Açık Öğretim Fakültesi (AÖF) döner sermaye gelirlerinin akademisyenlere dağıtılmayıp merkeze bağlanmasına yönelik ortaya konulan tepkiler her geçen gün artmaya başladı. Nitekim ilk olarak söylenti olarak başlayan daha sonra Resmî Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren karar, bu ay hayata geçti ve Anadolu Üniversitesi akademisyenleri AÖF döner sermaye gelirlerinden amiyane tabirle 'kuş gagası' kadar yararlanabildi. Gelir akademisyenlerin sadece %50'sine dağıtıldı ve dağıtılan pay da yok denecek kadar azdı.
Elbette ki bu uygulamanın hem Anadolu Üniversitesinin nitelikli bilimsel eğitimine hem de kent ekonomisine çok ciddi yansımaları olacak. Bu konuyla ilgili daha önce düşüncelerimi ifade etmiştim. Son olarak 13 Temmuz 2020 tarihli 'AÖF Gelirinin Eskişehir'den Alınması Kent Ekonomisini Yaralar' başlıklı yazımda bu gelirin dağıtılmamasının kent ve ülke ekonomisine yaratacağı etkiyi yorumlamaya çalışmıştım. O yazımda AÖF'ten ciddi bir payın akademisyenlere dağıtıldığını, bu payın da aylık 4 milyon TL civarında olduğunu ifade etmiştim. Ancak bu yazının ardından rakamın 4 milyon değil 6 milyon TL olduğu bilgisi bana en üst seviyeden bir kaynağım tarafımdan iletildi. Yani AÖF, her ay Anadolu Üniversitesi akademisyenleri üzerinden kent ve ülke ekonomisine 6 milyon TL'lik bir katkı sunuyordu. Bu para doğrudan iktisadi faaliyet olarak ülke büyümesine katkı yazıyordu. Yani AÖF'ten her ay yaklaşık 6 Milyon TL'ye yakın bir para, akademik personel üzerinden şehir ve ülke ekonomisine sunuluyor ve gelir-tüketim ilişkisi üzerinden ekonomide canlılık sağlanıyordu.
Bu para ile akademisyenler Eskişehir içinde harcama yapıyor ve ticaretin canlı kalmasını sağlıyordu. Şimdi bu karar ile Eskişehir ekonomisine her ay düzenli olarak giren 6 Milyon TL yok… Mağazalar, bankalar, emlakçılar, ticaret ile ilgilenen herkes bu karardan az ya da çok mutlaka etkilenecek.
Diğer taraftan AÖF geliri nedeniyle Anadolu Üniversitesini tercih eden, Eskişehir'de yaşayan çok sayıda bilim insanı da vardı. Üstelik bu isimler üretimleri ile vizyonları ile bakış açıları ile kent kültürüne ve birikimine katkı sunuyordu. Şimdi birçoğu gelirlerin düşmesi nedeniyle belki de başka üniversiteleri tercih edebilecekler. Bu da ciddi bir beyin göçü demektir.
PANDEMİNİN ÖĞRENCİLER ÜZERİNDEN
KENT EKONOMİSİNE AÇACAĞI YARA ÇOK BÜYÜK
Bu bir yana dursun işin bir de uzaktan eğitim ile kentin uğrayacağı maddi yansıma boyutu var. Konuyu daha iyi anlamak için 2018 yılında HSBC Grubu'nun 'Eğitimin Değeri: Başarının Bedeli' raporuna göz atmakta fayda var. Bu rapora göre ülkemizde bir üniversite öğrencisinin okul ücreti, konaklama, faturalar ve yaşam giderleri dahil olmak üzere eğitim süreci boyunca toplam harcaması ortalama 87 bin TL olarak hesaplanmıştı. Buradan hareketle bir eğitim sürecinin 4 yıl olduğunu varsayarsak bir üniversite öğrencisinin yıllık harcaması 21.750 TL çıkar. Bu da aylık 1.812 TL demektir.
Yani 'Eğitimin Değeri: Başarının Bedeli' raporuna göre İlimizde bir öğrenci ortalama aylık 1.812 TL harcama yapmaktadır. Bu tutardan zorunlu okul harcamasını düşersek aylık 1.539 TL'yi kent ve ülke ekonomisine konut, yeme, içme, eğlence, tatil, kıyafet, ulaşım, spor gibi kalemlerle soktuğunu görürüz.
Bir üniversite öğrencisi aylık 1.539 TL'yi ekonomiye sokuyorsa 30 bin örgün öğrencinin aylık ekonomiye soktuğu para 46 milyon 170 bin TL'dir. Öğrenci sayısı arttıkça ortaya çıkan rakam daha da büyür:
1.539 x 30.000=46.170.000 TL
1.539 x 40.000=61.560.000 TL
1.539 x 50.000=76.950.000 TL
Para öğrenciler üzerinden kent ekonomisine doğrudan katkı sunmaktadır. Bu durumda uzaktan eğitim ve pandemi nedeniyle sadece üniversitelerimiz üzerinden kent ekonomisinin gireceği dar boğazı düşünebiliyor musunuz? Her ay piyasaya giren en az 46 milyon maksimum 77 milyon TL artık hayatın akışı içinde olmayabilir. Bir de buna adeta tombaladan çıkan AÖF gelirlerinin olmayacağını eklersek kent ekonomisinin üniversitelerimiz üzerinden nasıl daralacağını tahmin edebilir misiniz?
Ben düşünmek istemiyorum bile…
Bu durumun Eskişehir'i çok değil 5 sene içinde nasıl daraltacağını ve küçülteceğini tahmin etmek çok zor değil. Pandemi ortadan kalkana kadar öğrenci harcamalarına yapılacak bir çözüm yok belki ama AÖF gelirlerinin kent içinde kalmasını istemek ve savunmak kadar da doğal bir durum olamaz. En azından Esnaf Odaları, Ticaret Odası bu konuya daha yüksek sesle dikkat çekmeli. Çünkü uzun vadede en çok zararı o kesim görecek gibi duruyor.