Sermayeyi Kontrol Etme Çabası Daha Çok Kontrol Kaybına Sebep Olur
Geçtiğimiz Cuma günü Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) serbest piyasa işleyişine açık bir müdahale anlamı taşıyan ve bana göre ileri vadeye dönük döviz kurları arttıkça müdahalenin sertliğinin de artacağının bir sinyali olan yeni kararını açıkladı. Bu kararı detaylarına girmeden kısaca anlatmak gerekirse; 15 milyon TL'den fazla döviz varlığı bulunan şirketlerin Türk Lirası cinsinden kredi kullanmasını yasakladı. Burada açıkça görüldüğü gibi, hükümet, döviz krizinde olduğu için şirketleri döviz bozdurmaya zorluyor. Böylece piyasada dönen döviz miktarını arttırmayı ve döviz kurlarında biraz rahatlama getirmeyi amaçlıyor. BDDK'nın Pazar gecesi yaptığı ek açıklamada bir amaca daha dikkat çekildi. Yapılan açıklamada bu kararda aynı zamanda şirketlerin TL cinsinde kredi çekerek ihtiyacı olmamasına rağmen bu krediyle döviz aldıkları ve bunun önüne geçilmesi amaçlandığı belirtildi.

Öncelikle bu kararda ilk anlaşılan şey hükümetin döviz bulmakta iyice zorlanmaya başladığı, Merkez Bankası'nın sokağa atacak dövizi kalmadığı ve mümkün olan her şekilde döviz bulmaya gidileceği anlaşılıyor. Peki bu yöntem ne kadar işe yarar? Açıkça söylemek gerekirse bu yöntem bırakın işe yaramayı; faydadan çok zarar getirecektir. Bunun ekonomi literatüründeki adı sermaye kontrolüdür. Serbest piyasa ilkelerinden sapmaktır. Sermaye kontrollerinin ileri aşaması, döviz kullanmanın yasaklanması, devletin vatandaşların ve şirketlerin dövizlerine el koyması, sermaye hareketlerinin kısıtlanması ve buna benzer daha birçok kontrol ve yasağın icra edilmesidir. 21. Yüzyılda böyle bir yola girmek veya girecek gibi davranmak dahi ülkeye çok büyük zararlar verir. Şu anki dünya ekonomisi serbest ticaret ve serbest sermaye hareketleri üzerine kuruludur. Serbest piyasa ekonomisinin hükmettiği bir çağda siz gidip de yüz yıl öncesinin sermaye kontrolleri anlayışıyla hareket ederseniz ülkeye olan az bir güveni de tamamen kaybedersiniz ve mevcut olan tüm sermayenin ülkeden kaçmasına sebep olursunuz. Ayrıca sermaye kontrollerinden korkan vatandaşların parasını korkup TL'ye çevirmek yerine altın ve dolarda tutmaya devam edeceğini ama bu mevduatını da sermaye kontrolünden kaçmak için nakde çevirip yastık altına alarak finansal sistemi de çökerteceğini eklemekte fayda var.
Sermaye kontrolü yapan bütün ülkeler ya iflas etmiştir ya da iflas etmeden önce politikasını değiştirmek zorunda kalmıştır. Dolayısıyla bu politika sorunu büyütmekten ve ülkenin çaresizliğini gözler önüne sererek güven kaybını artırıp işleri daha da berbat etmekten öteye gidemez. İnsanları ve şirketleri sopa göstererek TL almaya teşvik etmek yerine doğru ekonomi politikalarını uygulayıp TL'ye değer kazandırırsanız insanlar zaten kendiliğinden TL'ye yönelecektir. Ekonomi sopayla değil, bilimle ve akılla yönetilir.

Ek Bütçe
Sene başında TBBM'de kabul edilen 1 trilyon 750 milyar 957 milyon liralık bütçe ancak 6 ay yetebildi ve hükümet yeni bir kanun teklifiyle 880 milyar liralık ek bütçe alacak. Yani sene başında belirlenen bütçenin neredeyse yarısı kadar bir finansman ihtiyacı duyuluyor. Bir şirkette müdür olduğunuzu ve sene başında bütçe hesabınızı yapıp şirket sahibine onaylattığınızı düşünün. Ama haziran ayına geldiğinizde bir yıl için ayrılan bütçe tükeniyor ve bunun yarısı kadar bir bütçe daha istiyorsunuz. Bu bütçeyi kim karşılayacak peki? Tabii ki gariban T.C. vatandaşı. Ödediğimiz vergiler, faturalar, cezalar fazlasıyla artacak ve bu batmış ekonomiyi sırtımızda taşımaya devam edeceğiz. Unutmadan eklemekte fayda var. Bu bütçe artışıyla asgari ücret ve memur maaşlarının %40 oranında arttırılacağını düşünüyorum. Ama hemen sevinmeyin. Maaşınız artacak ama giderleriniz daha da artacak. Enflasyon daha da artacak. Sene başında asgari ücrete yapılan görünürdeki büyük zam 3 ayda nasıl eridiyse bu zam daha da hızlı eriyecek. O yüzden fazla sevinmenizi tavsiye etmem.

Arap Dolarları
Geçtiğimiz hafta Suudi Arabistan Prensi Selman Türkiye'ye resmi ziyarette bulundu. Resmi karşılama töreninde bütün bakanlarımız hazır bulundu ve kendisini büyük bir neşeyle karşıladılar. Bu arada Prens Selman'ın ziyareti öncesinde 17.30 civarında seyreden dolar ziyaretin ardından kısa bir süre sonra düşmeye başladı. Bence doların düşüşündeki temel sebep; gösterilmek istendiği gibi BDDK kararları değil. BDDK yukarıda bahsettiğimiz kararını Cuma akşamı piyasa kapandıktan sonra açıkladı ve piyasa kapalı olduğu halde dolar düşmeye başladı.

Kitap Tavsiyesi:Diktatörlük ve Demokrasinin Ekonomik Kökenleri (Daron Acemoğlu – James Robinson)
Haftanın Sözü:Kim namus ve ahlak şövalyeliği yapıyorsa bilin ki en namussuzu odur. (FriedrichNietzsche)