Orta Vadeli Program
Geçtiğimiz Pazar günü gözleri ışıltılı bakanımız Nurettin Nebati'nin yönettiği Hazine ve Maliye Bakanlığı 3 yıllık orta vadeli programını (OVP) açıkladı. Bakanlık her sene eylül ayının ilk haftasında hem kamunun hem de özel sektörün ekonomi politikaları için bir yol haritası olması amacıyla bu orta vadeli programı yayınlıyor. Program 3 yılı kapsayacak bir yol haritası sunuyor ve bazı ekonomik göstergeler için tahminlerde bulunuyor. Bu program mantıklı ve gerçekçi bir şekilde hazırlansaydı eğer gerçekten denildiği gibi önümüzü görmek açısından faydalı olabilirdi. Ama tahmin edersiniz ki her zaman olduğu gibi hükümet yine fazla iyimser. Programı okurken büyüklere masallar kitabı okuyormuş gibi bir his geliyor. Hükümetin OVP'sinde yaptığı analiz ve tahminlere kısaca göz atalım:

Büyüme hedefi: 2023 için %5, 2024 ve 2025 için %5.5 olarak tahmin edilmiş.
Gayrisafi yurtiçi hasıla (GSYH): 2023 için 808, 2024 için 952, 2025 için 1.065 milyar dolar olarak tahmin edilmiş.
Şu anda 9.500 dolar olan kişi başına milli gelirin 2025'te 12.000 dolara çıkacağı tahmin edilmiş.
Enflasyonun ise gelecek yıl %24'e, 2024'te %13.8, 2025'te ise %9.9'a düşeceği tahmin edilmiş. %10 değil yani dikkat edin.
İşsizlik her yıl 890.000 kişi azalarak 2025'te %9.6'ya düşeceği tahmin ediliyor.
Ve geldik en önemli tahmine. Dolar kuru 2023'te 21, 2024'te 24, 2025'te 25 olarak tahmin edilmiş. Ne kadar da uyumlu rakamlar. Belli ki üzerinde baya çalışılmış. 2026'yı da siz tahmin edin…,

Merkez Bankası'nın dur durak bilmeden karşılıksız para basarak enflasyon yarattığı, politika faizinin artan enflasyona rağmen indirilmeye devam edildiği, iç ve dış piyasalarda sürekli güven kaybeden, döviz rezervleri günden güne eriyen ve en önemlisi yargı bağımsızlığı olmayan bir ülkenin ekonomisi nasıl olacak da bu rakamları tutturacak? Bu rapor hiçbir bilimsel ilkeye dayanmıyor.
Peki 2023-24 ve 25'te ne olacak derseniz ben de tahminimi söyleyeyim. Her şey çok güzel olacak… Bekleyin…

TÜİK Fıkra Anlatmaya Devam Ediyor
TÜİK dün sabah Ağustos ayına ilişkin enflasyon verilerini yayınladı. Veriler yine fıkra tadında. TÜİK'in iddiasına göre enflasyon yıllık bazda %80 artmış. Her şeyin fiyatının geçen seneye göre en az 2'ye katlandığını anlayabilmek çok zor değil. Ama TÜİK dalga geçmeye devam ediyor. Artık TÜİK'i dikkate alan da kalmadı zaten. Ancak bu kötü günleri geride bıraktıktan sonra emekli-çalışan milyonlarca insanın maaşına alacağı zamı belirleyecek kadar kritik bir kurum olan TÜİK'in kasıtlı olarak düşük enflasyon açıklayarak milyonlarca insanın hakkını yemesinin hukuki anlamda bir bedeli olması gerektiğini düşünüyorum. Hak yiyen kimsenin yediği haklar yanına kar kalmamalı.
Son aylarda olduğu gibi ben enflasyonu yine Enag verileriyle takip ediyorum. Enag'a göre tüketici enflasyonu yıllık bazda %181. Fiyatların geçen seneden beri kabaca 2-3 kat arttığını rahatça görebildiğimize göre hesap doğru gözüküyor.

Kitap Tavsiyesi:İnsan Doğasının Yasaları (Robert Greene)
Haftanın Sözü:'Her toplumdaki aptal oranı aynıdır. Farkı oluşturan bunlara verilen pozisyonlardır.' (Carlo Maria Cipolla)