CHP İl Eğitim Sekreteri Server Kılınç, İl Başkanlığı’nda gerçekleştirdiği basın açıklamasıyla Milli Eğitim Bakanlığı’na eleştirilerde bulundu. 2024-2025 eğitim öğretim döneminin sona ermesine rağmen Bakanlığın sorumluluklarını yerine getirmediğini iddia eden Kılınç, yaşanan sorunları dile getirdi. CHP İl Başkanı Talat Yalaz’ın da katılım gösterdiği açıklamada temizlikten güvenliğe, kaynaklardan öğretmen atamalarına kadar hiçbir işlemin doğru yapılmadığına dikkat çekildi.
Hiçbir önlem alınmadı
Yemek ve temizlik gibi temel konularda yaşanan aksaklıkları dile getirerek açıklamalarına başlayan Kılınç, “Bugün 1’inci sınıf öğrencilerimiz karne almadı, gelişim raporu verildi. Geçtiğimiz eğitim-öğretim yılında da çocuklarımız okullarda bir bardak temiz suya, bir öğün ücretsiz yemeğe dahi erişemedi. Okullarda temizlikle ilgili yaşanacak sorunları ve alınacak önlemleri dile getirmemize rağmen hiçbir önlem alınmadı, belediyelerimiz engellendi. Okullarımız afet ve acil durumlara karşı denetlenmedi, gerekli iyileştirmeler yapılmadı, pek çok okul kazası yaşandı. Okullarımıza kadrolu bir güvenlik görevlisi atanmadığı için çocuklarımız, öğretmenlerimiz ve eğitim çalışanlarımız okullarda saldırıya uğradı, yaralandı ve hayatını kaybetti” diye konuştu.
"Kreşlerimiz kapatılma tehdidi ile karşı karşıya kaldı”
Vakıflara ayrılan kaynaklar ve okul öncesi eğitimde yapılması beklenen değişikliklere değinen Kılınç, “Kamu, okullarının eksikliklerini giderecek bütçeleri olmadığı için, yasak olmasına rağmen velilerden kayıt ücreti, bağış adı altında ücretler talep edildi. 13,85 milyar lira aktarılan Türkiye Maarif Vakfı'na, 2025 yılı için MEB bütçesinden 6 milyar 774 milyon 954 bin liraya kadar kaynak aktarılabileceği duyuruldu. Devlete emanet edilmiş bütçeler, çocuklarımızın nitelikli eğitim hakkı için kullanılması gereken kaynaklar yandaşlar için kullanıldı. Seçim beyannamelerinde 1 yıl okul öncesi eğitimi zorunlu yapacağız diyen iktidar okul öncesini zorunlu yapmadığı gibi, katkı payı uygulaması ile okul öncesi eğitimi kamu okullarında bile ücretli hale getirildi. Yetmezmiş gibi okul öncesi eğitime erişimde yoksul halkımızın tek seçeneği haline gelen belediye kreşlerimiz kapatılma tehdidi ile karşı karşıya kaldı” ifadelerini kullandı.
Mesleki Eğitim Merkezleri’nde (MESEM), çocuk işçiliğinin önünün açıldığını öne süren Kılınç, “ Çocukların eğitim hakkını kısıtlayan, sağlık ve yaşam hakkını zedeleyen, güvencesiz ve denetimsiz bir emek sömürüsü olan MESEM'lerde çocuklarımız sömürülmeye, yaralanmaya ve ölmeye devam etti. 2023 Eylül ayından bu yana 13 çocuğumuz hayatını kaybetti. Bakanlığın görevi çocuk işçiliğine zemin hazırlamak, sermayenin ve patronların ‘ara eleman’ eksikliği bahanesi altında ucuz işgücü aramasının çaresini bulmak değildir. Bakanlığın görevi çocuğun üstün yararını gözetmektir. Taşımalı eğitimin kapsamını daraltan değişiklik nedeniyle kırsal bölgelerde yaşayan çocuklarımız bir kez daha mağdur edildi. Çocuklarımız Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli adı verilen, öğretim programı olmaktan ziyade çağdışı bir eğitim manifestosu olma niteliği taşıyan, iktidarın ideolojik saplantılarını ve itaatkar ve kanaatkar nesil yetiştirme hedefini yansıtan programlarla eğitim aldı” açıklamasında bulundu” diye konuştu.
Devlet okullarında yaşanan eksiklere rağmen İmam Hatip Okulları’nda verilen desteklere dikkat çeken Kılınç, “ÇEDES kapsamında pedagojik olarak çocuklara uygun olmayan mezar ve cami temizleme, savaş canlandırması, ağıt yakma vb. etkinlikler gerçekleştirildi. Ülkü Ocakları Kültür Vakfı ile yapılan protokol ile bir partinin gençlik kolları yapılanması eğitim kurumlarımıza girdi. Özel okulları ücretleri açısından denetlemeyen Bakanlık, özel sektör öğretmenlerinin taban maaş, belirsiz süreli iş sözleşmesi, eğitim ve güzel sanatlar işkolu kurulması, kamu ile özlük haklarında eşitlik sağlanması yönündeki taleplerini duymazdan gelmeye devam etti. Devlet okullarında en temel ihtiyaçlar bile karşılanamazken, bazı Anadolu İmam Hatip Liseleri bünyesindeki ‘Proje İmam Hatip Ortaokulları’ için öğrencilere burs, nakit para, ödül, ücretsiz öğle yemeği, kırtasiye desteği, 24 kişilik sınıflar ve ücretsiz ulaşım gibi diğer devlet okullarında bulunmayan imkanlar vaat edilerek kayıt kampanyaları yürütülmeye başlandı” dedi.
Cumhuriyet öğretmenleri eleniyor
Öğretmen atamalarında usulsüzlükler olduğunu iddia eden Kılınç, “8 Nisan'da, dönem ortasında hiçbir somut kriter açıklamadan, sadece bakan onayı ile proje okullara öğretmen ve yönetici atamaları gerçekleştirildi. Yıllardır emek veren, okullarını başarıyla temsil eden öğretmenlerimiz norm fazlası durumuna düştü ve il emrine atandı. Öğretmenlerin hiçbir mevcut sorununu çözmeyen Öğretmenlik Mesleği Kanunu, partimizin, eğitim sendikalarının ve eğitimin tüm paydaşlarının itirazlarına rağmen dönem başında oy çokluğuyla Meclis'te kabul edildi. Bu kanun ile getirilen Milli Eğitim Akademileri ile eğitim fakülteleri işlevsizleştirildi, lisans diploması öğretmen olmak için yetersiz sayıldı. Mülakatlarda, proje okul atamalarında yaşanan usulsüzlükler, kayırmacılıklar ortadayken, bu akademilerin amacının öğretmen yetiştirme sistemini iyileştirmek olmadığı açıktır; amaç yandaş olmayan, Cumhuriyet öğretmenlerini elemektir” diye konuştu.
"Var gücümüzle mücadele etmeye devam edeceğiz”
Kılınç, Cumhuriyet Halk Partisi olarak tüm bu sorunların çözümüne yönelik mücadele edeceklerini vurguladı. Kılınç, “Bunun yolu nitelikli, çağdaş, bilimsel, laik, kamusal, parasız, eşit, erişilebilir ve kapsayıcı bir eğitim sistemi inşa edilmesi, tüm öğretmenlerimizin hak ettiği değeri görmesi, okulların en güvenli alanlar olması, Başöğretmenimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün de söylediği gibi Cumhuriyetin bizden istediği "fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür” nesillerin yetiştirilmesi için var gücümüzle mücadele etmeye devam edeceğiz” dedi.