İl Vaizi Ayşe Elsöz'ün yazısı...


Doğuştan veya sonradan herhangi bir nedenle bedensel, zihinsel, ruhsal ve sosyal yeteneklerini farklı oranlarda kaybetmesi nedeniyle günlük gereksinimlerini karşılarken veya toplumsal yaşama uyum sağlama konusunda bir desteğe ihtiyaç duyan kimselere engelli denir.

Engelli olmanın birçok sebebi vardır.İnsanın fiziki ve ruhi varlığını sağlıklı olarak sürdürmesi görevini kendisinin ihmal etmesi, anne-babanın veya toplumun ihmal ve kusurları engelliliğe sebep olabilmektedir. Öte yandan insan, hayatıve ölümü ile imtihan halindedir.Bu dünyada sahip olduğumuz veya olamadığımız her şey bir imtihan vesilesidir.Bizler bazen verilen nimetlerle, bazen hastalıklarla, kimi zamanda engelli olmakla imtihan oluruz.Kur'an-ı Kerim'de 'Andolsun ki sizi biraz korku ve açlıkla; bir de mallardan, canlardan ve ürünlerden eksiltmekle sınayacağız. Sabredenleri müjdele!' (Bakara 2/155) ayetiyle bu dünyadaki imtihan gerçeği hatırlatılmakta, ayrıca sınav çeşitliliğine de işaret edilmektedir. Ayetteki 'canlardan eksiltme' ifadesinin engelli olmakla ilişkili olduğu söylenebilir.Dolayısıyla, engellilik hali de insanların sabretmesi gereken bir imtihan çeşididir.

İslam anlayışına göre insanın milliyeti, ırkı, dili, cinsiyeti, ten rengi, yaşadığı bölge, sahip olduğu makam, sosyal statüsü kişiye fazladan bir değer kazandırmayacağı gibi doğuştan ya da sonradan ortaya çıkan engellilik hali insanın şerefli bir varlık oluşuna gölge düşürmez. Mümin,Allah katındaki yerini ve üstünlüğünü, iman, ihlas, salih amel, takva... gibimanevi değerlere bağlılığı oranında koruyabilir. Cenab-ı Hak (c.c.)kullarını bu açıdan değerlendirmekte, kimsenin fiziki yapısına, rengine, ırkına, cinsiyetine veya engelli olup olmadığına bakmamaktadır.Peygamberimiz(s.a.v.), bu durumu çağlar ötesinden şöyle dile getirir: 'Ey insanlar! Şunu iyi bilin ki Rabbiniz birdir, atanız da birdir. Arap'ın Arap olmayana, Arap olmayanın Arap'a; beyazın siyaha, siyahın beyaza takva dışında bir üstünlüğü yoktur' (Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, 5/411). O halde insanı Allah Teala nezdinde kıymetsiz kılan unsur sadece manevi değerlerden yoksun olmaktır.'Allah katında canlıların en kötüsü, inkar eden ve bir daha da imana gelmeyenlerdir' (Enfal 8/55) anlamındaki ayet de bu gerçeğe işaret etmektedir.

Tarih boyunca her toplumda engelliler olduğu gibi Sevgili Peygamberimiz(s.a.v.)'in yaşadığı dönemde de engelliler vardı. Allah Rasûlü (s.a.v.) ömrü boyunca engellilerle yakından ilgilenmiş, onlara değer vermiş, onları,kabiliyet ve özelliklerine göreresmi kademeler de dahil birçok farklı yerde görevlendirmiştir. Ayrıca Peygamber Efendimiz s.a.v.) engelli kimselere yapılacak her türlü iyilik ve yardımı sadaka olarak değerlendirerek şöyle buyurmaktadır: 'Görme engelliye rehberlik etmen, işitme engelliye anlayacakları bir şekilde anlatman, muhtaç bir kimseyi ihtiyacını tedarik etmesi için gerekli yere götürmen, derman arayan dertlinin imdadına koşman, koluna girip güçsüze yardım etmen, konuşmakta güçlük çekenin meramını ifade edivermen, bütün bunlar sadaka çeşitlerindendir.' (Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, 5/168-169).

İslam dininin iki temel kaynağı olan Kur'an-ı Kerim ve Hz. Peygamberin hayatına baktığımızdaengellilerin yaşadıkları zorluk ve sıkıntılara karşı metanet, sabır ve şükür ile hareket ettikleri takdirde, kendilerine kimi yerde günahlarının affedileceği, kimi yerde cennetle ödüllendirilecekleri şeklinde pek çok müjdeler olduğunu görürüz.Peygamber Efendimiz(s.a.v.)'in haber verdiğine göre Allah Teala şöyle buyurmuştur: 'Ben kulumu -iki gözünü kast ederek- iki sevgilisini almakla imtihan ettiğimde o buna sabrederse, iki göze bedel olarak ona Cenneti veririm' (Buhari, 'Merda', 7).

İster ilahi bir imtihan sonucu, isterse kendisi ve diğer insanların kusuru sebebiyle olsun engelli insana düşen görev, sıkıntılarından kurtulmak için çarelere başvurmak, bununla beraber,içinde bulundukları durumun bir imtihan olabileceği düşüncesiyle Cenab-ı Hakk'a isyan etmemekve imtihanda başarılı olmaya çalışmaktır.Ayrıca unutulmamalıdır ki,engelli yakını olmak da başta aile olmak üzere toplum için ayrı bir sınavdır. Engellileri hor görmek, dışlamak, küçümsemek, onlara ilgisiz kalmak, yardım etmemek gibi olumsuz tavırlar içerisinde olmak; dini, insani ve ahlaki değerlerle bağdaşmaz. Biz engelli adaylarına düşen görev ise;hoşgörülü, anlayışlı, şefkatli ve merhametli olmaktır.Rabbim hepimizi imtihanlarımızda başarılı eylesin (Amin).