Eskişehir’de baharatçı ve kahveci esnafı Metin Ağılönü, yaklaşık 50 yıldır dükkanlarının önünde müşterilerin dikkatini çekmek için kullandıkları “koyun çanı” olarak bilinen özel zillerin, şehrin ticaret kültürünün önemli bir parçası haline geldiğini anlattı.
"‘Burada koyun mu var?’ diye şaşırıyor"
Ağılönü, “Bu gelenek çocukluğumdan beri var. Belki 50 yıldan fazla süredir devam ediyor” diyerek zillerin sadece bir ses çıkarma aracı olmadığını, aynı zamanda esnafın “Biz buradayız” mesajını verdiği bir simge olduğunu ifade etti. Zillerin koyun çanlarına benzetilmesi de buradan geliyor; tıpkı koyunların yerini belli etmek için çan takılması gibi, esnaf da müşterilerine iş yerlerinin açık olduğunu bu sesle duyuruyor. Eskişehir’de bu uygulamanın oldukça yaygın olduğunu belirten Ağılönü, “Neredeyse tüm arkadaşlarımızda bu ziller var. Pazarcıların bağırması gibi, biz de bağırmak yerine bu müzikli zil yöntemini kullanıyoruz. İnsanları dükkanlarımıza davet etmek için oldukça etkili” dedi. Turistlerin ilk etapta bu zil seslerine şaşırdığını, ancak gelenek hakkında bilgi verdiklerinde büyük beğeni ve takdirle karşılaştıklarını aktaran Ağılönü, “Dışarıdan gelenler önce ‘Burada koyun mu var?’ diye şaşırıyor. Sonra açıkladığımızda, ‘Ne kadar güzel bir gelenekmiş’ diye bizi tebrik ediyorlar” şeklinde konuştu.
Yarım asrı aşkın süredir Eskişehir sokaklarında yankılanan bu özel zil sesleri, şehrin ticari kimliğinin unutulmaz bir parçası olarak yaşamaya devam ediyor.