Bir süredir gündemde URAYSİM konusu yeniden var.

Bu kez taraflardaki isimler farklı.

Bir tarafta Başkan Büyükerşen, diğer tarafta önceki dönemin Bakan’ı AK Partili Milletvekili Fatih Dönmez var.

Mesele ise, Alpu’da yapılması istenen ancak yapılamayan Uraysim Projesi.

+++

Biliyorsunuz Yılmaz Hoca bu işe en başından beri karşı!

Yapıldığında verimli tarım arazilerinin sanayiye açılacağı endişesini taşıyor.

Tereddütleri daha da fazla!

Proje yapıldıktan sonra aynı projeyle kalınmayacağı; proje alanının etrafının yeni sanayi alanları ile dolmasından korkuyor.

Uraysim’in tarım alanlarının kaybedilmesinde bir domino etkisi yapacağını öngörüyor.

Endişeleri hiç de boşuna değil!

+++

Diğer tarafta ise, Uraysim’in şehre büyük değer katacağını öne sürenler bulunuyor.

Kentin vizyon projelerinden birisi olduğu ifade ediliyor.

Yapılmaması durumunda farklı illerin bu proje için hazır beklediği ve Eskişehir’in büyük bir kazanımı elinden kaçıracağı söyleniyor.

+++

Dışarıdan bakıldığında her iki taraf da haklı görünüyor.

Eğer ortada her iki tarafında haklı olmaya yakın bir durum varsa Eskişehir’de iş elbette hemen siyasete çekilir.

Bu işler hep böyle olmuştur, Uraysim’de de olmaması elbette kaçınılmazdır.

Öyle de oldu!

Şehrin iki farklı kutbu Uraysim için karşı karşıya geldi.

AK Parti projeyi sahiplenip yapılması için çaba gösterirken, karşılarındaki Yılmaz Büyükerşen de projenin yapılmamasını sağlamak adına çabalara girişti.

O çabalar içerisinde iş mahkemeye taşındı.

Yılmaz Hoca, Büyükşehir Belediyesi adına projenin tarım arazilerini yok etmesi endişesi ve büyük ova statüsündeki Alpu Ovasının bu proje için uygun olmadığını anlatan karşı görüşüyle işi hukuka taşıdı.

+++

Elbette bir iş mahkemelere geldiyse, adalete sevk edildiyse artık sonuca herkes katlanmak durumunda olmalı.

Zaten mahkeme süreci de hemen başladı.

İlgili mahkeme neyin ne olduğunu öğrenmek için bilirkişi heyeti talep etti.

Görevlendirilen bilirkişi heyeti ise bölgeye gidip gerekli incelemeleri yapıp raporunu mahkemeye sundu.

Ne dedi bilirkişi?

“…Tarımsal Sit konumunda birinci sınıf tarım arazilerine, mera alanına, yola, Devlet Su İşleri (DSİ) sulama alanı sınırına, doğalgaz boru hattına, sanayi alanına, yerleşim bölgesine, Porsuk Nehri taşkın alan sınırına ve Büyük Kervan Yolu rotası üzerinde arkeolojik sit alanına” isabet ettiği;

Projenin bu haliyle "kamu yararına uygun olmadığı…” 

+++

Kuşkusuz mahkeme de elbette bu rapora göre hareket edecekti.

Alanında uzman kişilerin sunduğu rapor doğrultusunda da kararını verdi ve Alpu Ovası üzerinde yapılmak istenen projeyi durdurdu.

+++

Sonrası birkaç günlük mesele…

AK Partili Fatih Dönmez, Uraysim üzerinden Hoca’ya karne vermeye kalktı.

Tüm olanın bitenin Hoca yüzünden olduğunu söyledi.

Projenin Hoca tarafından engellendiğini öne sürdü.

Sürdü de…

Aslında Uraysim ile ilgili gözden bir şeyi kaçırdı…

Projenin yapımının durdurulması bir mahkeme kararıdır.

Mahkemenin karar vermesini sağlayan da uzman kişilerin hazırladığı bilimsel bir bilirkişi raporudur.

Anlayacağınız;

Sayın Fatih Dönmez mahkeme kararı üzerinden Yılmaz Hoca’yı suçlarken aslında mahkemenin verdiği kararı da o kararın çıkmasını sağlayan bilim insanlarını da suçluyor.

Kısacası;

Farklı gündemlerin peşine takılarak yola çıkan AK Parti, Uraysim konusunda bu yüzden 1-0 geriye düştü.

Arkasından İbrahim Arslan’ın açıklamaları ile de 2-0 geriye düşen AK Parti kanadı, mahkeme kararına da karşı durarak 3-0’la fark yedi!

Hem de kendi kalelerine attıkları gollerle!