Deniz Çağlar Fırat

31 Mart seçimleri siyasi çalışmaların şekli ve dozajı giderek değişiyor. Bunu sertleşiyor ya da ortalık giderek geriliyor anlamında söylemiyorum. Ancak AK Parti kanadından gelen bazı açıklamalar beni giderek şaşırtıyor. Dün AK Parti Büyükşehir adayı Burhan Sakallı'dan oldukça ilginç bir açıklama geldi. Sakallı dedi ki;
'İnegöl'ün daha İ'sinin olmağı bir dönemde bu şehir Türkiye'de mobilyanın başkentiydi. Şehrin bütün sektörlerinin kan kaybettiği gibi mobilya sektörü de kurumsallaşamadı, markalaşamadı.'
Bu açıklamayı ilk okuduğumda aklıma acaba muhalefet iktidarı mı eleştiriyor? Sorusu geldi. Yanlış anlaşılması iktidar adayı, iktidarı eleştiriyor.
Ne diyeyim;
'17 senedir ülkede iktidar olan CHP hükümeti zamanında Eskişehir başta olmak üzere tüm illerde birçok sektör kaybetti. AK Parti hükümet olursa, onun iktidarında her şey düzelir' falan mı?
**
Buna benzer bir açıklama da önceki haftalarda Sağlık Bakanından gelmişti. Sağlık Bakanı Eskişehir Şehir Hastanesi ziyaretinde Kızılinler'e değinmiş ve 'Eskişehir'de termal turizmin çok öne çıkarılması gerektiğini düşünüyoruz. Bu çerçevede daha önce ilan edilen Kızılinler bölgesindeki alanın, Kızılinler Termal Sağlık Turizmi Destinasyonu olarak hizmet vermesinin anlamlı olacağını düşünüyoruz' demiş yine Burhan Sakallı da 'Bugünden sonra bu önemli projemiz, Sağlık Bakanlığımızın katkıları ve himayelerinde hayata geçirilecek. 35 milyon metrekarelik bir alan ve 30 bin yatak kapasiteli bir proje planlıyoruz.' İfadelerini kullanmıştı.
2009 yılında o bölge için Tepebaşı Belediyesinin hazırladığı projeyi bir kenara bırakıyorum neden bugüne kadar bu bölgede herhangi bir yatırım yapmadınız? Diye sormak istiyorum.
Neden Kızılinler sadece seçimden seçime aklınıza geliyor?
Yoksa yine;
'17 senedir ülkeyi CHP yönetiyor, AK Parti iktidar olsun Kızılinler de düzelecek' noktasına mı geleceğiz?
Tüm bunlar bana oldukça ilginç ve algı oyunları olarak geliyor. Ama bunların Eskişehir'de tutmadığını defalarca gördük.
Bugün eğer ekonomi kötüyse, sektörler bitikse, iş kollarında üretimler sona erdiyse, Eskişehir'e yatırım gelmiyorsa, Kızılinler'deki termal su 'kabak gibi' yerin altında yatıyorsa, yatırımcılar kaçıyorsa, havaalanı çalışmıyorsa, çevre yolu yapılmıyorsa, Alpu yolu ölüm yolu olmuşsa, Küçük Sanayi dökülüyorsa, TOKİ evleri sıkıntılıysa, Karapınar can çekişiyorsa, Gündoğdu iyileştirilemiyorsa, köyden kente göç başlamışsa, üretici buğday bile ekemiyorsa, patates üretimine kota gelmişse, konut satışları bitmiş, yapı ruhsatları yarı yarıya düşmüşse bunun tek nedeni merkezi iktidardır.
Topu kendi yarı sahasından taca atmaya çalışan defans oyuncusu gibi davranıp sorumluluğu yerel yönetimlere atmak sadece ama sadece popülizmdir.
İktidara muhalefet eden iktidar mensubu olmaktansa bu noktaya nasıl gelindiğini anlatmaya çalışmak daha erdemli bir davranış olur.