Odunpazarı Belediyesi Meclis Üyesi Mert Eke, Odunpazarı Belediyesi Olağan Meclis Toplantısı’nda gündem dışı söz alarak “AKP’nin adaleti ayaklar altına aldığı, demokrasiyi katlettiği şu günlerde ekonomi de can çekişmeye devam ediyor. Adalet ve demokrasinin olmadığı bir ülkede ekonomik refahtan zaten bahsedilemez ama Türk halkına verilen boş vaatleri hatırlatmak ve ekonominin geldiği içler acısı hale bazı veriler ışığında bakmanın gerekli olduğunu düşünüyorum. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek Mart 2024’te; ‘’2025 yılında yüzde 20'nin altında, yüzde 10’lu seviyelerde bir enflasyon göreceksiniz’’ demişti. Ben ne pazarda ne de marketlerde böyle bir enflasyon göremiyorum, bir yerde gören varsa söylesin, biz de alışverişimizi oradan yapalım” dedi.
Savaş Bile Enflasyon Bahanesi Değil
Enflasyon oranlarındaki artış üzerinden hükümete eleştirilerde bulunan Eke, “2025’in ilk yarısını tamamladığımız şu günlerde TÜİK yıllık enflasyonu yüzde 35 olarak açıkladı. Gerçek enflasyonun çok daha yüksek ve vadedilen noktadan çok uzakta olduğunu görmek için ekonomist olmaya gerek yok. Yıl başında 645 milyar lira olan emisyon hacmi bugün geldiğimiz noktada 800 milyar liranın üzerine çıkmış durumda. Yani hükümet sadece yılbaşından beri 150 milyar liranın üzerinde para basmış demektir. Bu da bizlere hiç de söylendiği gibi sıkı bir para politikası uygulanmadığını kanıtlar niteliktedir. Emisyon hacmindeki bu artışlar enflasyon üzerinde uzun süre baskı oluşturmaya devam edecektir. AKP kadroları her zaman olduğu gibi küresel problemlerin ve savaşların enflasyonu yükselttiği bahanesini kullanacaklardır. 3 yılı aşkın süredir savaşta olan Rusya’nın yıllık enflasyonu yüzde 10, işgal altındaki Ukrayna’nın ise yüzde 16.. Yani aslında savaş bile yüksek enflasyonun bir bahanesi değil. İçinde bulunduğumuz yüksek enflasyonun tek sebebi Başkanlık sistemi denen sisteme geçtiğimizden beri uygulanan sorumsuz ve keyfi politikalardır” açıklamasında bulundu.
Barışçıl Yürüyüş Demokratik Haktır
Eke, sözlerine şöyle devam etti: “Sene başında aynı zamanda açlık sınırı olan 22 bin lira olarak belirlenen asgari ücret, mevcut koşullarda 26 bin liraya kadar yükselen açlık sınırı değerinin çok altındadır. Asgari ücretteki artışların enflasyona negatif etkileri olduğunu biliyoruz, ancak çalışan kesimin neredeyse yarısını oluşturan asgari ücretli vatandaşlarımız da açlığa terk edilemez. İnsani yaşam koşullarını sağlamak adına asgari ücrete en azından açlık sınırının üzerine çıkacak kadar bir zam yapılmalıdır. Emekli vatandaşlarımıza da ayrı bir parantez açmak istiyorum. Açlık sınırının 26 bin lira olduğu bir ortamda 16 bin liralık bir emekli maaşı kabul edilemez. Emekli maaşları seyyanen yapılacak zamlarla en azından 20 bin liranın üzerine çıkarılmalıdır. Son olarak geçtiğimiz hafta sonu, İstanbul’dan Ankara’ya seslerini duyurmak amacıyla demokratik ve barışçıl bir yürüyüş gerçekleştiren Emekli Meclisi üyelerinin şehrimizde gözaltına alınmış olmalarını şiddetle kınıyorum. Her zaman olduğu gibi barışçıl yürüyüş ve gösterilerin Anayasa’nın 34. Maddesinde açıkça belirtildiği gibi, bizlere verilen doğal ve demokratik bir hak olduğunu bir kez daha hatırlatmak istiyorum.”