Sağlıkta şiddet olaylarına tepki gösteren SES Şube Eş Başkanı Bülent Yıldırım, “Tablonun değişmesi için siyasi kaygılardan uzak ve kışkırtılmış bir sağlık hizmetinin sunumundan uzak durularak, caydırıcı nitelikte sağlıkta şiddet yasası mutlaka çıkarılmalıdır” dedi.
"Caydırıcı bir önlem alınmadığı için saldırganların yaptıkları yanına kalmaktadır"
Geçtiğimiz günlerde Erenköy Mahallesi’nde yol verdikleri ambulansı takip ederek içindeki üç sağlık çalışanını tehdit ettikleri gerekçesiyle gözaltına alınan baba ve oğul, çıkarıldıkları mahkemece tutuklanmıştı. Olaya tepki gösteren SES Şube Eş Başkanı Bülent Yıldırım, sağlık çalışanlarının sık sık şiddetle karşılaştığını ve pek çok vakanın şikayet konusu dahi yapılmadığını belirterek, mevcut koşulların caydırıcı önlemlerden yoksun olduğunu söyledi. SES Şube Eş Başkanı Yıldırım, sağlık çalışanlarının maruz kaldıkları şiddet olaylarının büyük bir kısmının kayıt altına alınmadığını vurgulayarak, “Her acil sağlık çalışanının, her sağlık emekçisinin bu tür olaylarla ilgili devam eden davaları bulunmaktadır. Nöbet izinlerini dahi bu davalar nedeniyle kullanmak zorunda kalan, onlarca davası olan arkadaşlarımız vardır. Bu tablonun değişmesi için etkin, kararlı, siyasi kaygılardan uzak ve kışkırtılmış bir sağlık hizmetinin sunumundan uzak durularak, caydırıcı nitelikte yasal düzenlemeler yapılmalı, sağlıkta şiddet yasası mutlaka çıkarılmalıdır. Çoğu zaman caydırıcı bir önlem alınmadığı için saldırganların yaptıkları yanına kalmaktadır. Çalışanlarımız şikayetçi olduklarında, mağdur eden kişilerden daha çok kendileri adliyelerde, karakollarda zaman geçirmek zorunda kalmaktadır. Beyaz kod uygulamaları yapılmakta, davalar açılmakta ancak sağlık çalışanlarının huzurlu ve güvenli koşullarda çalışmaları sağlanamamaktadır” diye konuştu.
Şiddet artarak devam ediyor
Koşulların değişmediği sürece saldırganların cesaret bulduğu ve şiddetin artarak devam ettiği gerçeğinin açığa çıkacağını kaydeden Yıldırım, “Sağlıkta şiddet yalnızca fiziksel ya da sözel saldırılarla sınırlı değildir. Yüksek mesai yükü ve ağır çalışma koşulları da sağlık çalışanları için bir şiddet biçimi haline gelmiştir. Örneğin randevu sistemi üzerinden hizmete ulaşamayan veya yoğunluk nedeniyle istediği hizmeti alamayan kişiler, öfkesini doğrudan sağlık çalışanlarından çıkarmaktadır. Bu durum özellikle polikliniklerde ve hastane girişlerinde yoğun bir şekilde yaşanmaktadır. Bir hastanenin girişinde yalnızca 10 dakika beklediğinizde, oradaki sağlık çalışanlarının en az 5-6 defa sözel ya da duygusal şiddete maruz kaldığını gözlemleyebilirsiniz” dedi.