Anadolu Üniversitesi, son yıllarda geliştirdiği projeler ile fark yaratıp dikkatleri üzerinde topluyor. Özellikle şehir-üniversite ve sanayi buluşmasında sıklıkla eleştirilen üniversitelerin tam tersi bir profil çiziyor. Sadece bir yıl içinde ortaya konulan projelere baktığımızda ekonomik ve sosyal etkileri itibariyle dikkat çeken projeler ile karşılaşıyoruz.
URAYSİM, Sismik İzolatörü Test Merkezi, Havacılık Mükemmeliyet Merkezi ile sanayi-bilim buluşması yaşanırken sadece Eskişehir'in değil Türkiye'nin önemli sektörel eksiklikleri giderilmiş oldu.
Sadece bunlar mı? Bugün hangi yatırım ile karşılaşırsak karşılaşalım ilk baktığımız Ar-Ge ile bilişim ile teknoloji ile ilgisi oluyor. İşte satır aralarında kalan bir haber 'Anadolu Üniversitesi'nde ilk kez teknogirişimcilik dersi verilecek'
Dezavantajlı ve engellilere yönelik geliştirdiği ve uygulamaya koyduğu projeler sürdürülebilir oluşu nedeniyle ödül alıyor, ödül aldığı yetmediği gibi hem yurt içine hem de yurt dışına örnek gösteriliyor.
Arada atladıklarım olabilir mutlaka ama son olarak da dün yine hepimizi heyecanlandıran bir haber; 'Sağlık Bakanlığınca yetkilendirilmiş Türkiye'nin ilk 'Müzik Terapi Merkezi' Anadolu Üniversitesi tarafından hayata geçirildi.'
Sanayi, sektör, bilim, ekonomik ve sosyal etkiler değil Anadolu Üniversitesi sağlık alanında da çok büyük bir boşluğu dolduracak projeyi hayata geçiriyor.
Anadolu Üniversitesi, toplumsal hayata dokunan bunca projeyi hayata geçirmesine rağmen ne yazık ki toplumun yeteri kadar ilgi göstermediği ve projelerin değerini göremediğini üzülerek izliyoruz. Öyle ki 'Müzik Terapi Merkezi'nin açılışı için İHA'nın geçtiği fotoğrafta sadece 4 kişinin karede olduğu görülüyor. Arka sıralar bomboş. Hadi kadraja girmeyenler de var diyelim, toplantıya 10 kişi katılmış olsun.
Bu ne ilgisizlik?
Bu değerleri ve güzellikleri fark etmek için Naci Gündoğan hocanın ne yapması gerekiyor? Yıllardan beri söylene gelen tez 'Üniversite, şehre yüzünü dönmüyor?' sanırım hep yanlış kurulmuş. Doğrusu, 'Şehir, yüzünü Anadolu Üniversitesi'ne dönmüyor' olmalı.
ES TV'de geçtiğimiz yayın döneminde beraber Ekonomik Bakış programını yaptığım çok değerli hocam Prof. Dr. Muharrem Afşar'a 'Hocam, sizlerin şehirden uzak olduğunuz söyleniyor. Doğru mu?' diye sorduğumda unutamayacağım bir cevap vermişti;
'Ben ve diğer akademisyenler buradayız. Başka yerde yaşamıyoruz. Bugüne kadar kimse kapımızı çalmadı ki...'
Kapısını çalmadığımız, görüşlerini almadığımız bilim insanları ekonomik, kültürel, toplumsal, sosyal hayatımızı kökten değiştirecek projeleri hayata geçiriyor.
Şehir bunun ne kadar farkında!
***
Anadolu Üniversitesi dedik, yazıyı da oradan bağlayalım; hayatımızda anne-babalarımızdan sonra en değerli yerde olan, ne yapsak da haklarını ödeyemeyeceğimiz ilkokuldan üniversiteye kadar tüm öğretmenlerimizin gününü kutluyorum.
Ellerinden öpüyorum.