Himmet Yanık yazdı.

Kur'an'ı Kerim'de Harut ile Marut ile ilgili tek ayet Bakara suresinde yer almaktadır. 'Onlar Süleyman'ın mülkü konusunda şeytanın kendilerine fısıldadıklarına uydular. Süleyman inkar etmemişti. Fakat şeytanlar inkar ettiler. Onlar insanlara büyüyü ve Babil'de Harut ve Marut adlı iki meleğe indirileni öğretiyorlardı. Halbuki bu iki melek hiç kimseye ( biz ancak imtihan ediyoruz inkar edenlerden olma) demeden herhangi bir şey öğretmiyorlardı. Buna rağmen onlar o iki melekten kişi ile eşinin arasını açan şeyi öğretiyorlardı. Halbuki onlar bu öğrettikleriyle Allah'ın izni olmadan hiçbir kimseye zarar veremezlerdi. Kendilerine zararı olup yararı olmayan şeyleri öğretiyorlar. Sonunda onlar da bu işi yapanın ahirette hiçbir nasibi olmayacağını anladılar. Kendilerini karşılığında sattıklarının ne kötü bir şey olduğunu keşke bilselerdi.'(1)
Babil'de sihir yapanların adedi çoğalınca hatta Yahudilerin ileri gelenleri arasında da yaygınlaşınca Allah'ü teala o günkü insanları imtihan etmek için Dicle ve Fırat nehirlerinin arasındaki bölgede bulunan Babil'e Harut ve Marut adında iki melek gönderir. Bu iki meleğin görevi insanlara sihir öğretmemek ve onlara nasihatte bulunmaktır. Onların öğütlerinin bazıları şöyle ifade edilebilir. 'Bu büyü işi Allah'ın imtihanıdır. Bunu zarar vermek ve küfretmek için kullanma. Kim bunu insanlardan bir zararı uzaklaştırmak için kullanırsa kurtulur. Kim de insanlara zarar vermek için kullanırsa o da mahfolur ve sapıtır.' Özellikle o devirlerde sihir ve büyü çok yaygınlaşmış olması nedeniyle bazı sapıkların peygamberlik iddiasında bulunmaları nedeniyle insanların sapıtmalarına neden oluyorlardı. Allah bu iki meleği göndermek suretiyle o devrin insanlarına yapılan büyülerin ve sihirlerin nasıl boşa çıkartılacağını öğretiyorlardı. Çünkü mucize ile sihir birbirinden farklıdır. Mucize; Yüce Allah'ın iradesiyle kulları arasından seçtiği peygamberlerine, peygamberliklerini ispatlamak ve Allah tarafından gönderildiklerini beyan etmek üzere harikulade şeylerin gösterilmesine, vuku bulmasına denir. Sihir, Büyü; Göz boyama, olmayan bir şeyi olmuş gibi göstermek, böylelikle peygamberlik iddiasında bulunmaktır. Harut ve Marut mucize ile sihrin, büyünün farklılığını insanlara öğreterek sihirle, büyüyle uğraşanların yalancı olduklarını böyle kimselere inanılmaması gerektiğini gösterme görevini üstlenmişlerdi.
Özellikle günümüzde de sihir ve büyü yaptığını iddia ederek saf ve cahil insanları maddi ve maneviyatlarını sömürmektedirler. Evinde bir bezin içinde bir kağıt parçasını bulan kişi koşarak, Hocam! Bize kim büyü yaptı? Eğer gelen kişiden menfaat söz konusu olursa vay o kişinin haline. Anne, baba, kayınvalide, görümce, elti, kardeş potansiyel düşmandır. Şunu mutlaka her Müslümanın bilmesi gerekmektedir. Allah'ın izni olmadıkça hiçbir güç, beşer başka bir insana zarar veremez. Her akıllı Müslüman kadın olsun erkek olsun Allah ve Rasulünün koymuş oldukları kaidelere uydukları müddetçe ne büyücü, ne sihirbaz, ne şeytan, ne cin, ne de kendi nefislerimiz bize bir şey yapamazlar. Eğer bize dokunan bir zarar varsa o da Allah'tandır. Allah'ın kahrı da hoştur, lütfu da hoştur. Hoşçakalın.