Eğitim-İş Şube Başkanı Fadime Arslan, yükseköğretim kurumlarının bilimsel üretim değil, siyasi çıkar merkezleri haline geldiğini belirterek “Bugün üniversitelerimiz bilim değil, rant üreten kurumlara dönüştürülüyor. Özgür düşünce değil, itaat isteniyor” dedi. Arslan, “Bilimsel yayın yapmamış kişiler rektör olarak atanıyor, ilerici akademisyenler baskı ve sürgünle susturuluyor” diyerek yaşanan tabloya tepki gösterdi. Açıklamada, “Laik bilimsel demokratik eğitim”, “Kayyum rektör istemiyoruz”, “Özgür eğitim özgür üniversite”, “YÖK kalkacak kayyum gidecek üniversiteler bizimle özgürleşecek” sloganları atıldı.

"Akademik liyakat yerine yandaşlık dayatılıyor"

Eğitim-İş Şube Başkanı Fadime Arslan, üniversitelerin tarihin en ağır kuşatması altında olduğunu söyleyerek, “Yükseköğretimin, akademik özgürlüğün, bilimsel liyakatin, düşünce özgürlüğünün ve gençliğin geleceği gasp ediliyor. Biz Eğitim-İş olarak diyoruz ki: Bu karanlığa teslim olmayacağız! Üniversitelerimiz bilim değil, rant üreten kurumlara dönüştürülüyor. Akademik liyakat yerine yandaşlık, özgür düşünce yerine itaat dayatılıyor. Üniversiteler apartman dairelerine sıkıştırılmış; akademik kadrolar bilimsel başarıya değil, siyasi yakınlığa göre belirleniyor. Gençlerimiz nitelikli eğitim hakkından, akademisyenlerimiz özgür bilim üretme ortamından mahrum bırakılıyor” dedi.

Arslan, 2024-2025 yılı verilerini paylaşarak, “129’u devlet, 79’u vakıf olmak üzere 208 üniversitede, 185 bini aşkın akademik personel ve 6.8 milyon öğrenci bulunuyor. Ancak ne yazık ki bu dev sistem artık eğitim ve bilim üretme işlevini yitirmiştir. Bilimsel yayın yapmamış isimler rektör olarak atanırken, ilerici akademisyenler soruşturma, baskı ve sürgünlerle susturulmaya çalışılmaktadır. 12 Eylül darbesinin ürünü olan YÖK, bugüne kadar sayısız akademisyeni susturdu, üniversitelerin ruhunu boğdu. Avrupa Üniversiteler Birliği'nin 2024 raporuna göre, Türkiye akademik özerklik açısından 35 ülke arasında 35. sırada! Bu utanç verici tablo, üniversitelerimizin nasıl tek adam rejiminin tahakkümüne sokulduğunun açık göstergesidir” diye konuştu.

"Bu tablo ülkenin bilime değil, itaate yatırım"

Rektör atamaları Cumhurbaşkanı'nın iki dudağı arasında” diyen Arslan şu ifadeleri kullandı: “Anayasa Mahkemesi'nin rektör atamalarını iptal etmesine rağmen bu karar tanınmamış ve üstüne 56 üniversiteye anayasaya aykırı biçimde rektör atanmıştır. Bu, sadece bir anayasa ihlali değil, üniversite özerkliğine açık bir saldırıdır. Araştırma görevlisi sayısı 2022'de 52 binken, 2025'te 39 bine düşmüştür! 2025 yılında devlet üniversitelerine ayrılan toplam bütçe 487 milyar TL. Aynı yıl Diyanet İşleri Başkanlığına ayrılan bütçe ise 130 milyar TL. Üniversitelerimizin birçoğu teknik donanım, kütüphane, laboratuvar, derslik, yurt ve kampüs açısından yetersiz. Bilimsel üretimin temel unsuru olan araştırma ve kongre katılım imkanları, bütçe yetersizliği nedeniyle sekteye uğramıştır. Bu tablo ülkenin bilime değil, itaate yatırım yaptığını açıkça göstermektedir.”

Eskişehir'deki kazada araçlar hurdaya çıktı!
Eskişehir'deki kazada araçlar hurdaya çıktı!
İçeriği Görüntüle

"12 Eylül darbesinin mirası olan YÖK kaldırılmalı"

Arslan, “Söyleşi, anma, eğlence gibi etkinlikler bile çağdışı gerekçelerle yasaklanırken, iktidarın sırtını sıvazladığı gerici yapılar üniversitelerde hakim hale getirilmiştir. 6 yaşında bir çocuğun evlendirilmesini savunarak pedofiliyi meşrulaştıran Nurettin Yıldız isimli sapkının üniversitelerde konuşturulması, bu ülkenin eğitim sisteminin nasıl bir çöküş içinde olduğunu tescillenmesi olmuştur. 12 Eylül darbesinin mirası olan YÖK kaldırılmalı, üniversiteler siyasi otoritelerden bağımsız, demokratik birer eğitim ve araştırma kurumu olarak yeniden yapılandırılmalıdır. Üniversitelerin özgürlük ve özerklik mücadelesine olan desteğimizi kararlılıkla sürdürecek, hukuksuzca yapılan işlemleri yargıya taşıyacağız” ifadelerini kullandı.

Kaynak: HABER MERKEZİ