Şehrin sıkıntıları var mı, var!
Çözüm bekleyen meseleleri de var.
İşte adına konut dersiniz, trafik dersiniz veyahut yapımı istenen Uraysim dersiniz falan…
Aklınıza ne geliyorsa…
Bu konularla ilgili sivil toplumun, kuruluşlarının ve o kuruluşların başında olan kişilerin beklentileri her zaman değerlidir.
Sonuçta temsil ettikleri önemli bir halk kitlesi vardır ve onlar adına konuşurlar.
Beklentilerini veyahut çözüm önerilerini yetkilisine iletirler.
Ve o süreçte tüm söylemler, cevaplar, yapılmışlar, yapılmamışlar da gündem içerisinde yer bulur ve yorumlanır.
Hepsinin bir alıcısı vardır ve yahut karşı çıkanı…
Bunlar zaten bir şehirde olması gereken ve hatta şehir demokrasilerinin vazgeçilmezleridir!
Ancak!
İş siyaseten konuşmaya gelince, herkesin elindeki kadar konuşması gerektiği de siyaset biliminin gerekliliğidir…
Uraysim konusunda AK Parti’nin ortaya koyduğu tutum da aynen buna bir örnektir!
+++
Uraysim konusunda yetkilisi, ilgilisi, akademisi, belediyeleri, başkanları vs…
Herkes gerekçeli olarak takındıkları tavrı söylemlerle ortaya koydu.
Elbette şehirde her biri yankı uyandırdı, ilgi çekti.
İlgi çekmeye de devam edecek!
Fakat!
Meseleye siyaseten yaklaşırken de, kendi eteğinizdeki taşları da unutmadan adım atmak durumundasınız.
Buna en çok dikkat etmesi gereken parti de AK Parti’dir!
Bugüne kadar siyasi söylemleri ile hep duvara çarptılar, her konuşmaları ile karşı tarafa puan kazandırdılar.
Sonucu da hep sandıkta mağlubiyet olarak karşılarına çıktı.
+++
Hep yazıyoruz, yazmaya da devam edeceğiz.
“AK Parti, başka gündemlerin peşine takılıp gittikçe şehirdeki yeri sürekli sarsılıyor!
AK Parti, kendi gündemini oluşturmalı, kendi oyunlarını kurmalı ve kendi aktörleri ile sahada yer almalı” teklinini sürekli verdik.
Ancak!
Gelin görün ki, garp cephesinde hala değişen tek bir şey yok!
Uraysim gündemi içerisinde Yılmaz Hoca’ya laf yetiştirmeye kalkmak da bunun en somut ispatıdır!
+++
Haklıdırlar, değildirler…
İşin hiç orasında değilim.
Ancak AK Parti, Uraysim konusunda da yine tuzağa düşerek Yılmaz Büyükerşen hakkında sert ithamlarda bulundu.
Yapan kişi bir önceki dönemin bakanı şimdinin Eskişehir Milletvekili Fatih Dönmez…
Yılmaz Hoca’ya karşı söyledikleri çok sert!
25 Yıldır Eskişehirlinin teveccühünü kazanmış bir isme karnesinin bozuk olduğunu söylemek zaten başlı başına siyasi bir felaket!
İşte bunun karşılığı da hiç gecikmedi.
Milletvekili İbrahim Arslan, dün öylesine bir açıklama yaptı ki;
AK Parti’nin söylediğinden çok yapamadıklarına dikkat çekerek, rövanşı fazlasıyla aldı.
Öyle ya;
Yılmaz Hoca’nın “Tarım arazilerini koruyorum” diyerek yaptığı bir tavra bu denli öfkeyle yaklaşırsanız;
İbrahim Arslan’da size halka eziyete dönen çevreyolunu hatırlatır.
Uçuramadığınız uçakları anımsatır.
Yapamadığınız ilçe yollarını, demiryollarını söyler.
Bizzat Erdoğan’ın sözünü verdiği Gemlik Liman Bağlantısını öne sürer.
Kızılinler’den tutun da, Kocakır’a kadar olmayan işleri tek tek sıralar.
Diğer şehirler, hükümetin kaynaklarından bol bol yararlanırken, şehrin bir tane yolunun bile neden olmadığını sorar…
+++
Kısacası;
AK Parti’de ne köy değişmiş ne de kasaba.
Bildiğiniz AK Parti gelmiş gidiyor!
Hoca, gündemi yaratıyor, herkes peşine takılıyor.
Herkesle birlikte koskoca Ak Parti de gidiyor aynı gündemin peşinden.
Yani biz bu hikâyeyi daha önce gördük, yeniden izlemeye devam ediyoruz.
Sonuç mu?
Herkesin malumu…
Söylemeye bile gerek yok!