Merhaba Değerli Okurlar;

Geçtiğimiz hafta Ceza Muhakemesi Hukuku'nda yakalama konusunu incelemiştik. Bu hafta ise boşanma davalarında kişisel eşya ve kişisel eşyanın iadesi konusunu anlatmaya çalışacağız.


KİŞİSEL MAL VE EDİNİLMİŞ MAL NEDİR?
Edinilmiş mal, her eşin evlilik birliği süresince karşılığını vererek elde ettiği, para ile ölçülebilen malvarlığı değeridir.
EşlerdenBirinin Yalnız Kişisel Kullanımına Yarayan Eşya, Kişisel Maldır. Eşlerden birisinin kişisel kullanıma özgülenen her türlü eşya, kişisel maldır. Söz gelimi günlük hayatta sürekli olarak kullanılan cep telefonu, bilgisayar, kıyafet, saat, mücevher gibi eşyalar, kişisel maldır.Kişisel mallar mal rejiminin tasfiyesinde dışta tutulur. Hangi eşe ait ise tamamen ona ait olur.

KİŞİSEL EŞYALARIN İADESİ
Evlilik ile birlikte kadın ve erkeğe takılan değerli eşyaların boşanma halinde talep edilmesine kişisel eşyanın iadesi davası ya da ziynet eşyası alacağı davası denilmektedir. Bu dava kapsamında taraflar arasında ziynet eşyalarının paylaştırılması söz konusu olmaktadır.
Ziynet eşya dediğimiz şey ise; altın gümüş gibi kıymetli madenlerden yapılmış olup insanlar tarafından takılan süs eşyası olarak tanımlanmaktadır.Ziynet eşyasını evlilik münasebetiyle gelin ve damada verilen hediyeler olarak tanımlamak mümkündür.Bu bağlamda bilezik, altın kelepçe,kolye,gerdanlık,takıeti,saat,küpe ve yüzük gibi takılar ziynet eşyası olarak kabul edilmektedir.

Bu noktada tartışılması gereken husus; düğünde takılan takıların yani ziynet eşyaların kime ait sayılacağı konusudur. Bu konuda kanunda açık bir düzenleme bulunmamakla birlikte örf adet hukuku uygulama alanı bulmaktadır. Konuyla ilgili yakın tarihli Yargıtay kararları incelendiğinde ;
YHGK 2020/240 K : 'Kadına özgü ziynet eşyaları; eşler arasında aksine bir anlaşma veya bu konuda yerel bir adet bulunmadıkça evlilik sırasında kim tarafından hangi eşe takılmış olursa olsun kadın eşe bağışlanmış sayılır ve artık onun kişisel malı niteliğini kazanır.'
Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde, kadına özgü ziynet eşyası niteliğindeki bilezik eşler arasında aksine bir anlaşma veya bu konuda yerel bir adet bulunmadıkça evlilik sırasında kim tarafından hangi eşe takılmış olursa olsun kadın eşe bağışlanmış sayılır ve artık onun kişisel malı niteliğini kazanır.

YHGK 2021/458 K. : '...Yargıtayın yerleşik uygulamasına, yaygın örf ve adet ile ülke gerçeklerine göre kural olarak, düğün sırasında takılan ziynet eşyası ve paralar kim tarafından ve hangi eşe takılırsa takılsın aksine bir anlaşma ya da örf ve adet kuralı olmadığı takdirde kadına bağışlanmış sayılır ve artık kadının kişisel malı kabul edilir. Yani erkeğe takılan ziynetler ve paraların da aksi kanıtlanmadığı müddetçe kadına ait olduğu kabulü vardır. Söz konusu ziynet eşyasının (altın vs.) evlenme sebebiyle gerek ailelerce ve gerek yakınlarca kadına geleceğinin güvencesi olarak takıldığı kabul edildiğinden emaneten (geçici olarak) takıldığı konusunda kadının bir kabulü olmadığı sürece genel kural kabul edilecektir. Artık, ziynetlerin geri istenmemek üzere verildiği iddia ve ispat edilmedikçe, bunları alan iade etmekle yükümlüdür...'

Yargıtay 3.Hukuk dairesi 2019/9997 K. : Kural olarak, düğün sırasında takılan ziynet eşyaları kim tarafından takılırsa takılsın, aksine bir anlaşma bulunmadıkça kadına bağışlanmış sayılır ve artık onun kişisel malı niteliği kazanır. Bu eşyaların iade edilmemek üzere kocaya verildiği, kadının isteği ve onayı ile bozdurulup müşterek ihtiyaçlar için harcandığı hususu davalı tarafça kanıtlandığı takdirde, koca bu eşyaları iadeden kurtulur.
İlgili Yargıtay kararları incelendiğinde, düğünde takılan ziynetlerin kadının kişisel malı sayılacağı sonucu çıkmaktadır.

KİŞİSEL EŞYANIN İADESİ (ZİYNET EŞYASI ALACAĞI) DAVASI NEDİR?
Kişisel eşyanın iadesi davası ziynet olarak kabul edilen eşyaların paylaştırılmasına yönelik açılan bir davadır. Ziynet eşyası; altın, gümüş ve benzeri kıymetli madenlerden yapılan ve düğünde takılan süs eşyası anlamına gelmektedir. Düğünde takılmış olan takı ve diğer değerli eşyalar ziynet eşyası kapsamına girerler. Türk Medeni Kanunu 220'nci maddesi kapsamında ziynet eşyası kişisel eşya olarak kabul edilir ve yine 226'ncı madde uyarınca boşanma sonucunda ziynet eşyalarının talep edilmesi davası açılabilmektedir. Bu davaya kişisel eşyanın iadesi davası denilmektedir.

KİŞİSEL EŞYANIN İADESİ DAVASI NASIL AÇILIR?
Kişisel eşyanın iadesi davası açmak için belirli şartların yerine getirilmesi gerekmektedir. Düğün takıları yani ziynet eşyaları ile ilgili olacak takılar boşanma davası ile birlikte talep edileceği gibi boşanma davasının sonuçlanması sonrasında da ayrı bir dava açılacak şekilde talep edilebilmektedir. Düğün takıları yani ziynet eşyaları ile ilgili olarak açılan davanın kademeli olarak açılması daha yararlı olmaktadır. Başka bir ifade ile ziynet eşyalarının aynı şekilde iadesi, bu durum mümkün değilse takıların bedelinin tam olarak ödenmesine karar verilmesi talep edilmesi gerekmektedir.
Düğün takıları (ziynet eşyası), davalının zilyetliğinde bulunuyorsa, yani dava sırasında düğün takıları mevcutsa aynen iadesi için açılan davaya 'istihkak davası' denilmektedir. Ziynet eşyasının aynen iadesine ilişkin istihkak davası açmak herhangi bir zamanaşımı süresine tabi değildir, dava her zaman açılabilir.

Düğün takıları, davanın açıldığı sırada mevcut değilse ve davacı tarafından ziynet eşyasının aynen iadesi mümkün olmadığı için bedeli talep edilmişse, dava açma süresi 10 yıldır. Çünkü, ziynet eşyasının aynen iadesi talebi zamanaşımı süresine tabi olmayan bir istihkak davası iken, bedelinin ödenmesi talebi 10 yıllık zamanaşımına tabi tazminat davası niteliğindedir.

Özetle Yargıtay kararları da göz önünde bulundurulduğu zaman düğün esnasında geline ve damada hediye olarak verilen ziynet eşyaları kadının kişisel malı kabul edilir.Söz konusu ziynet eşyalarının gelin veya damat tarafı tarafından takılmış olmasının bir önemi bulunmamaktadır.Sadece taraflardan birisinin kişisel kullanımına özel verilmiş hediyeler hariç tutulmaktadır.Onun dışındakiler kadının güvencesi olarak görülmüş ve kadının kişisel malı kabul edilmiştir.


HAFTAYA GÖRÜŞMEK ÜZERE
HUKUKLU GÜNLER
AV. ASLICAN ÖZGÜR İLELİ