Merhaba Değerli Okurlar;

Geçtiğimiz hafta sadakat yükümlülüğüne aykırı davranışlarla ilgili yargıtay kararlarını değerlendirmiştik. Bu yazımızda ise Ceza Muhakemesi Hukukunda arama konusunu anlatmaya çalışacağız.


Şüpheli veya sanıkla ilgili arama Madde 116
''Yakalanabileceği veya suç delillerinin elde edilebileceği hususunda makul şüphe varsa; şüphelinin veya sanığın üstü, eşyası, konutu, işyeri veya ona ait diğer yerler aranabilir.
Diğer kişilerle ilgili arama Madde 117
(1) Şüphelinin veya sanığın yakalanabilmesi veya suç delillerinin elde edilebilmesi amacıyla, diğer bir kişinin de üstü, eşyası, konutu, işyeri veya ona ait diğer yerler aranabilir.
(2) Bu hallerde aramanın yapılması, aranılan kişinin veya suçun delillerinin belirtilen yerlerde bulunduğunun kabul edilebilmesine olanak sağlayan olayların varlığına bağlıdır.
(3) Bu sınırlama, şüphelinin veya sanığın bulunduğu yerler ile, izlendiği sırada girdiği yerler hakkında geçerli değildir.

Arama Ceza Muhakemesi Hukukunda uygulanan koruma tedbirlerinden biridir. Aramada amaçsal bir faaliyet hiçbir zaman yürütülmez. Önemli olan ortada suç oluşabilecek bir konu yahut suç şüphesi mevcutsa arama tedbiri uygulanabilir.Kanun arama tedbirinin uygulanabilmesi için ''şüphe '' olması gerektiğini söylemiştir.
Arama kararı Madde 119
Hakim kararı üzerine veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet savcısının, Cumhuriyet savcısına ulaşılamadığı hallerde ise kolluk amirinin yazılı emri ile kolluk görevlileri arama yapabilirler. Ancak, konutta, işyerinde ve kamuya açık olmayan kapalı alanlarda arama, hakim kararı veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet savcısının yazılı emri ile yapılabilir. Kolluk amirinin yazılı emri ile yapılan arama sonuçları Cumhuriyet Başsavcılığına derhal bildirilir.
Arama tedbirinin uygulanmasına karar vermek yetkisi kural olarak hakime aittir. Bunula birlikte Cumhuriyet savcısının veya kolluk amirinin arama emri verebilmesi için öncelikle gecikmesin sakınca bulunan bir hal bulunmalıdır. Buradaki gecikme ise karar almak için hakime gidilmekle meydana gelecek zaman kaybının aramayı güçleştirmesi olması gerekmektedir.
Kural olarak Cumhuriyet savcısı ve kolluk amiri arama kararı veremez. Arama kararını sadece hakim verebilir. Cumhuriyet savcısı ve kolluk amiri ise arama emri verebilirler. Burada verilecek arama emri mutlaka yazılı olması gerekmektedir.Sözlü olarak verilen arama emri hukuken geçersizdir.
Konutta, işyerinde ve kamuya açık olmayan kapalı alanlarda arama, hakim kararı veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet savcısının yazılı emri ile yapılabilir.Kanun burada kolluk amirine yukarıda bahsettiklerimden ayrı olarak kolluğa arama yetkisi vermemiştir.

Gece yapılacak arama Madde 118
(1) Konutta, işyerinde veya diğer kapalı yerlerde gece vaktinde arama yapılamaz.
(2) Suçüstü veya gecikmesinde sakınca bulunan haller ile yakalanmış veya gözaltına alınmış olup da firar eden kişi veya tutuklu veya hükümlünün tekrar yakalanması amacıyla yapılan aramalarda, birinci fıkra hükmü uygulanmaz.
Kanunkoyucu kural olarak aramaların gece değil gündüz yapılmasını söylemiştir. Gece yolda yürüyen bir şüpheli,sanık,tutuklu,hükümlü kişilerde ise her zaman arama yapılabilir.
T.C. YARGITAY 20. CEZA DAİRESİ E. 2015/14678 K. 2016/809 T. 16.2.2016
ÖZET : Uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan sanık hakkındaki yargılamada, sanığın içerisinde bulunduğu minibüste önleme araması kararıyla arama yapılmış ve sanığın çantasında esrar ele getirilmiştir. Sanığın yakalanması ve suç delillerinin elde edilmesi için bir adli arama bulunmamaktadır.
Böyle bir arama sonucu bulunan ve suçun maddi konusunu oluşturan deliller ya da suçun maddi konusu 'hukuka aykırı yöntemlerle elde edilmiş' olacağından, ikrar bulunsa bile kanuna aykırı olarak elde edilmiş bulgular, delil olarak kabul edilemeyeceğinden hükme esas alınamaz.Sanık hakkında istihbari bilgi bulunması sebebiyle failleri belli olan bir suçun işlendiği konusunda şüphe oluşmuştur. CMK' ya uygun şekilde 'adli arama kararı' alınmadan, arama yapılması hukuka aykırıdır. Bu arama sonucu bulunan uyuşturucu madde ise hem 'suçun maddi konusu' hem de 'suçun delili' olup 'hukuka aykırı yöntemle elde edildiğinden hükme esas alınamaz.Bu nedenle Sanık açısından hukuka uygun olarak elde edilmiş bir uyuşturucu veya uyarıcı madde olmadığından, isnat olunan suçun maddi konusu olan uyuşturucu maddenin hukuka aykırı yöntemle elde edilmesi sebebiyle hükme esas alınamayacağı ve buna bağlı olarak suçun unsurunun oluşmayacağı gözetilerek, sanık hakkında arama yapılmadan önce alınmış adli arama kararının ya da yazılı arama emrinin olup olmadığı araştırılarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerektiğinin düşünülmemesi hukuka aykırıdır.Ayrıca, Sanığın eşi ….evinde esrar bulundurduğu ve bu esrarı sattığı yönünde edinilen bilgi çerçevesinde sanığın evinde arama yapıldığı, evde yapılan aramada, ele geçirilen toplam net miktarı 112,72 gramdan ibaret esrarı, satma veya başkasına verme hatta kullanmak için bulundurduğuna dair her türlü şüpheden uzak kesin inandırıcı delil elde edilemediği, sanığın beraatine karar verilmesi gerekir.Ayrıca hak yoksunluğu hakkında Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararı gözetilmelidir.
DAVA : Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
KARAR : 1-) Sanık İ. Y. hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma suçu yönünden verilen hükmün incelenmesinde;
1-)Olay tutanaklarının içeriklerine göre, 06/08/2010 tarihinde kolluk görevlilerince, sanığın yolcu olarak bulunduğu 09 M … plakalı minibüsün durdurulup önleme arama kararına istinaden yapılan aramada sanığın çantasında 820 gram esrar ele geçirildiği anlaşılmaktadır.
CMK'nın 116 ve 119. maddelerine göre 'adli arama', şüphelinin veya sanığın yakalanması ya da suç delillerinin elde edilmesi için yapılan aramadır. Somut bir suçun işlendiği şüphesi varsa adli arama yapılabilir.
Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 2013/610, 2014/512, 2013/841, 2014/513 ve 2014/166-514 Sayılı kararlarında da belirtildiği üzere; adli arama kararı alınmasını gerektiren olayda arama kararı alınmadan arama yapılması hukuka aykırıdır. Böyle bir arama sonucu bulunan ve suçun maddi konusunu oluşturan deliller ya da suçun maddi konusu 'hukuka aykırı yöntemlerle elde edilmiş' olacağından, ikrar bulunsa bile Anayasa'nın 38. maddesinin 6. fıkrası ile CMK'nın 206. maddesinin 2. fıkrasının (a) bendi, 217. maddesinin 2. fıkrası, 230. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendi uyarınca hükme esas alınamaz.
Somut olayda, sanık hakkında istihbari bilgi bulunması sebebiyle failleri belli olan bir suçun işlendiği konusunda şüphe oluşmuştur. CMK'nın 116, 117 ve 119. maddelerine uygun şekilde 'adli arama kararı' alınmadan, arama yapılması hukuka aykırıdır. Bu arama sonucu bulunan uyuşturucu madde ise hem 'suçun maddi konusu' hem de 'suçun delili' olup 'hukuka aykırı yöntemle elde edildiğinden hükme esas alınamaz.'
Sanık açısından hukuka uygun olarak elde edilmiş bir uyuşturucu veya uyarıcı madde olmadığından, isnat olunan suçun maddi konusu olan uyuşturucu maddenin hukuka aykırı yöntemle elde edilmesi sebebiyle hükme esas alınamayacağı ve buna bağlı olarak suçun unsurunun oluşmayacağı gözetilerek, sanık hakkında arama yapılmadan önce alınmış adli arama kararının ya da yazılı arama emrinin olup olmadığı araştırılarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerektiğinin düşünülmemesi,
2-)Anayasa Mahkemesi'nin 08.10.2015 tarih ve E.2014/140; K.2015/85 kararının Resmi Gazetenin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayısında yayımlanarak yürürlüğe girmiş olması sebebiyle TCK'nın 53. maddesiyle ilgili olarak yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması,
Kanuna aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu sebeple yerinde olduğundan, hükmün BOZULMASINA,
Yukarıda verdiğimiz yargıtay kararında suç olan bir uyuşturucu madde bulunmuş bile olsa yazılı bir arama kararı olmadan yapılan arama hukuken geçersiz bir aramadır.



HAFTAYA GÖRÜŞMEK ÜZERE
HUKUKLU GÜNLER
AV. ASLICAN ÖZGÜR İLELİ