Birçok sivil toplum kuruluşunun da destek verdiği Eğitim Sen üyeleri Atatürk Lisesi önünden Hamamyolu Yediler Parkı’na “Laik, bilimsel, demokratik eğitim”, “ÇEDES hemen iptal edilsin”, “Karanlığa teslim olmayacağız” sloganlarıyla yürüdü. CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer de yürüyüşe katıldı. Burada ilk açıklamayı Eğitim Sen Şube Başkanı Faik Alkan yaptı.

Alkan iktidarı sert bir dille eleştirerek, “Bugün AKP iktidarı aslında Türkiye toplumuna tek bir şeyi dayatıyor: Fakirsiniz, açsınız ama dini anlamda sizi donatacağız. Burada AKP aslında işçilere, emekçilere, yoksullara, kamu emekçilerine, emeklilere, sokaktaki aç yurttaşlarımıza bir şey vaat etmiyor. Tek bir amacı var, toplumu kutuplaştırıp seçimi almak ve aynı zamanda gizli İMF politikalarını Türkiye’de hayata geçirmektir. 22 yıl önce iktidara geldiklerinde Türkiye’nin öz kaynaklarını, kamu iktisadi teşekküllerini sermayeye peşkeş çektiler. Okullarımızda bizler Eskişehir’de bir tebeşir parası dahi toplanmasına müsaade etmiyorduk. Bugün Eskişehir’in okullarında 35 bin lira 40 bin lira kayıt parası topluyorlar” dedi. ÇEDES ve benzeri protokollerle imamların okulları teslim aldığını ifade eden Alkan laik eğitim mücadelesine sonuna kadar devam edeceklerini söyledi. Alkan ayrıca Eğitim Sen yürüyüşünün İzmir’de düzenlenecek olan büyük bir mitingle sona ereceğini belirtti.

12 EYLÜL DARBESİYLE BAŞLADI

MİLLETİN MECLİSİ MİLLETİN OLACAK MİLLETİN MECLİSİ MİLLETİN OLACAK

Eğitim Sen Genel Başkanı Nejla Kuru ise 12 Eylül darbesiyle birlikte Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinin zorunlu hale geldiğini ifade ederek, “Ondan önce seçmeliydi bu ders. Dinde zorlama olmaz anlayışıyla hareket edilmişti. Ama sonra denildi ki, ‘bu toplum artık daha çok ilerlemek istiyor. Bunu bir geriletmemiz lazım.’ Ondan sonra darbeler oldu. Solun, sosyal demokrasinin önünü kapatmak için darbeler bitti onun yerine zorunlu Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersleri geçti. Şimdi yeni bir sivil darbeyi yaşadık. Etkileri hala üzerimizde. Bu darbenin ardından bu kez dönemin açılmasına 2 hafta kala yeni bir zorunlu dersle karşılaştık. Din Değerler ve Ahlak. Sanki ahlak ve değerlerimizin tamamı dine endekslenmiş bir biçimde seçmeli derslerden birinin zorunlu olmasıyla karşı karşıya kaldık” dedi.

DİNDAR VE KİNDAR NESİL VURGUSU

İktidarın eğitim sistemindeki uygulamalarıyla öğrencileri kendi çizgisine çekmek istediğini söyleyen Kuru, “Öğrencilerimiz artık siyasal iktidarın çizgisine çekilmek isteniyor. Hangi projeyle? ÇEDES projesiyle. Adı çok masum gözüküyor ama arkasında ne var? Tabletler, bisikletler ve benzeri vaatler var ama arkasında ellerini oluşturarak bekleyen dinci vakıflar, tarikat ve cemaatler var” dedi. Milli Eğitim Bakanlığı’na da eleştirilerde bulunan Kuru, Bakanlığın Diyanet İşleri Başkanlığı ve Gençlik ve Spor Bakanlığı ile başka bir eğitim sistemi inşa etmeye çalıştığını söyledi.  Kuru, ÇEDES protokolünü de anlatarak “Her bakanlığın yerelde örgütleri var. İzmir’de 842 okula din görevlilerinin gidişinin önü açıldı. Karşı çıkmazsak eğer bu hayata geçecek. Adana ve Urfa’da bazı çalışmaların başladığını duyduk. Başka kentlerde başka protokoller işliyor ama ÇEDES’in bir süresi yok. Yani yıllarca sürebilir bu protokol ve bu protokol bağlamında dindar ve kindar bir nesil projesi adım adım örülmek istenecek” şeklinde konuştu. Kuru, ÇEDES ve benzeri protokollerle her alanda mücadelelerini sürdüreceklerini ifade ederek konuşmasını noktaladı.

M.ANIL AKSOY