Dünya genelinde her Mart ayının 8'i, Dünya Emekçi Kadınlar Günü olarak kutlanmaktadır. Hayatımızda büyük bir öneme sahip olan kadınların ne kadar önemli ve değerli olduğu 8 Mart tarihinde herkesçe dillendirilir. Elbette ki kadınlar her dönem için çok değerli ve önemli varlıklardır. 8 Mart tarihi bunu dile getirmenin, çeşitli etkinlikler düzenlemenin ve kadının rolünü hatırlatmanın sadece bir vesilesidir.

Aile dediğimizde; öncelikle aklımıza anne, baba ve çocuklardan oluşan bir topluluk gelmektedir. Günümüz aile düzeninde anneler de çalışmakta ve üreten bireyler olarak ailesinin yanın­da yerini alıyor, üreten bireyler olarak hem annelik görevlerini tam eksiksiz bir şekilde ye­rine getirmekte hem de evinin temizliğini ve düzenini sağlamaktadır.

Kadınlar, halkın en fedakar, çalışkan ve üreten bireyleridir, Bunlara karşı toplumdan hak ettiği sevgi ve saygıyı görmektedir, Diğer toplumlara bakıldığında hırpalanan, kötü davranılan ve aşağıla­nan birey olan kadın, ülkemizde 'ana' olarak yüceltilmiş ve hak ettiği değeri görmektedir.
Kurtuluş Savaşı'nın kazanılmasında analarımız önemli ça­lışmalar gerçekleştirmişlerdir.
Yeri geldiğinde cephede savaşmış, yeri geldiğinde cephe gerisinde savaşa destek olmuşlardır, Savaş ardından ül­kenin kalkınmasında da kadınlarımız, en ön saflarda yerlerini almıştır. Bunu fark eden Atatürk, ülkenin kalkınmasında kadının yerini ve önemini vurgulayarak 1934 senesinde pek çok Avrupa ülkesinden önce kadınlarımıza seçme ve seçilme hakkını kazandırmıştır.
Özellikle erkekler bilmelidir ki annelerimiz, kız kardeşlerimiz, eşlerimiz ve kız evlatlarımız da birer kadındır. Bunun bilincinde olan ve diğer kadınların da tıpkı kendi annesi, eşi, kızı veya kız kardeşi gibi olduğunu kavrayan bir erkek, kadınlara çok daha fazla önem vermelidir.
Olaydan tek mutlu olan taraf, üst gelir grubu için mücevherciler, orta gelir gurubu için ise çiçekçilerdir. Alt gelir gurubu böyle bir günün varlığından bi-haberdir zaten.

Her üç grup için de hayat 9 Marttan itibaren kaldığı yerden devam eder.
Kadın sorunlarının müsebbibi olan 'ERKEK''Basit düzenekli bir makine gibidir, teferruatı yoktur, parçalasanız içindeki alet edevat üçü beşi geçmez. Hele ki egosunu biraz okşayın, hemen teslim alırsınız.Bu basit düzenekli makine bazı organlarında 'güç' yersiz kaygılara yol açmıştır.. Örneğin; beyninin büyüklüğünden çok zeki olduğunu sanır, 'bu yüzden koca kafalısın derseniz' hoşuna gider. Amele gibi plansız programsız çalışır. Bu hamallığından kol kasları gelişmiştir. Bunu 'bilek gücü' olarak algılar.

Kadın ise: Yaşamın devamını sağlayıcı bir yeteneği vardır, doğurgandır. Bu özelliği onun akıl melekelerinin de gelişmesine neden olmuştur.Yapıcıdır, estetik duyguları gelişmiştir. En güç problemleri bile akıl yolu ile çözebildikleri için barışçıldır, kolay kolay kaba güç kullanmaz. Zekasına olan güveni etik anlayışına da yansımıştır. Kabul edilen ahlak değerlerini kesinlikle ihlal etmez, etse bile bunu bir maharet olarak sergilemez.
Erkek egemen toplumlarda, kadının yaşam alanı erkekler tarafından sınırlanmıştır. Nasıl giyinmeleri gerektiğinden nasıl konuşmaları gerektiğine kadar her davranışları erkekler tarafından kurallara bağlanmıştır. Toplumsal yaşamdaki etkinlikleri ve özgürlükleri son derece kısıtlanmıştır.
Gelişmiş sanayileşmiş modern toplumlarda ise kadın yaşamın her alanında ön planda yer almaktadır. Kadının önder olduğu alanlardaki başarı ve kalite yüksekliği ölçülebilen bir değerdir ve bu bilimsel olarak kanıtlanmıştır.
Hayatın sürekliliği için birliktelikleri zorunlu olan bu iki cins canlının periyodik olarak aynı frekanslarda hareket etmeleri toplum yaşamının kalitesini de olumlu yönde etkilemektedir.
Yaşadığımız Dünya'da vahşetin, savaşların haksızlıkların ve her türlü çirkinliklerin olmaması için kadınların hayat içindeki işlevlerinin çoğalması gerekmektedir. Cumhuriyetimizin kurucusu ulu önder M.K.Atatürk bu gerçeği gördüğü ve inandığı için devrimlerinin odağında hep kadınları ön plana almıştır.
Kendilerini 'muhafazakar, dindar, mutaassıp' olarak niteleyen unsurların yaşam felsefeleri kadının toplumdan dışlaması üzerine kuruludur. Onların anlayışında kadın 'eksik etektir', 'saçı uzun, aklı kısa olandır', 'sırtından sopa, karnından sıpa eksik olmamalıdır' ve dinsel söylemlerinde bile bunu yansıtırlar
'Kadınlar çevremizde açan en güzel çiçeklerdir. Her başarılı erkeğin yanında bir kadın vardır.'