Zekat; İslam'ın beş temel esasından biri olup, hicretin ikinci yılında farz olmuştur. Kur'an'ı Kerim'de 'Namazı dosdoğru kılın, zekatı verin'(1) yirmi sekiz yerde zikredilmektedir. 'Onların mallarından, kendilerini temizleyeceğin, arıtıp yücelteceğin bir sadaka al ve onlar için dua et; çünkü senin duan huzur verir. Allah işitendir, bilendir.'(2)
Zekat; genelde sadaka olarak zikredildiği de bilinmektedir. Zekat; Müslümanı ahirete götüren köprüsüdür. Zekat dünyada huzura götüren bir binektir. Zekat; dünyalık malımızı temizleyendir. Zengin ile fakirin muhabbetini sağlayan aracıdır. Bir kimsenin zekat verebilmesi için Müslüman, akıllı, büluğ çağına ermiş olması ve hür olması, borcundan ve aslî ihtiyaçlarından fazla nisap miktarı mala sahip olması gerekir.
Nisap; zekat, sadaka-i fıtır, kurban gibi ibadetler için konulan zenginlik ölçüsüdür. Artan malın üzerinden bir yılın geçmesiyle malının kırkta birini, parasının yüzde iki buçuğunun zekat olarak verilmesi gerekir. Altın, gümüşten, takılardan, meyvelerden, madenlerden de zekat verilir.
Zekat; fakirlere, miskinlere, borçlulara, yolda kalmışlara, Allah yolunda olanlara, kalbi İslam'a ısındırılanlara, esir ve kölelikten kurtulmak isteyenlere verilir. Ayrıca öğrencilere de verilebilir. Zekat insana verilir. Çünkü zekat insanın hakkıdır. Özellikle şunu belirtmekte fayda vardır. Anne, babaya, büyükanne ve babaya, torunlara, evlatlara, bakmakla yükümlü olduklarımıza zekat verilmez. Bunların dışında gayri Müslimlere de zekat verilmez. Zenginlere de zekat verilmez.
Ramazan ayının son günlerine yaklaştığımız şu günlerde mürüvvet damarlarımızı kabartarak zekatımızı, fitremizi, infakımızı vererek fakirlerin bayrama rahat kavuşmalarını sağlayalım. Bir kimse fakir bir müminin ihtiyacını karşılarsa Allah da onun arzu ettiği ihtiyacını karşılamayı vadediyor. Yetimleri, öksüzleri ve kimsesizleri sevindirelim, onların sevinçlerine ortak olalım. Zekatın erzak paketi olarak verilmesinden ziyade nakit olarak verilmesi daha uygundur. İnsanoğlu beş sualin cevabını vermeden ahirette, mahşer yerinde bir an olsun yerinden ayrılamaz buyurmaktadır. Allah Rasulü; malını nereden kazandın, nereye harcadın? (fakirin hakkı olan zekatı verdin mi?) ömrünü nasıl geçirdin? Boş zamanını nasıl değerlendirdin? Bildiğinle amel ettin mi? gençliğini ve nasıl ve nerede harcadın? Rabbim bu suallere cevap verecek şekilde İslam'ı yaşayanlardan eylesin. Cumamız mübarek olsun. Şimdiden kadir geceniz kaderiniz olsun. Hoşçakalın.