Acıbadem Eskişehir Hastanesi Genel Cerrahı Doç. Dr. Hayrettin Dizen, meme kanserinde erken tanının hayati öneme sahip olduğunu vurguladı. Kadınlarda en sık görülen kanser türü olan meme kanserinde sağkalım oranlarının son yıllarda arttığını belirten Dizen, bunun temel nedenlerini tedavi yöntemlerindeki gelişmeler ve hastalığın erken evrede tespit edilmesi olarak açıkladı.
ARTAN SIKLIK CİDDİ BİR HALK SAĞLIĞI SORUNU
Ülkemizde meme kanseri sıklığının son 25 yılda yaklaşık 2,5 kat arttığını ifade eden Dizen, bu artışın yaşam tarzı değişiklikleri, obezite, hareketsizlik, geç doğum, kısa süreli emzirme ve hormon tedavileri gibi faktörlerden kaynaklandığını söyledi. Dizen, gelişmiş ülkelerde meme kanseri tanısının genellikle erken evrede konulduğunu belirterek, Türkiye’de tarama sistemlerinin güçlendirilmesi ve toplumun bu sistemlere uyum sağlamasının önemine dikkat çekti. “Erken tanı sayesinde ölüm oranları azalıyor, meme koruyucu cerrahi şansı artıyor ve tedaviye bağlı yan etkiler azalıyor” dedi.
KORUNMA YOLLARI VE GENETİK RİSKLER
Meme kanseri riskini azaltmak için sağlıklı yaşam alışkanlıklarının önemine değinen Dizen, obeziteden kaçınma, düzenli egzersiz, dengeli beslenme, emzirme süresini uzatma, alkol kullanmama ve hormon tedavilerinden uzak durmanın kritik olduğunu vurguladı. Ayrıca, BRCA1 ve BRCA2 gen mutasyonlarına sahip kişilerin meme kanseri riskinin yüksek olduğunu ve bu gruptaki kadınlarda profilaktik mastektomi ve koruyucu ilaç kullanımının riski ciddi oranda azalttığını belirtti.
Meme kanserinde sağkalım oranlarının yükselmesinde multidisipliner yaklaşımın önemine dikkat çeken Dizen, hastalığın evre ve moleküler alt tipine göre cerrahi, kemoterapi ve hormonal tedavi seçeneklerinin belirlendiğini söyledi. Erken evrede meme koruyucu cerrahi ve sentinel lenf nodülü biyopsisi uygulanabileceğini, ileri evrede ise sistemik tedavinin öncelikli olduğunu belirtti.
