Ödül törenine Tepebaşı Belediye Başkanı Dt. Ahmet Ataç'ın yanı sıra CHP Grup Başkanvekili ve Sakarya Milletvekili Engin Özkoç, CHP Grup Başkanvekili ve İstanbul Milletvekili Engin Altay, CHP Zonguldak Milletvekili Deniz Yavuzyılmaz, CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen, CHP İl Başkanı Recep Taşel, İstanbul Baro Başkanı Av. Filiz Saraç, Eskişehir Baro Başkanı Av. Mustafa Elagöz, çok sayıda siyaset, basın, spor, sanat ve bilim dünyasından isim katıldı. Tepebaşı Belediyesi İki Elin Sesi Var Çocuk ve Gençlik Senfoni Orkestrası'nın, günün anlam ve önemine uygun şarkıları seslendirmesi ile başladı.

UĞUR MUMCU ŞEHRİ OLDU
ÇGD Eskişehir Şube Başkanı Can Hacıoğlu gecede yaptığı konuşmasında, 'Uğur Mumcu her zaman yaşıyor' dedi. CHP Grup Başkanvekili ve Sakarya Milletvekili Engin Özkoç da 'Onun bu ülkeye bıraktığı miras özgürlük, hürriyet, insanlık davasında bıraktığı mirasa, acaba ben de katkıda bulunabilir miyim diye düşündüm.' diye konuştu. CHP Zonguldak Milletvekili Deniz Yavuzyılmaz ise 'Bu yolda dünyayı değiştirmek için CHP'de siyaset yapmak için yola koyuldum' sözlerini kullandı. CHP Grup Başkanvekili ve İstanbul Milletvekili Engin Altay da 'O emperyal güçlerle iş birliği yapan yerli işbirlikçiler, bizim 'haramiler' dediğimiz siyasiler ve tüccarlar da er geç hak ettiklerini bulacaklar' dedi. KKTC Siyasetçilerinden, KKTC Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'ın oğlu Serdar Denktaş ise '32 yıllık siyasi hayatımın en anlamlı ödülü. Gönülden sevgi, saygı ile anıyoruz' diye konuştu. CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer de 'O gazetecilere cesaretleri, bizler için gerçekleri aradıkları için teşekkür ediyorum' ifadelerini kullandı.

'ARADAN 30 YIL GEÇTİ'
Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen ise 'Rahmetli Uğur Mumcu, benim rektörlük yaptığım dönemde büyük ideallerle kurduğum İletişim Bilimleri Fakültesi Gazetecilik Bölümü hocalarından birisiydi. 50'li, 60'lı yıllarda gazetecilik yapan heyecanlı bir genç olarak, gazeteciliğin nasıl yapılması gerektiği konusunda birtakım algıları edinerek, örnekleri alarak uğraşan biriydim. İşte, o dönemde edindiğim bir kanaat vardı. Gazeteciliğin yalnızca güzel Türkçe kullanmak, heyecanlı olayların peşinde koşmak ve gazeteye vaktinde haberleri yetiştirmek olmadığını, aynı zamanda usta-çırak ilişkisine dayalı olduğuna inanıyordum. Bütün usta bildiğim gazetecileri Anadolu Üniversitesi Basın-Yayın Bölümünde, haftada ya da 15 günde bir hocalık yapmak üzere ısrarlarım sonucunda, zengin bir öğretim elemanı, ustalar kadrosu kurma imkanım olmuştu. Bunlardan bir tanesi de hiç şüphe yok ki Uğur Mumcu'ydu. Ankara'dan trenle gelir, derse girer, üniversitenin yemekhanesinde yemek yer, 'Ne olacak bu memleketin hali?' derdik. Aradan 30 yıl geçti, hala 'Ne olacak bu memleketin hali?' diyoruz' şeklinde konuştu.

'İLERİ GÖRÜŞ BÖYLE BİR ŞEY'
Tepebaşı Belediye Başkanı Dt. Ahmet Ataç ise 'Uğur Mumcu çok özellikli bir insandı. Özel yaratılmış bir insandı. İleriyi görmesi çok önemliydi, geleceği de çok iyi görebiliyordu. Hatta 21 Ocak 1993'te, Cüneyt Arcayürek ile birlikte İstanbul'a, Cumhuriyet Gazetesi'ne gidiyorlar. İlhan Selçuk Büyüğümüzün bir toplantısı vardı, ona katılıyorlar. Toplantıda İlhan Abi, Uğur Mumcu'yu biraz tedirgin görüyor, ne olduğunu soruyor. 'İlhan Abi dikkat et, seni de beni de öldürecekler' diyor, üç gün önce bunu söylüyor. İleri görüş böyle bir şey işte. Ocak ayı hüzün ayı, bu vesile ile Metin Göktepe, Hrant Dink ve Gaffar Okkan'ı saygı ile anıyorum' diye konuştu. HM