Alpu Ovasına termik santral yapılacak.
Nedeni belli. Mevcut kömür rezervlerini değerlendirerek ülke ekonomisine kazandırmak..
Kömürler termik santrallerde kullanılarak elektrik enerjisi elde edilecek.
Dışarıya bağımlılık azaltılacak..
Döviz çıkışı engellenecek.
Cari açık azaltılacak.
Binlerce insana iş kapısı açılacak..

EN KIYMETLİ OVAMIZ..
Alpu Ovası Eskişehir'in en kıymetli ovalarından biri. Tarım ve hayvancılık tek geçim kaynağı.
Köylünün korkuları var..
Termik santral yapılır ise, Tarım ve hayvancılık yapamayacak.
Öyle düşünüyor.
Enerji bakanlığı yetkilileri, tam tersini savunuyor. Tarım ve hayvancılık çok daha gelişecek..

KAMUOYU KARŞI..
Haber şehirde yankılanınca, Halk termik santrale karşı duruş sergilerdi.
Büyükşehir Belediye başkanı Prof.Dr. Yılmaz Büyükerşen, Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç, Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt karşı çıktılar.
Demokratik kitle örgütleri, meslek odaları, çevre derneği, sendikalar termik santrale karşı çıktılar..
Nedeni belli.
Yaşam alanlarımızı mahveder..
Bunun ülkemizde örnekleri var..

KÖMÜR ÇELİK BİRLİĞİ

Avrupa ilk olarak kömür çelik birliği, kurulmuş, sonraları AET ve sonrası AB olmuştur..
Neden?
Çünkü kömür, modern sanayinin ana ham maddesi, kısacası vazgeçilmez enerji kaynağıdır. Başka bir ifade ile, kömür olmaksızın modern sanayinin kurulması mümkün değildir. Bu nedenle Avrupa'daki Sanayi Devrimi, kömürün demiri ergitilmesiye kullanılması ile mümkün olmuştur.
Onun için Kömür aslında Stratejik bir madendir. Almanya sanayisinin gelişmesinde Ruhr havzalarındaki zengin kömür ve Loren Havzası'ndan demir cevheri çıkararak modern ve ağır sanayinin temelini atmıştır.
Almanya'nın ekonomik gelişmenin temelinde bu vardır..
TARTIŞMA BAŞLIYOR
Şimdi neyi tartışıyoruz? Enerji ihtiyacımızı mı? Ekonomik gelişmeyi mi? ÇED raporunu mu? Cari açığımızın kapılmasını mı? Sosyal ve ekonomik faydayı mı? Sahi neyi tartışıyoruz!..
Tartışması gerekenler belli. Üniversitelerin ilgili bölümlerin uzmanları ve madenciler.
Tartışmaların odağındaki AK Partinin neden sesi soluğu çıkmıyor. Sahi teknolojik üniversiteye ne oldu? Unuttuk sanmayın…
Onlar şimdi ortalarda yok…
Her zaman olduğu gibi..

Karşıyız karşı..

GEÇMİŞ ZAMANIN TUNELİNDEN BİR ANI

1996 yıllarına gittim biraz. Özel arşivimi karıştırdım.. O günlerde şehrin gündeminde tartışılan 'Fabrikalar bölgesi' vardı..
Tartışma 3 yıl sürdü..
Tartışmanın temelinde, 'kentin akciğerleri' imara açılmasın, söylemi vardı..
Arat ve Soydaş döneminde 62 hektarlık alan imara açılmak isteniyor..
Yani, 620 bin metrekarelik alan..
Planlar yapıldı. Kamuoyuna açıklandı. Konu, kamuoyuna mal oldu.
Eskişehir kamuoyu 'imaraaçılmasın' tezine sahip çıkmıştı. Bölgenin Ranta açılmaması için Protestolar yapıldı..
Anadolu ve Osmangazi Üniversitesi karşı çıktı.
Demokrasi Platformu karşı çıktı.
Çevre derneği karşı çıktı.
Sendikalar karşı çıktı.
İMO karşı çıktı.
Mimarlar odası karşı çıktı.
Siyasi partiler karşı çıktı.
Yılmaz Büyükerşen karşı çıktı.
Ahmet Ataç karşı çıktı.
Şehir betonlaşmasın denildi.
Şehir zehirlenir denildi..
Gazeteci-yazarlar karşı çıktı.
Entelektüeller karşı çıktı.
Bizde kamuoyunun bu tepkilerine kayıtsız kalamazdık ve karşıyız, karşı dedik ve planlara ret verdik..
Planlar Meclis'te ret edildi..

İKTİDAR DEĞİŞİNCE…
Sonra iktidar değişti. Dün karşı çıkanlar düşüncelerini değiştirdiler ve şimdi bölgede rezistanslar, plazalar, ticaret alanları, AVM'ler, oteller yükseldi.
Ara yollar 7 metre..
Trafik şimdiden allak, bullak..
Sonrası…
O gün tepki gösterenler, sustu..
Buraları kentin akciğerleriydi, hani betona karşıydık diyemediler!
Tarım arazileri İmar'a açıldı..
Sesleri çıkmadı.

TERMİK SANTRAL OLMALIMI, OLMAMALI MI?

Şimdi Alpu'daki termik santralı için tepki gösteriyorlar… Bunu destekliyorum… Ama tek şartım var. Bu gün söylediklerini yarın inkar etmesinler..
Bilmiyorduk demesinler!..
Bilgi sahibi olmadan da konuşmasınlar..

Bilmediğim için konuşmuyorum… Bildiğim bir şey var. Modern nükleer santraller ve termik santraller oldukça güvenli.. Bunu,enerji Mühendisleri ile konuşunca anladım.
Enerjimizin, %75'ni ithal ediyoruz. Kömürde ithal ediyoruz.. Öz kaynaklarımıza dönüşün önemli adımı kömürlerimizi değerlendirmek..
Tercih meselesi..
Çevre Karanfil kokacak diyorlar. Yakın çevrede seracılık olacak. Köylü kazanacak diyorlar.
En azından 'gökyüzünü kuşatan gökdelenlerden' daha çok tehlikeli değiller..
En azından,toprağı ranta açanlardan daha çoktehlikeli değiller..
Bunu söylüyorlar..
Teknoloji uygulanıyor…Gelişmiş filitrasyon sistemleri ve soğutma sistemleri varmış..
Fazla bilgi sahibi de değilim.. Okuduklarım, araştırdıklarım var ama ne kadar yeterli onu da bilmiyorum..
Ama demokratik tepkilerinde dikkate alınması gerekir..
Kamuoyunun ikna edilmesi gerekir…
Bizler nasıl bir hava soluyacağız..
Akciğerlerimiz ne olacak..
Başka alternatifleri var mı?
Tartışılmalı…
'ÇED raporları' çok önemli değil…Onlarada pek inanasım da gelmiyor…Çünkü siyasal baskı altında verildikleri bilinmekte..

AK PARTİ DÖNEMİNDE YAĞMALANDI
Baksanıza, İstanbul'un, Bursa'nın haline…
İkisi de, İmparatorluktan miras kalan kültürbaşkentleri..
Şimdi, Trajik bir durumda.
Ankara'da öyle..
Bu ülkenin acı gerçeği..
Her yer gökdelen…
Göğe ulaşma..
Kafeslerde yaşatılıyoruz..
Şimdi de, kömür ile karartılmak isteniyor! Eskişehir halkı..
Ne hale getirildik?