İYİ Parti Genel İdare Kurulu Üyesi Melih Aydın, İYİ Parti'deki kongre sürecinden Terörsüz Türkiye toplantısına, ekonomiden CHP kurultay davasına kadar birçok konuda değerlendirmelerde bulundu.
İYİ PARTİ’DE DELEGE SEÇİMLERİ DEVAM EDİYOR
Adana Milletvekili Ayyüce Türkeş, Ankara Milletvekili Yüksel Arslan ve İl Başkanı Serdar Ulucan ile birlikte delege seçimlerinin yapıldığı sandıkları ziyaret ettiklerinin söyleyen Aydın, “İyi kalitede oluşan yönetimlerin ve yüksek aidiyeti olan insanların toplanmasıyla oluşan bir yönetim sistemi var şu an Eskişehir'de, hizmet etmeye, mevcut ülkedeki sistemi değiştirmeye yemin etmiş insanlar var. O yüzden bir birliktelik oldu burada. Hem il başkanımızın kurduğu yönetimler hem ilçe başkanlarımızın gerçekten sahadaki ciddi çalışmalarıyla birlikte şu an delegelere de delege seçimlerinde de inanılmaz bir ilgi var. Kırsal ilçelerimizde sıralı bir şekilde bu bir ay içinde bitecek. Kasım ayının başında da biz il seçimimizi yapacağız. İl başkanımızı seçeceğiz. Bu süreçte hem yönetimlere hem ilçe başkanlıklarına talipler var. Ama merkez ilçelerimizde görünen o ki başkanlık üzerinde çok değişiklik beklemiyoruz. Tepebaşı’ndaki başkanlık sisteminde bir adayımız var. Mevcut başkanımız kendi zaten devredecekti. Bu zaten biraz planlıydı. Reşat Bey (Küçükerkan) Tepebaşı İlçe Başkanı olacak gibi gözüküyor. Tabi söz sandıkta.” dedi.
İHANET SÜRECİNİ TANIMIYORUZ
Terörsüz Türkiye sürecini tanımadıklarını vurgulayan Aydın, “Terörsüz Türkiye, ambalajıyla sunulan bir ihanet süreci olarak adlandırıyoruz. Hafta sonu MHP’nin ‘Terörsüz Türkiye’ kapsamında gerçekleştirdiği toplantıya katılımın ne kadar düşük olduğunu gördünüz. Salon 2-3 partinin birleşmesiyle anca dolduruldu. Sokaklarda dışarılarda kimse yoktu. Biz de takip ettik, ettirdik çünkü şunu ölçmeye çalışıyoruz; biz, yanlış yerde konumlanmadığımızı biliyoruz ama vatandaşın buna desteği nasıl? Başka bir şey düşünüyor mu? Biz, 1 ve 4 Eylül arasında 77 şehirde, tüm İYİ Parti yöneticileri, divan kurulu, genel idare kurulu, merkez disiplin kurulu, il ve ilçe başkanlıklarındaki yöneticiler 77 ile dağıldık. 4 gün boyunca 77 ili taradık. STK'ları ziyaret ettik, sokaklara çıktık, vatandaşla konuştuk. Her birine de bunu sorduk. Hatta şehit ve gazi derneklerine de gittik, özellikle. Kimse bundan mutlu değil. Kim ister ki terörün ülkemizde olmasını? İster miyiz? Kaldı ki AK Parti iktidara geldiğinde terör zaten bizim topraklarımızda bitmişti. PKK'nın canı kalmamıştı. Can suyu yine bu devirde verildi. Şimdi bu süreç böyle okunduğu zaman farklı bir tarafa gidiyor. Biz bunu da kabul etmiyoruz zaten, samimiyetsiz. Bu Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin birliğine, bütünlüğüne, sınırlarına iyi gelmeyeceğini düşünüyoruz. Bu zaten bir devlet aklı diye sunuyorlar bize. Bu evet, devlet aklı ama bizim devletimizin aklı değil. Bu Amerika'nın aklı, İsrail'in aklı, Büyük Orta Doğu projesinin devamı. Teröristle müzakere edilmez, mücadele edilir diye hep söylüyoruz. Siz bu konuma terörist başını, cani bebek katili adamı muhatap alırsanız, koskoca Türkiye Cumhuriyeti Devleti olarak bu kabul edilebilir bir şey değil zaten. Bu süreç böyle yönetilmez. PKK'nın uzantısı teröristler aynen devam ediyor. Silah bırakmayacaklarını da açıklıyorlar. Kaldı ki iktidarın ve ortaklarının da şu an istemediği bir duruma gitti. Bunun altından kalkamıyorlar. Toplumda bu işe çok ciddi bir itiraz var. Bizi mutlu eden tek taraf şu: vatandaşımız aslında İYİ Parti'nin ne kadar haklı olduğunu gördü.” açıklamalarında bulundu.
HUKUK HERKESE LAZIM
Cumhuriyet Halk Partisi’nde son yaşanan gelişmeleri değerlendiren Aydın, “Biz hukukun bu kadar esnetilmesine, çarpıtılmasına birileri tarafından kullanılmasına karşıyız zaten. Bunu hangi parti yaşarsa yaşasın, biz doğru olanın yanında dururuz. Hukuk herkese lazım. Gün geldiğinde, bu esnemeler karşı tarafın karşısına konularak kullanılmayacak mı onlar için? Sistemi bozmamak lazım. Ben sürecin tamamını yanlış buluyorum. Bu, böyle bir şey değil. Şimdi sokağın sesini bu kadar yükselttiği bir zamanda Sayın Kılıçdaroğlu bu işe tamam diyecekse o artık kendi bileceği konu. Yani ben bunun karşılık görmeyeceğini düşünüyorum. Kendisi için de üzülüyorum. Yani eğer böyle bir durum söz konusu olur ve kendisi bunu zorlar ise İstanbul İl Başkanlığı konusunda atadılar Gürsel Bey’i kayyum olarak. Yaşadıkları ortada, yaşattıkları ortada.” diye konuştu.
HERKES ZARAR EDİYOR
Ekonomik koşulların gittikçe zorlaştığına ve çalışan her kesimin zarar ettiğini belirten Aydın, “Her sektör için istisnasız durumlar gerçekten çok kötü. Dolar ve euronun baskılanmış rakamlarının halkın üzerindeki zulmü de ortada. İhracatçıyı perişan ediyor. İçeride artan maliyetler, karşılığını alamayan bir sanayi kesimi, hizmet sektörü, üreticiler, o baskıların altında eziliyor. Ama biz ferasetli bir millet olduğumuz için çalışmaya devam ediyoruz. Fakat herkes zarar ediyor, küçülmeye başlıyor. Eskişehir'de son konuşulan konularda, yıl sonuna kadar on bin kişinin işten çıkaracağı söyleniyor. Aileleriyle birlikte bunu otuz bin, kırk bin kişi olarak göreceksiniz. Böyle bir ortamda neyi konuşuyoruz ki biz? Devlet destekleri zaten ortada yok. Krediler, faizler çok yüksek. İnsanlar sadece o anı kurtarmaya çalışıyor.” dedi.
GÖREVDEN KAÇMAYIZ
Seçim döneminde İYİ Parti ne görev verirse üstlenmeye hazır olduğunu söyleyen Aydın, “Ben Genel İdare Kurulu üyesiyim, partinin en üst karar organı. Ben orada da seçildim. Şimdi bunun da karşılığını vermeye çalışıyorum. Sonuçta insanların oturmak istediği makama oturuyorsanız, o koltuğa oturuyorsanız, bunun karşılığını vermek zorundasınız ki yarın vicdanınız da rahat etsin. Tek başıma ben bir şey kazanayım diye, ben bir koltuk sahibi olayım diye bu siyasetçi olma kısmını ben kabul etmiyorum. Biz önce seçimi yapabilecek miyiz? Yaptıracak mıyız? O sandığı getirecek miyiz? Çünkü bu düzen bizi korkutuyor. Bu kadar hukuksuzluğun olduğu yerde bu iş neden olmasın? Artık biliyorsunuz, A4 kağıdıyla yönetiliyoruz. Akşamdan Resmi Gazete’ye yazılıyor, sabah kanun. O sandık geldiğinde, vatandaşlarımızın hala desteğini görüyorsak, teşkilatımız bizi bir yerde görmek istiyorsa, genel merkezimiz de bunu takdir ediyorsa elbette ki o gün de görevden kaçmayız.” ifadelerinde bulundu.



