Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun verilerine göre, 2025 yılının başından bu yana geçen 4 ayda Türkiye’de 96 kadın, erkek şiddetine kurban gitti. İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılması ve 6284 Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’un etkin uygulanmaması nedeniyle ülke genelinde giderek artan erkek şiddeti her geçen gün savunmasız kadınların canını almaya devam ediyor. Eskişehir’de ise Nisan ayında yaşanan vahşi cinayette 30 yaşındaki Deniz Oktay’ın Kozkaya Mahallesi’ndeki ormanlık alanda yakılarak öldürülen cesedine ulaşılmıştı. 2024 yılının en çok kadın cinayetlerinin işlendiği yıl olarak tarihe geçmesinin ardından 2025 yılında da kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetleri yaşanmaya devam ediyor. Dünyanın ve Türkiye’nin en güvenli illeri arasına girmeyi başaran kentimizde kadınlara “Kendinizi güvende hissediyor musunuz?” diye sorduk. ES TV mikrofonuna konuşan kadınlar “Güvende değiliz” diyerek cinayet ve şiddete karşı cezaların caydırıcı olması gerektiğini vurguladı.
İSTANBUL SÖZLEŞMESİ YAŞATIR
Bir kadın olarak kendini güvende hissetmediğini söyleyen Özlem Öğretmen, “Kendimi bir kadın olarak tabii ki güvende hissetmiyorum. Belli saatlerde dışarı çıkmıyorum özellikle akşamları çıkmıyorum. Kendimize göre aldığımız önlemlerimiz var ama ne kadar yeterli olur bilemiyorum. Biliyorsunuz İstanbul Sözleşmesi’nden geri çekildiler ama ben İstanbul Sözleşmesi kadınları yaşatır diyorum. Başka bir şey diyemiyorum” diye konuştu.
SÖZÜN BİTTİĞİ YERDEYİZ
Korku içinde olduğunu söyleyen Sevgi Bektaşlı ise, “Sözün bittiği yerdeyiz. Hiç kendimi güvende hissetmiyorum Hatay'dan geliyorum ki oradaki sıkıntılar daha büyük. Az önce otobüs yolculuğu yaptım ve bir tartışmadan çıktım. Hala kadınlara uygunsuz kelimeler kullanıyorlar. Korku içerisindeyiz. Ne diyebilirim ki? Yaşananları kınıyorum ve bunlar karşısında cümlelerim çok basit kalıyor. Kadınların isyanı hep bastırılıyor” dedi.
AĞIR CEZALAR VERİLMELİ
Kadınlara yönelik şiddetin önüne geçmek için sert cezalar verilmesi gerektiğini söyleyen Lale Öneş, “Kimseyle muhatap olmadığım için kendimi güvende hissediyorum ama İstanbul Sözleşmesi hakkında hiçbir fikrim yok. Kadın cinayetlerini daha önceleri görmüyor muyduk? Bu kadar duyulmuyor muydu? Sosyal medyada daha mı fazla görüyoruz? Onu bilmiyorum. Çünkü bu birden bire bu kadar duyulması mümkün değil. Buna dur demenin de çok katı halleri olması gerekiyor. Hatta idamla set çekilmeli. Çünkü yaşamın elinden alınması hiç kimsenin hakkı olamaz” diye konuştu.
EĞİTİME ÖNEM VERİLMELİ
Emekli öğretmen Ümit Armağan ise, “Kendimi güvende hissetmiyorum. Gençlerin daha çok serbest olması, kadınlara değer verilmemesi hatta konferanslar da kadın ağırlıklı yapılıyor. Konferanslar erkeklere verilmeli onlar bilinçlendirilmeli ama maalesef yapılmıyor. Bu noktada aile çok önemli, televizyon çok önemli. Televizyonda yayınlarda iyi değil. İyi bir eğitim de yok. Eğitime önem verilmeli. Eğitim de bitti, hiç saygı kalmadı” ifadelerini kullandı.
SABIR DİLİYORUM
“Can güvenliğimiz yok” diyen Sinem Adalar, “Türkiye'nin hiçbir yerinde hiçbir kadın kendini güvende hissetmiyor bir kadının kendini güvende hissetmesi için önce can güvenliğinden endişe etmemesi gerekiyor. Baktığımızda sırf kız çocukları okula gidemesin, erken evlendirilsin, aile içi şiddete maruz kalsın diye liselerin bile süresi azaltılıyor. İçişleri Bakanımız Ali Yerlikaya'nın öldürülen bir kadın hakkında ‘Biz koruma kararı aldırmıştık ama o kapıyı açtı’ demesi bile bu ülkede herhangi bir kadının kendini güvende hissetmesinin mümkün olmadığını gösteriyor. Hepimize sabır diliyorum” dedi.
HİÇBİR ŞEYİMİZİ GARANTİSİ YOK
Eskişehir’i diğer illere göre daha güvenli bulduğunu söyleyen Seyhan Aydoğdu, “Ben birkaç ilde yaşadım içlerinde en güvenlisi Eskişehir diye düşünüyorum. Tam olarak güvenli hissedebilmek için önce bu cinayeti işleyen erkeklerin bence eğitilmesi lazım ve bu da annelere düşüyor yine iş dönüyor dolaşıyor kadınlara geliyor. Kadınlarımız erkek çocuklarını iyi eğitilirlerse zaten bu sorunun halledileceğini düşünüyorum. Ben İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme konusunda da sadece kadınlar için değil ama tüm Türkiye için büyük bir kayıp olduğunu düşünüyorum. Bence hiçbir şeyimizin artık garantisi yok” ifadelerini kullandı.