Yüce Rabbimiz, bizleri sonsuz iradesiyle en güzel surette yaratmış ve yaşadığımız bu geçici hayatta, hangimiz en güzel ameli yapacak diye bizi dünyaya göndermiştir. O, insanı yoktan var ederken, önce bedenini topraktan yaratmış, sonra yarattığı o güzel bedene ruhundan üfleyerek (beden ve ruhu birleştirerek) onu şerefli bir varlık haline getirmiştir. Bizlere diğer varlıklara vermediği akıl ve irade nimetini lütfetmiş, daha sonra ise insan dışındaki bütün varlığı onun emrine musahhar kılmıştır. Bizler de, akıl ve irademizle Yaratanımızı tanıyıp O'na iman eder, O'na ibadet eder, O'nun, peygamberleriyle bize haber verdiği emir ve yasakları hayatımızda uygulamaya çalışırız. İşte sözlükte 'Sadaka-i Fıtr' diye tarif ettiğimiz 'Varoluş Sadakası', Rabbimizin bize lutfettiği sayısız bunca nimete karşı (İbrahim 14/34) bir şükür borcudur.
Sadaka-i fıtr ıstılahta ise; Ramazan ayı içerisinde, Müslümanların, Allah'ın kendilerine vermiş olduğu sağlık ve afiyet nimetine karşılık (oruç tutabilmek için gerekli olan sağlık) bir fakire, bir günlük doyumluk olan yeme içme miktarını Allah için vermeleri demektir. İnsan için gerçekten oruç tutabilmek büyük bir nimettir. Etrafımızda görürüz bazen, oruç tutmak istediği halde sağlıkları elvermediği için oruç tutamayan nice kardeşlerimiz vardır. Müslümanların üzerlerine vacip olan bu ibadeti, bayram sabahına kadar yerine getirmeleri gerekmektedir.
Kişi, sadaka-i fıtr miktarını öderken kendi yiyip-içtiğinin orta hallisinden ödemelidir. Diyanet İşleri Başkanlığımız 2023 yılı fıtır sadakası miktarını asgarî 70 tl olarak belirlemiştir.
Sadaka-i fıtr; adından da anlaşılacağı gibi, gönülden, iyi ve doğru niyetle, samimi olarak yapılan bir infaktır. Sadaka, Rabbimize karşı sadakatımızın bir göstergesidir, O'na imanın davranışa dönüşmüş halidir. O'nun için yapabileceğimiz fedakarlık seviyesidir. Sadakaların karşılığı sadece Allah'tan beklenmeli, her hangi bir çıkar/menfaat kollanmamalıdır. Dikkat etmemiz gereken önemli bir husus da, sadakalarımızın gerçekten yerine ulaşıp, fakir ve ihtiyaç sahiplerinin sıkıntılarını giderici olmasıdır. Çünkü Rabbimizin yüce kitabında belirttiği gibi; 'gerçek ihtiyaç sahipleri hayalarından dolayı insanlardan bir şey isteyemezler ama sen onları yüzlerinden tanırsın' (Bakara 2/273). Bir de hayır yapılırken insanlar rencide edilmemeli, iyilikler asla başa kakılmamalıdır. Yüce kitabımız bu konuda şöyle der: 'Güzel bir söz, arkasından eziyet edilen bir sadakadan daha hayırlıdır…' (Bakara 2/263).
Yüce Yaratanımız, kendi rızası için yapılan en ufak bir hayrın ya da verilen her kuruşun karşılıksız kalmayacağını, gerek bu dünyada gerekse ahirette, yüzlerce katı ile karşılık bulacağını bizlere haber vermektedir. Şöyle ki Rabbimiz, 'Mallarını Allah yolunda harcayanların durumu, yedi başak bitiren ve her başakta yüz tane bulunan bir tohumun durumu gibidir. Allah, dilediğine kat kat verir. Allah, lütfu geniş olandır, hakkıyla bilendir' buyurmaktadır (Bakara 2/261).
Sadakalar verilirken önce hısım ve akrabalardan başlanmalı, daha sonra sırasıyla yakın ve uzak komşular olacak şekilde bir yol takip edilmelidir, ancak bu sene özellikle deprem dolasıyla mağdur olan kardeşlerimiz de unutulmamalıdır. Sevgili Peygamberimiz, 'Akrabaya verilen sadakanın, diğer sadakalara göre sevabı iki kat olacaktır. Bunlardan biri sıla-i rahim (akrabaları görüp kollama) sevabı, diğeri ise sadaka sevabıdır' buyurur (İbn-i Mace, Zekat, 24).


Sevgili Peygamberimiz yine bir hadis-i şeriflerinde, 'En faziletli sadaka Ramazan ayında verilendir' (Tirmizî, Zekat 28) buyurur. Bu hadisten dolayı bizim kültürümüzde Müslümanlar, zekat ve sadakalarını ramazan ayında daha çok arttırmakta, hatta kendileri fakir olsalar bile, kendinden daha fakirlere fıtır sadakası vermektedirler. İşte bunlar, Ramazan ayının aynı zamanda yardımlaşma ve dayanışma ruhunun en üst seviyeye çıktığının göstergesidir. Madem ki Ramazan ayı, nefsimizi terbiye etme, ahlakımızı güzelleştirme ayıdır; o zaman sadakalarımız, infaklarımız nefsimizin cimriliğinden, dünya malına karşı olan tamahkarlıktan bizi koruyarak, ihtiyaç sahibi kardeşlerimizle aramızda sevgi ve dostluk köprüleri kursun. Ne mutlu Rabbine olan sadakatini, mallarını ve canlarını Allah yolunda harcayarak gösterenlere…

MEAL OKUYORUM
Ey iman edenler! Allah'a itaatsizlikten sakının ve doğru söz söyleyin ki, Allah sizin işlerinizi düzeltsin, günahlarınızı bağışlasın. Kim Allah'a ve Resûlü'ne itaat ederse gerçekten büyük bir kazanç elde eder. (Ahzab, 33/70-71)

HER GÜNE BİR HADİS
'Bana kendi adınıza altı şeyin güvencesini verin, ben de size cennetin güvencesini vereyim: Konuştuğunuzda doğru söyleyin, söz verdiğinizde sözünüzü tutun, size (bir şey) emanet edildiğinde ona riayet edin, iffetinizi koruyun, gözlerinizi (bakılması yasak olandan) sakının ve ellerinizi (haramdan) çekin.'(İbn Hanbel, V, 323)

GÜNÜN DUASI
Allah'ım! Senden dinimde, dünyamda, ailemde ve malımda af ve afiyet istiyorum. Allah'ım! Eksiklerimi, kusurlarımı ve ayıplarımı ört, korku ve endişelerimi güvene ve huzura çevir. (Ebû Davud, Edeb, 110

BİR SORU-BİR CEVAP
Hayvanların zekatı, para olarak da verilebilir mi?
Hayvanların zekatı, kendi cinsinden verilebileceği gibi, değerleri üzerinden para olarak da verilebilir (Bkz. Kasanî, Bedaî', II, 41). Ancak fakirin yararına olanı tercih etmek daha uygundur. (Fetvalar,DİB Yay.syf.241)