Din literatüründe ahiret, İsrafil'in (a.s.), Allah'ın emriyle kıyametin kopması için sûr'a ilk defa üflemesinden ikinci defa üflemesine, daha sonra cennetliklerin cennete, cehennemliklerin cehenneme girmelerine kadar olan zaman veya sur'a ikinci kez üfürülüşten başlayıp, ebedi olarak devam edecek olan zaman anlamında kullanılmıştır.
Ahirete iman, İslam inanç esaslarından biridir. Genellikle Kur'an'da, Allah'a iman ve ahiret gününe iman birlikte zikredilmiştir. Ahireti inkar eden kimse kafir olur (Nisa 4/136).
Ahiret ve ona ait olaylar, duyular ötesi konular olduğu için, gözlem ve deneye dayanan pozitif bilimler ve akıl yürütmeyle açıklanamaz. Bu konuda bilgi edinilecek tek kaynak vahiydir. Bunları Kur'an-ı Kerim ve sahih hadislerde haber verildiği şekliyle kabul etmek, en uygun olanıdır. Bunun ötesinde akli yorumlara gitmek doğru değildir.
Kur'an-ı Kerim'de birçok ayette ahirete inanan ve inanmayanların özellikleri dile getirilerek, ahirete iman etmenin insanı gerçek manada insan yaptığına, inanmamanın ise, insanlıktan uzaklaştırdığına dikkat çekilmiştir.
Örneğin; birçok yerde faziletli amellere teşvik edilirken bu akideyle irtibat kurulmuştur (Bakara 2/194-196). Müslümanları, Allah yolunda mücadeleye davet, Allah yolunda musibet ve belalara karşı sabrı tavsiye edilirken (Al-i İmran 3/143), sadaka vermeye teşvik edilirken (Bakara 2/245), nefsin kötü arzularından men edilip (Maide 5/29) iyi amellere teşvik edilirken (En'am 6/92), dünyanın geçici oluşu anlatılırken (Al-i İmran 3/14)… hep ahirete iman dile getirilmiştir.
Ahirete inanmayan kimseler ise; nefsinin kötülüğüne tabi olmuş, günahkar olmuş (Ta-ha 20/16), hayatının gayesiz olduğunu zanneden (Mü'minun 23/15), sadece dünya hayatını tercih eden (A'raf 7/51), etrafına ders almadan bakan (Furkan 25/40), kibirli, riyakar (Nahl 16/22), iyiliği menfaati için, başa kakmak için yapan (Bakara 2/264), merhametsiz, korkak, zalim (Al-i İmran 3/151) ... kimseler olarak tavsif edilmişlerdir.
Bütün bunlar ahirete iman etmenin hem toplum hem de insan hayatı için ne kadar gerekli ve faydalı olduğunu, ahirete imandan yoksun olmanın ise bütün bu faydalardan yoksun olma anlamına geldiğini göstermektedir. Ahirete inanan insanlar erdemli toplumu oluşturur, ahirete imanı olmayan toplum ise erdemsiz toplumdur. Bu sebeple ahirete iman, insan ve toplum için lüzumludur. Ahirete inanmak, aslında insan hayatının bu dünyada ayrılmaz bir parçası gibidir.
Tarihin bütün devirlerinde ve toplumlarda daima kendisiyle karşılaşılan evrensel bir olgu olan din, insanı hem içten hem dıştan kuşatan, onun düşünce ve davranışlarında kendini gösteren bir disiplindir.
Dindeki ahiret inancı, bir yandan uhrevi sorumluluk şuuruyla insanın ahlaki gelişmesine katkıda bulunurken, öte yandan ölüm korkusunun insan psikolojisi üzerindeki tahrip edici etkisini önler. Ahiret inancı, insanın içindeki ebediyet duygusuna cevap vermek bakımından da önem taşımaktadır. Sıkıntılardan kurtulup ebedi huzura ulaşma, Allah'ın rızasını elde etme ideali insanda yaşama sevincine yol açar, dünyanın ızdıraplarına karşı tahammül gücü verir. Geçici dünya arzuları aslında insan ruhunu tatmin etmediğinden, ahirete iman, ona en yüksek ve ulvi zevkler, manevi hazlar kazandırır.
İnsanda fıtri olması, insanın böyle bir hayata iman etmesi, dünya hayatı açısından pek çok faydası olmasından dolayı aslında ahirete iman düşüncesi insan hayatının ayrılmaz bir parçası olmalıdır. Bu olmadığı zaman kendisinde, manevi aleminde oluşan boşluğu başka bir şeyle doldurması mümkün değildir. Ahirete inanma sayesinde hem bu dünyadayken mutlu, huzurlu olur ve yaptıklarının sonucunun nasıl olacağını anlar hem de bu dünya hayatından ayrıldıktan sonra gideceği alemi bilir ve ona göre davranışlarına yansıtır…
MEAL OKUYORUM
Görmediler mi ki biz, kupkuru yerlere suyu ulaştırıyoruz da onunla gerek hayvanlarının gerekse kendilerinin yediği ekini çıkarıyoruz. Hala ibret gözüyle bakmayacaklar mı? (Secde 32/27)
GÜNÜN DUASI
' Rabbim! Beni, annemi babamı, inanmış olarak evime girenleri, mümin erkekleri ve mümin kadınları bağışla, zalimleri ise daima helak et.
(Nuh 71/28)
HER GÜNE BİR HADİS
'Allah rızası için bir gün oruç tutan kimseyi Allah Teala, bu bir günlük oruç sebebiyle cehennem ateşinden yetmiş yıl uzak tutar.'
(Buharî, Cihad 36; Müslim, Sıyam 167-168.)
BİR SORU-BİR CEVAP
Diş kanaması ve diş yarasından çıkan kanın tükürük ile yutulması orucu bozar mı?
Diş kanaması orucu bozmaz. Ancak çıkan kan, karıştığı tükürüğe eşit veya daha fazla olursa yutulması halinde oruç bozulur ve kaza edilmesi gerekir. Daha az miktarda olan kan ise dikkate alınmaz.
(Fetvalar, DİB Yay.syf.283)
Muhabir: Yazar Silinmiş