında olmadan ter kaybedebildiğini belirten Efelerli, “Bu noktada klima kullanımı önem kazanıyor. Ancak klimaya doğrudan maruz kalmak da ciddi riskler barındırıyor. En çok karşılaştığımız sorunlardan biri lejyoner hastalığı. Bu hastalık, legionella pneumophila adlı bir bakterinin neden olduğu bir zatürre türüdür ve genellikle klima sistemlerinden bulaşır. Ev ya da araba klimaları fark etmeksizin bu riski taşıyabilirler. O yüzden klimaların düzenli bakımı mutlaka yapılmalıdır. Sıcak havalarda ayrıca ishal, bulantı, kusma, halsizlik, eklem ağrıları gibi belirtiler de sık görülür. Bunların çoğu yüksek sıcaklık ve bozulmuş gıdaların tüketilmesiyle ilgilidir. İshal tedavisinde de en önemli konu sıvı takviyesidir. En doğal yol su içmektir ama gerekirse damar yoluyla serum da verilebilir” ifadelerini kullandı.

Efelerli hastalara şu önerilerde bulundu: “Bol su tüketin. Günde 8 ila 10 bardak su içmek önemli. SPF 30 ve üzeri güneş koruyucu krem kullanın. Açık renkli, ince ve terletmeyen kıyafetler giyin. Geniş kenarlı şapka kullanın. Gıda tüketiminde dikkatli olun. Gıdalar yazın çok çabuk bozulur. Özellikle açıkta duran meyve ve sebzeler risklidir.”

iyonlara da sık rastlanıldığını belirten Eelerli, “Bu virüs bağırsaklarda enfeksiyon yapar. Tedavisi yoktur. Bol sıvı almak, patates haşlaması, pirinç lapası, muz ve yağsız yoğurt gibi gıdalarla destek vermek gerekir. Bir hastam ‘Karpuzu buzdolabından çıkardım ama biraz masada beklemişti’ dedi. Bu gibi durumlar gıda zehirlenmesine yol açabiliyor” ifadelerini kullandı.

GÜNEŞTEN KORUNURKEN BOL BOL SIVIDA ALIN

Güneş çarpmasına maruz kalan bireylerde baş ağrısı, mide bulantısı, halsizlik ve yaygın ağrılar görülebildiğini belirten Efelerli, “Bu durumda acilen bir sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır. Acil serviste hastaya ilk yapılması gereken şey hidrasyondur; yani sıvı takviyesi. Serum verilir, böbrek ve karaciğer fonksiyon testleri yapılır. Eski inanışlarda ‘yoğurt yesin, zehri alır’ denilirdi ama günümüzde tıbbi olarak en etkili çözüm bol sıvı desteğidir. Ayrıca hastaya C vitamini ve gerekirse B vitamini verilebilir. Özellikle yüksek doz C vitamini bu süreçte oldukça etkili olabilir” diye konuştu.

Kaynak: HABER MERKEZİ