Eskişehir Büyükşehir Belediyesi, dün basına ve kamuoyuna dikkat çekici bir açıklama gönderdi. Uşak Belediye Başkanı Özkan Yalım ve beraberindeki heyet, Uşak’ta gerçekleştirmeyi planladıkları tramvay projesi için Eskişehir’e gelerek ESTRAM hatları ve atölyelerini inceleyerek bilgi almışlar. Bu haberin aslında ESTRAM konusu dışında çok daha farklı bir özelliği var. O da eskişehir’de uzun yıllardır hayata geçen belediye projelerinin örnek olma özelliğini koruyor olması.

Bu konu o kadar önemli ki üzerinde uzun uzun durulması gerekiyor. Hayatında hiç Eskişehir dışına çıkmamış, Eskişehir dışında yaşamamış, Eskişehir dışında başka kentlerin kültürel, sosyal, kent yaşamına şahit olmamış insanların Eskişehir’i sürekli sorun yumağı bir kentmiş gibi gösteren algı çalışmaları çok uzadı. Bu insanlar Eskişehir dışında bir kentte yaşasalar Eskişehir’i öpüp öpüp başlarına koyarlar. Evet elbette ki Eskişehir’in bir çok sorunu var. Bu sorunların bir kısmı makro sorunlar olduğu gibi bir kısmı da yerel sorunlar. Bu sorunları da dile getirmek, sorunların altını çizmek mutlaka gerekiyor. Ama bunları yaparken Eskişehir’i sorunlar yumağı haline gelmiş bir kent gibi göstermek kimin yararına geliyor? Söyler misiniz bana?

Sizler sanıyor musunuz ki ulaşım, trafik, çevre yolu, hastane, konut, su, gibi sorunların sadece Eskişehir’e özgü? Sanıyorsanız aldanıyorsunuz. Bu sorunlar bütün illerde var. Hem de misliyle var. Mesela Denizli’de haftada 19 litrelik 3 damacana su tüketseniz 297 lira ödemek zorundasınız. Haftada 297 TL. Ayda 1.188 TL sadece içme suyu için ayıracağınız bütçe. Şebeke suyu için de ayda ortalama 250 TL fatura eklemeniz gerekiyor. Evet fatura. Bildiğiniz fatura sistemi devam ediyor mesela, öyle kartlı sistem falan hak getire.

Trafik, ulaşım gibi konulara girmiyorum bile. Ama kimse şehrinin algısını yerle yeksan etmek için özel çaba sarfetmiyor oralarda. Ama bizim Eskişehir’de ise sanki Eskişehir, Türkiye’nin en sorunlu şehri gibi açıklamalar yapılıp duruyor.

Değil inanın değil. Eskişehir, uzaklardan pırıl pırıl, aydınlık, özel ve güzel bir kent gibi inci gibi parlıyor. Örnek olma özelliğini sürdürüyor. Eskişehirliyim dediğinizde özel olduğunuzu hissettiren iltifatlar alıyorsunuz. Yerel yönetimlerin ortaya koyduğu alanındaki ilk ve özel projeler de ülkeye örnek oluyor. Biraz bunun tadını çıkarın. Bu şehrin şerşehri olmasına izin vermeyin.

Eskişehir’i daha da büyütmek, Avrupa’nın, dünyanın, Asya’nın kültürel, ekonomik, sanatsal, sportif büyük şehirlerine benzetmek için sorunları sanki Eskişehir’e özgüymüş gibi anlatmak yerine örneğin Frankfurt, Berlin, Viyana, Prag gibi şehirler seviyesine çıkarmak için ortak akıl yürütmeye çalışmak yani vizyonu anlatmak çok daha güzel oluyor. 

Neyse ki mutlu, gururlu ve huzurlu aydınlık çoğunluk hala benim gibi düşünüyor. Ne mutlu onlara!   

***

İKİNCİ YAZI

BAŞKAN ATAÇ’IN SORULARI

Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç, “Kamuda Tasarruf ve Verimlilik Paketi” hakkında bir değerlendirmede bulunmuş “Bizler yıllardır belediyelerimiz de zaten tasarruf halindeyiz. Savurganlıktan kaçınarak Eskişehir’imize hizmet etmeye gayret ediyoruz. Gösterişten, şatafattan, savurganlıktan değil halkımızdan yana durmanın çabası içindeyiz” demişti. Başkan Ataç basına da yansıyan açıklamalarında ekonomik baskı ve sıkıntılar karşısında zor günler geçiren vatandaşların merak ettiği soruları da gündeme getirmişti.

Paketin gerçekçi olmadığını vurgulayan Başkan Ataç şu soruları sormuştu:

·        Geçilmeyen köprülere, tedavi olunamayan hastanelere, yolcusu olmayan havaalanlarına garanti ücretleri ödenmeye devam edecek mi?

·        Yıllık bütçesi 1.000.000.000 (Bir milyar) lirayı aşan Saray’ın masrafları kısılacak mı?

·        Lüks uçaklar ve makam araçlarında bir azaltma yapılacak mı?

·        Devletten her ay 3-5 maaş alanlardan tasarruf edilecek mi?

·        Diyanet İşleri’nin sürekli gündeme geldiği ultra lüks araçlar, vatandaşlarımızı incitiyor. Bundan vazgeçilecek mi?

·        Yandaşları zengin eden ihale kanunu değişecek mi?

·        Devletin kasasını boşaltan “Hazine Garantili Müteahhit” işlerine bir kısıtlama veya önlem gelecek mi?

Ülke genelinde de tartışılan tasarruf paketinin bürokratların makam araçları seviyesinden Başkan Ataç’ın da altını çizdiği gibi Ay sonunu getiremeyen emeklilerimiz, siftahsız dükkan kapatan esnaflarımız, geleceklerine dair ümitten çok endişe besleyen gençliğimiz için somut adımlara dönüşüp dönüşmeyeceği büyük merak konusu olmaya devam ediyor.