Ekonomide Bir Kopuş Var Ama…
Geçtiğimiz hafta Hazine ve Maliye Bakanımız Sayın Nurettin Nebati konuşmasında enteresan ifadeler kullandı. Farklı, yabancı ve halk arasında pek bilinmeyen kelimelerle dolu olan bazı cümleleri büyük ilgi çekti doğrusu. Kimse de bu cümlelere bir anlam veremedi.
Bu yazımda sayın bakanımızın bizlere anlatmak istediği bilim dolu cümleyi sizlerle beraber analiz edip anlamaya çalışacağız. Hadi başlayalım. İnceleyeceğimiz cümle şu:
''Neo klasik ekonomi düşüncesinden, epistemolojik bir kopuşu temsil eden, heterodoks yaklaşım, günümüzde giderek ön plana çıkan; davranışsal ekonomi ve nöroekonomiyle daha fazla önem kazanmaktadır.'
Vay be, ne cümle ama! Ekonomide bir kopuş var ama epistemolojik bir kopuş mudur yoksa başka bir şey midir siz karar verin… Şimdi bu kavramların tanımları nedir onlara bir bakalım.

Neo klasik ekonomi: Bu kavramın internette karmaşık ve olayın özünü anlatmaktan uzak tanımları var. Bu yüzden ben kısaca tanımlamaya çalışacağım. Klasik ekonomi; ekonominin hükümet müdahalelerinden uzak, arz ve talebe dayalı şekilde işlemesi gerektiğini ifade eder. 1930'larda yaşanan büyük buhran ve ardından gelen ikinci dünya savaşı hükümetlerin ekonomiye müdahale ettiği süreçler olmuş ve bu iki vahim olayın ardından tekrar rayına giren ekonomilerle beraber dünya genelinde tekrar klasik ekonomi yönetim modeli popüler olmuş ve başına eski yunanca yeni anlamına gelen neo sözcüğü eklenerek neo klasik ekonomi, yani yeni klasik ekonomi anlayışı dünya ekonomilerinde hakim yönetim modeli haline gelmiştir.

Epistemolojik Kopuş:Epistemoloji, bilgi ile ilgilenen bir felsefe dalıdır, bilginin kaynağı, kökeni, kapsamı birçok açıdan sorgulanır. Epistemolojik kopuş kavramı ise mevcut bilgilerle inşa edilen anlayıştan tamamen kopmak ve yeni bir anlayış inşa etmek anlamında kullanılıyor.

Heterodoks Yaklaşım: Ekonomi biliminde temel olarak iki ekonomik yaklaşım vardır. Bunlardan birincisi Ortodoks yaklaşımdır. Temel ekonomi bilgilerine dayalı, kurala, kitaba uyan, geleneksel yaklaşımı ifade etmek için kullanılır. Heterodoks yaklaşım ise genel ekonomik bilgi ve kabullerin dışında bir çizgide kalan, kısaca absürt ekonomik yaklaşımlar için kullanılır. (absürt yaklaşımlar bazen iyi bir sonuca götürür, ama bazen!)

Davranışsal Ekonomi: Bireylerin aldığı ekonomik kararların duygularından nasıl ve ne kadar etkilendiğini inceleyen bir ekonomi bilimi dalıdır.

Nöroekonomi: Bu kavram davranışsal ekonomi olgusunu da içerir ama bir adım ötesine geçerek insan beyni, sinir sistemi ve diğer bilimleri de işin içine katarak ekonomik kararların beyindeki hangi faaliyetler sonucu alındığını analiz eder.

Meali:Sayın bakan burada temel ekonomik bilgilere dayanan klasik ekonomi yönetiminin dünya genelinde giderek azaldığını ve temel bilim ve yorumların dışına çıkan heterodoks yaklaşımın popülerleştiğini söylemeye çalışıyor. Bunu da insanların ekonomik kararlarını sadece mantıkla değil, aslında duyguların ağır bastığı bir sistemle aldığını belirten davranışsak ekonomi ve nöroekonomi kavramlarıyla destekliyor. Yani bizim uyguladığımız heterodoks yaklaşım giderek yaygınlaşıyor demek istiyor.

Peki o zaman sayın bakana soralım. Madem heterodoks yaklaşım giderek daha fazla önem kazanıyor, dünyadaki gelişmiş, gelişmekte olan, hatta geri kalmış ülkeler bile yükselen enflasyon karşısında faiz arttırarak ortodoks yaklaşıma devam ediyor? Son dönemde gelen büyük enflasyon dalgası ve enerji krizi dünya genelinde hükümetlerin ortodoks politikalara daha sıkı sarılmasına sebep oldu.
Zaman zaman hükümetlerin hetorodoks yaklaşımlara girip farklı politikalar denediği tarihte görülmemiş bir şey değildir. Ama uygulanan heterodoks politikanın yanlış olduğu veya zarar verdiği ortaya çıktığında bundan geri adım atılarak işler düzeltilir. Bizde şu an uygulanan ''faiz sebep enflasyon sonuçtur'' politikasının enflasyonu göklere çıkardığı, Türkiye ekonomisini çok zor duruma soktuğu ortada. Ama buna rağmen yanlışta hala ısrar ediliyor…