İnsanlık tarihinde son 3000 yılın sadece 240 yılı savaşsız geçti…
Çin ile Asya Hunları arasında yaşanan anlaşmazlıklarla MS.350 ile 800 yılları arasında gerçekleşen Kavimler Göçünün halen devam ettiğini söylemek mümkün…
O dönemde savaş, baskı, ekonomik şartlar etkendi, şimdide etken!
Bir yandan milletler milyon milyon başka başka ülkelere göç ediyor, diğer yandan göç ettikleri ülkelerde yabancı karşıtlığı hızla artıyor…
Tezatlar dünyasına döndük!
Lakin bir gerçek var ki artık bu karşı konulamaz bir gerçek!
Misal, Çin yayılmacılığı bir nevi dünyayı istilası!
Çin antik çağdan bu yana bu politikayı yürütüyor desek yanlış olmaz… Çin tarihini buraya yazacak değiliz, dileyen araştırabilir…
Antik çağa gitmeye de gerek yok, yakın tarihe bakın anlıyorsunuz…
Çin’in istisnasız dünyanın her bölgesine dair açılımı ve reform politikası mevcut!
Bu (Ekonomi, üretim, insan vb.) istilayı dünyanın gözüne baka baka uyguluyor…
Projeleri yıllardır tıkır tıkır işliyor…
Karşı konulamıyor…
Hem teknoloji, hem maddi, hem de iş gücü olarak dünyanın hemen her yerindeler…
Evlerimizde kullandığımız eşyalardan tutun da, binilen araçlara kadar hemen her yerde Çin malları mevcut…
Eskiden kalitesiz, ucuz mallar üretiyorlardı, kaliteyi her geçen gün artırdılar, şimdi çok agresif rekabet eden deve dönüştüler…
Çin, dur durak bilmiyor… Kendisine yakın gördüğü(!) tüm ülkeleri kendine borçlandırıyor… Bu da bir politika… Daha da acısı bu modern bir sömürge, adeta kölelik!
Bir gerçek var ki ekonomi, sömürgelerin, savaşların ve her türlü krizlerin temel sebeplerinden bir tanesi…
Çin ‘Amerikayı yeniden keşfetmiyor,’ bunu bile isteye uyguluyor!
ABD ve Rusya’nın aksine Çin'in keşif aracı Chang'e 6, Ay'ın karanlık tarafına bile gitti… Bu bir ilk…
Çinli bilim insanları, 2.5 milyon yıllık volkanik kaya ve diğer maddeleri içermesini bekledikleri örneklerin, Ay'ın iki yakasındaki coğrafi farklılıklarla ilgili soruları yanıtlayabileceğini umuyorlar…
Sakın ola Çin övücülüğü gibi anlaşılmasın yazımız… Aksine, bir tespitte bulunuyoruz… Hak gaspları, emek hırsızlığı, ucuz işçilik, sömürge, yayılmacılık, dini, kültürel mirasın yıkımı, öz gardaşlarımız Uygurlara zulüm, Doğu Türkistan soykırımı dahil pek çok defoları var… İlk kez indikleri AY’ın karanlık yüzü gibi gizledikleri iğrenç bir karanlık yüzleri var!
Biz atı alan Üsküdar’ı geçti masalları ile uyutulurken Çin ve insan kaynağını teknoloji ile yoğuran ülkeler dünyayı sallıyor!
Sallanan dünyaya tutunmak için doğru adımlar atmamız elzem…
…/…
Ticaret savaşları çoktan başladı…
Her şeye rağmen bizim için hala geç değil…
Her ne kadar teknoloji, yapay zekâ, robotlar olsa da kalifiye, nitelikli, çalışan insana her daim ihtiyaç duyuluyor, duyulacak…
Endüstri 4.0'ın dijitalleşme ve otomasyon odaklı yapısı elbette ki çok fayda sağladı, lakin insan odaklı olduğu gerçeğini değiştirmiyor…
Teknoloji ve mühendislik olarak epey mesafe kat ettik…
…/…
Endüstri 5.0’ı doğru yorumlamalıyız…
Endüstri 5.0’ın endüstriyel sektördeki dönüşümü temsil etiğini unutuyor veyahut bilmiyoruz…
Endüstri 5.0’ın insanı ve teknolojiyi birleştirdiğini, üretimi, verimi, üretkenliği artırmayı hedeflediğini yok sayıyoruz…
Bilinenin aksine Endüstri 5.0 insanı odağına alan, hatta ve hatta duygusal zekasını, tecrübesini, muhakeme yeteneğini, insani ilişkilerini hemen her türlü yeteneğini değerlendirip yepyeni bir üretim öngördüğüne gözlerimizi kapıyoruz…
.../…
Evet, Dünyada nüfus artışı çok dengesiz…
Bilinenin aksine daha çok insana ihtiyaç var! Lakin nitelikli, kalifiye, azimli, dürüst ve çalışkan insana…
Evet, gelişmiş ülkeler hızla yaşlanıyor, çünkü nüfus artış hızı çok düşük…
Evet, gelişmemiş ülkelerde ise inanılmaz bir artış söz konusu, buda gerçek…
İşgücü, emekli sayısı her geçen gün artarken, diğer yandan çalışacak insan da bulunamıyor…
Sadece olumsuzluklara bakıp enseyi karartırsak bir sonuca da ulaşamayız…
…/…
GENÇ NESİLLERİMİZE SAHİP ÇIKMALIYIZ…
Ezcümle:
Türkiye Cumhuriyeti tüm bu yaşananlara elbette kayıtsız kalmıyor, kalmamalı…
Her ne kadar kuşak kavramına inanmasam da yaygın dille başta ‘Z KUŞAĞI’ olmak üzere genç neslimize sahip çıkmalıyız…
İyi eğitmeli, bilinçlendirmeli, yetkinlik ve nitelik kazandırmalıyız…
Geleceğimiz /nesillerimize okumayı sevdirmeli, bilimi, hayal kurmayı öğretmeliyiz…
Çünkü iyi bir eğitim tüm hayatı değiştiriyor…
Olmazsa olmaz eğitimin niteliği yükselmek zorunda…
Lakin her şeyi de devletten beklememek lazım…
Türkiye’nin ve Türk milletinin şapkayı önüne koyup düşünecek vakti bile yok…
Çare: Eğitim, eğitim, nitelikli eğitim…
Reçete: Üretim, üretim, nitelikli üretim…
(Elbette tarım ve hayvancılık dahil)
Çare yok /İnsan kaynaklarımızı çok iyi kullanmak zorundayız…
Endüstri 5.0’ı doğru yorumlar, yapay zekâyı doğru kullanır, teknoloji ve insan kaynağı gücünü doğru konumlandır güç birliği oluşturabilirsek, lider ülke Türkiye dünya sahnesinde yerini alacak, yanı sıra kazanan tartışmasız Türk milleti olacaktır…
Gerçek şu ki: İNSAN
Ves’selam…