2017 de yapılan anayasa değişikleri ile yapılan referandumla birazda tartışmalı bir şekilde 'sistem' değişivermişti. Değişikliklerle ilgili uyum yasaları bugüne kadar çıkartılmadı. 2018' de ki seçimlerini de toplum anlayamamıştı
Aslında bu sistem demokratik parlamenter sistemi ortadan kaldırıyor ve demokrasinin en önemli kuralı olan DENGE-DENETİM -HUKUK sistemini yok ediliyordu. Geçen süreç içinde kavrayabildiler mi bilmiyorum? Bu tek adam sisteminin yanlışlarını tek tek anlatan yazılar yazmıştık. Bazıları kulak ardı etti. Neden? Çıkar ilişkisi.
Demek ki anlatamamışız.
Bu sistem, ne anayasa, ne hukuk ne adalet tanır. Haklar sadece kağıt üstündedir. Her şey başkanın iki dudağı arasındadır. Zannedildi ki bu sistem çözüm getirecek. Öyle olmadığı çok kısa bir zamanda anlaşıldı.
Nitekim öyle oldu. Geldiğimiz noktada durum ortada.
Gerçek, yaşadığımız hayattır. Enflasyona baktığımızda anlıyoruz.
Hayat pahalılığı, önüne geçilemeyen fiyat artışları.
Zam, zam, zam.
Hep bu dış güçler...
Çok kötü bir durumdayız. Bu sonuç! Bana yetkiyi verin, gözlerimin içine bakın ekonomik modelinin sonuçları.
Elbette iktidar birinci derece sorumlu.
2.derece sorumlu muhalefet.
Sorunu çözecek olan millet.
Sandığa gittiğinde kaderini belirleyecek. Şunun şurasında ne kaldı!
****
2018 verilerinde Eskişehir de hala Muhafazakar sağ güçlü bir konumda. Fakat o zaman İYİ Parti yeni kurulmuş bir partiydi. CHP' nin 'İYİ' partinin önündeki engelleri kaldırması için geçici bir milletvekili transfer etmesi çok doğru bir stratejik karardı.
2018' de ki milletvekili seçimlerinde İYİ parti parlamentoya 37 milletvekili sokmuştu.
Aradan 4 yıl geçti. Meral Akşener partisinin üst yönetimin de yaptığı revizyonları isabetliydi. Yeni isimlerle çok yol aldı. Merkez –laik-Atatürkçü milliyetçi çizgide ilerlemeye çalışıyor.
Çıkışı istikrarlı bir biçimde yakaladı. Fakat bunu yerel teşkilatlarında başardığı söylenmez. Daha mürekkebi kurumadan parti içinde klikler oluşmuş durumda. Sen ben kavgası çok erken başlamış... Neyi paylaşamıyorlar ki? Nereden bakarsan bak ancak bir milletvekili çıkartabilir. Bu teşkilatlanma yapısı ile iki hayal.
Çok önemli handikaplar var. Aynı başarıyı burada yakalayamadı... Hatta yok dersek yeridir.
2018 verilerine baktığımızda sonuçlar belli.
ESKİŞEHİR..
Seçmen Sayısı: 662,958 | Katılım Oranı: %89.39

CUMHUR İTTİFAKI %48. 283,270 oyla 4 milletvekili çıkartıyor.

MİLLET İTTİFAKI %46. 270, 809 oyla 3 milletvekili çıkartıyor..

2023' de durum nasıl olur şimdiden bilemem. Tahmin etsem de söyleyemem..
Çünkü 2018 deki adaylarla yola çıkılırsa sonuç belli... Fakat AKP ve CHP+ İYİ partide halkın sevdiği ve oy potansiyeli olan adaylar listelerin ilk sıralarında yer alırsa farklı bir tablo ile karşılaşabiliriz.

Şimdi; eğer tepeden inme liste başına isim yazılırsa partilerin hiç biri bunu hiç içlerine sindiremez. Artık yeter mecburuyuz biz bu adaylara oy vermeye tepkilerini böyle gösterirler ve sandığa gitmezler.

****
Bizler birilerini milletvekili yapmak için değil, memleket için koşturuyoruz bunlar birilerini mebus yapmak için çabalıyorlar. Biz yokuz dediklerinde ne olacak?
Şimdi meselenin bu tarafı anlaşıldı da, CUMHURBAŞANI adayı kim olacak?
Bu sorunun yanıtını inanın şimdilik KILIÇDAROĞLU' da bilemiyor.
Doğrusu genel başkanların aday olması. Ancak tablo belli.
Bir taraftan daha mürekkebi kurumamış bir EKREM İMAMOĞLU meselesi var. Algı yönetimini, PİAR'ını çok iyi yapıyor.
Diğer taraftan Mansur Yavaş' ta Ankara kulislerinde seslendiriliyor.
AKŞENER %9.7 oy oranı ile ancak 54,571 oy alırken, milletvekilliğinde % 13 oy oranı ile 76.760 oy alarak bir milletvekili çıkartmıştır.
Bu anlamlı bir farktır.
Anlatmak istediğim cumhurbaşkanı seçimleri ve milletvekili seçimlerinde oy farklılaşması yaşanabilir ve bu durum aynı oranda yansımayabilir.
Denklemi çok iyi kurmak lazım.

****
Yuvarlak masanın Kamuoyu araştırmalarında % 1 ile % 2.5 arasında gözüken tabela partileri de ahkam kesiyorlar. Bu masanın onayı olmadan aday belirlenmez deniliyor?
Şimdi bu durumda ALİ Babacan'ın söylemi ile daha ön plana çıkıyor. İlk turda seçilecek aday çıkartmalı. Bu tez doğru. Kazanılamayacak bir adayla gidilmesi halinde, yuvarlak masa bütün iddiasını kaybeder.. Bütün tezleri anlamsızlaşıverir.
Yeni yüzler, yeni hedefler ve toplumla bütünleşme.
Belki de metal yorgunluğunu böylelikle atabilirler.
Seçmen sayısı belli.
Kullanılan oy oranı belli.
Çıkacak milletvekili sayısı belli.
Partilerin alabilecekleri minimum oy sayıları belli.
D-Hont belli.
Belli olmayan isimler!
Kıyamet listeler açıklanınca belli olacak. İşte seçimin kaderi dediğimiz anlar.
Zira bu seçimler bıçak sırtında geçecek.

****
Bu bayramda İBB Ekrem İmamoğlu İstanbul'da değildi. Yağmur yağdı. İstanbul felç oldu. İmamoğlu Twet atmış.
'İstanbul'a bir gecede, ortalama Temmuz yağışının 5 katı yağış düştü. 3.179 personelimiz olağanüstü yağışın yarattığı sorunlara müdahale etti. Şu an 360 personelimiz sadece Haramidere'de çalışmaya devam ediyor. 3 yıldır altyapı çalışması yaptığımız hiçbir noktada sorun yaşanmadı.
Bayramda bile huzursuzluk çıkarmak isteyenler de yok değil. Onları seçimlerden beri sağduyuya davet ediyorum, yılmadan da edeceğim. Ülkemizin ve İstanbul'umuzun kavga ve kötülüğe değil, hizmet ve dayanışmaya ihtiyacı var. İBB hizmete ve dayanışmaya devam ediyor'.
Yorumsuz.
Nerelerdesiniz?
****
Sahada değildi sosyal medyadaydı. İmamoğlu tatilde...
Ortalarda yoktu.
Sahada kim vardı?
Dikkat! İmamoğlu balonu sönüverir. Yağışı felaketi sosyal medyadan yönetmiş.
Vay anam vay.
Boş ver abi dalgana bak.
İmamoğlu güzellemeleri yapanlarda utandı.
Kardeşim hangi şartlarda olursan ol görev başında olacaksın.
Bodrumda tatil, Erzurum'da kayak tatili, büyükelçi ile balık yemek.
Eyvallah! Peki; İmamoğlu nerede? Tatilde..

****
Günün sözü
Kimsenin senin yanında görünmesine güvenme. Karşına geçmesi için bir adım, düşman olması için bir lafın yeter.
Sadi Şirazi.