Demokrat Parti 7’inci Olağan Kongresi, Genel Başkan Gültekin Uysal’ın katılımıyla gerçekleşti. Mevcut İl Başkanı Hüseyin Özcan seçime tek aday olarak katılırken 3’üncü kez İl Başkanı seçilerek güven tazeledi. Taşbaşı Kültür Merkezi Kırmızı Salon’da gerçekleşen kongreye Uysal ve Özcan’ın yanı sıra pek çok partili katılım gösterdi

"Sandıktan çıkamayacaklarını anlayınca..."

Sözlerine iktidara sert eleştirilerde bulunarak başlayan Uysal, Türkiye’de antidemokratik bir yönetim şekli olduğuna dikkat çekti. Uysal, “Biz demokratlar olarak; gömlek değiştiriyoruz diyerek iktidara gelen sahte demokratlar gibi değiliz. Onlar hukuku sadece lehlerine işlediği zaman kabul ettiler. Demokrasiye inanmıyorlar. Sandıktan çıkamayacaklarını anlayınca, milletten gelen iradeye türlü yollarla müdahale ettiler. Türkiye’nin içinde bulunduğu bu keyfi yönetim rejimini artık adını koyarak tanımlamalıyız: Bu, antidemokratik bir rejimdir. İktidarlarını sürdürebilmek için kendi çocuklarının geleceğini garanti altına almaya çalışan bu zihniyetin Türkiye’ye dair bir derdi yoktur. Emeklilerin, işçilerin, gençlerin sorunları onların umurunda değildir. Tüm bunlara rağmen, tarih boyunca bu millete hizmet etmiş olanlar alnı açık, başı dik durdular; bugün de biz aynı duruşu sergiliyoruz. Türkiye Cumhuriyeti bir buhran döneminden geçmektedir. Tıpkı Osmanlı’nın fetret devri gibi, bu döneme de cumhuriyetin fetret devri diyebiliriz. Ama inşallah bu karanlık dönemin sonuna geliyoruz. Eğilmiş başları, yeniden baş yapacağız” ifadelerini kullandı.

"Buna karşı mücadelemiz sürecek”

Eskişehir'de kaldırım işgali tepki çekiyor
Eskişehir'de kaldırım işgali tepki çekiyor
İçeriği Görüntüle

PKK terör örgütünün silah bırakması ve yeni anayasa söylemlerine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Uysal, “PKK Türkiye’de, bölgedeki insanlara zulmeden bir terör örgütüdür. Kürt-Türk demeden masum insanları katleden bir yapı. Devlet, terörle mücadelede büyük başarılar elde etti. Ancak mesele sadece silahlı mücadele değil, etnik bölücülük siyaseti de sıfırlanmalı. Çözüm süreci gibi yanıltıcı dönemlerle bu sorun çözülmez. Bugün PKK siyasi mücadeleyle 4 parçaya bölünmüş Kürdistan’ı bağımsız yapmaya çalışıyor. Biz ise bu bölücü siyasete fırsat vermeyeceğiz. Yeni anayasa dediler ama hangi kanunu, hangi anayasayı uyguluyorlar ki? Bu bir aldatmacadan başka bir şey değil. Bizim davamız Atatürk’ün davasıdır, Türkiye’nin birliğini, bütünlüğünü korumak, bağımsız modern bir devlet olmaktır. Bu ülkede bir kişi bile bölücülük düşüncesinde olursa, buna karşı mücadelemiz sürecek” açıklamasında bulundu.

"Türkiye’nin tüm meselelerini açık yüreklilikle tartışırdık"

Türkiye’yi ayağa kaldırmanın tek yolunun demokrasi olduğuna dikkat çeken Genel Başkan Yardımcısı Haydar Altıntaş, “Ne edeceğiz, edeceğiz, bu memlekete demokrasiyi ve Kırat’ın iktidarını yeniden getireceğiz. Türkiye’de demokrasi uğruna büyük mücadeleler verildi, bedeller ödendi. Ancak geldiğimiz noktada, partimizin kongreleri birer demokrasi şöleni olmaktan çıkıp sadece bir seçim mekanizmasına dönüşmüş durumda. Oysa biz geçmişte bu kongrelerde Türkiye’nin tüm meselelerini açık yüreklilikle tartışırdık. Milletin geleceği için aynı anlayışla sorular sormak, cevaplar aramak zorundayız. Bu şartlarda Türkiye’yi nasıl yeniden ayağa kaldıracağız? Cevabım net: Hürriyetin bir sesi vardır. İşittiğinizde kalbiniz titrer. Biz geçmişte bu sesi milletimize duyurduk. Ama bugün bu ses susturulmaya çalışılıyor. Demokrasi bizim şaşmaz hedefimizdir. Bunu nasıl yapacağız diyenlere cevabımız da bellidir: “Muhtaç olduğumuz kudret, damarlarımızdaki asil kanda mevcuttur.” Diye konuştu.

"Müzakere edilmez, mücadele edilir!"

İl Başkanı Hüseyin Özcan mevcut iktidar yönetimiyle görevlerini yerine getirmekte zorluk çektiklerini dile getirerek, “Bugün ülkemizin en büyük sorunu ekonomik kriz değil, asıl büyük sorun ahlaki çöküştür. Ve şüphesiz bu çöküşün tek sorumlusu, 23 yıldır tek başına iktidarda olan Adalet ve Kalkınma Partisi’dir. AKP iktidarı, bu ülkede bir kanser haline gelmiştir. Bu kaos ortamında, bizler de çok zor koşullarda ayakta durmaya, bu şartlar altında siyaset yapmaya çalışıyoruz. Karşımızda artık bir siyasi parti değil, adeta devletin partisi hâline gelmiş bir yapı var. 1946 öncesi CHP neyse, bugün de AKP odur. Devletin bütün maddi ve manevi imkanlarını kullanarak siyaset yapmaktadır. Biz sadece AKP ile değil; onunla birlikte devleti sömüren, onun iktidarından nemalanan sermaye gruplarıyla, yandaş medya ile ve bu çarpık düzenin tüm savunucularıyla mücadele ediyoruz. Bu şartlar altında siyaset yaparken bizi başarısız bulanların, bizden daha fazlasını bekleyenlerin bir an için ellerini vicdanlarına koymalarını rica ediyorum. Çünkü bizim arkamızda ne medya patronları, ne sermaye grupları, ne belediyeler ne de devlet gücü var. Bizim arkamızda sadece halkımız ve inandığımız değerler var. Ve çok şükür, hâlâ dimdik ayaktayız! Dün bizi terörle, PKK ile ilişkilendirmeye çalışanlar; bugün terör örgütü elebaşına “kurucu önder” diyenlerle ittifak yapıyorlar. Aynı iktidar, bugün terör örgütü ile müzakere ediyor ve buna barış diyor. Oysa biz biliyoruz ki; terörle müzakere edilmez, mücadele edilir! Biz, yolumuza ikna edilenlerle değil, inanmışlarla devam edeceğiz” dedi.

Kaynak: HABER MERKEZİ