Yaygın olarak iyilik ve kötülüğün simgesi olarak bilinen Yin Yang felsefesi Doğu Asya’da ortaya çıkmıştır.
Tarihi ise tarım öncesi toplumlara kadar uzanır.
Bu kuramın inanç kaynakları üzerinde de etkisi vardır.
Her türlü bilgi yin ve yang üzerinden ifade edilebilir.
Yin ile yang felsefesindeki siyah ve beyaz iki zıt görüşü temsil ederken aynı zamanda birbirini tamamlar.
Bir tarafta simsiyah bir daire düşünelim.
Bu daire kötülüğü, negatifliği, geceyi temsil eder.
Diğer yanda ise bembeyaz daire düşünelim bu daire de iyiliği, pozitifliği ve gündüzü temsil eder.
Ama o simsiyah dairenin içinde bir beyaz nokta vardır bu nokta kötülüğün içindeki iyiliği temsil eder. O bembeyaz dairenin içinde de siyah bir nokta vardır bu da iyiliğin içindeki kötülüğü temsil eder. Daireler birleştiği zaman ise hayatın dengesi ortaya çıkar.
Evrende bir denge vardır.
İdeal denge saf iyilikten ve saf kötülükten oluşmaz.
Hep mutlu olamayız, sonsuz üzülemeyiz.
Duygularımız hislerimiz her zaman değişmeye, dönüşmeye müsaittir.
Önemli olan dengede kalmaktır. Hayatın dengesi ise saf iyi olmaktan değil, siyahın içindeki beyazı görebilmekten geçer.