Milyonlarca gencin heyecanla beklediği 2025-Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) sonuçları 19 Temmuz’da açıklandı. Ardından tercih maratonu başladı ve 13 Ağustos’ta sona erdi. Artık binlerce aile ve aday, yapılacak yerleştirmelerin sonucunu sabırsızlıkla bekliyor.

Bu süreçte sevinç, hüzün, umut ve kaygı iç içe yaşandı. Kimi gençler Türkiye geneli sıralamada üst basamaklara çıktı, kimileri beklediğini bulamadı. Ama herkes için ortak bir gerçek var: Tercih listeleri teslim edildi, artık yeni bir döneme girilecek.

Sınavı incelediğimizde;

2025-YKS, her yıl olduğu gibi bu yıl da zorlu geçti.

  • 2,5 milyondan fazla aday sınava başvurdu, yaklaşık 2,3 milyon aday TYT’ye katıldı.
    (Müracaat ettiği halde sınava girmeyen binlerce öğrencinin gerekçesi ise hâlâ merak konusu…)
  • TYT’de: Türkçe ort. 21,7, Matematik ort. 6,6, Fen ort. 4,6
  • AYT’de: Matematik ort. 6,8, Edebiyat 6,3, Biyoloji 2,5
  • YDT’de: İngilizce ort. 34,7, Almanca 41,4, Fransızca 44,5

Bu tablo gösteriyor ki, temel derslerde başarı ortalamaları oldukça düşük. Düşünün; liseyi bitiren bir genç, 40 matematik sorusundan 10 doğru bile yapamıyor.

Elbette bu durum kaygı verici. YKS ‘nin adı değişiyor ama bu acı gerçek yıllardır değişmiyor.

Dolayısıyla bu rakamlar üniversiteye giden yolun hâlâ ciddi emek, sabır ve disiplin istediğini de gösteriyor.

Evlerde Tatlı Bir Heyecan…

Yerleştirme sonuçlarını bekleyen gençler kadar anne-babalar da heyecanlı. Çünkü evlatlarının geleceğini şekillendirecek en kritik dönemeçlerden biri bugünlerde evlerde yaşanıyor.

Günlük hayatlarda farklı sahneler yaşanıyor. Bir evde baba televizyonu sessizce izlerken gözü çocuğunun bilgisayar ekranında; anne, mutfakta yemek yaparken aklı ÖSYM’nin açıklayacağı sonuçlarda. O sırada çocuk odasında kulaklığını takmış görünüyor ama aslında tek düşündüğü şey şu:

“Acaba hangi üniversiteye yerleştim?”

Daha önce bu sınavı iki kez deneyimlemiş bir baba olarak yazmak istedim. Biraz tecrübeyle söylemem gerekir ki ailelere düşen görev, çocuklarına güvenmek ve onların yanında durmak.

  • Baskı yapmayın.
  • Sonuç ne olursa olsun destek olun.
  • Onların hayallerine kulak verin.

Çünkü üniversite kazanmak tek başına yeterli değil; doğru bölümde mutlu olmak, iş hayatında kendini gerçekleştirmek çok daha önemlidir.

Mezuna Kalan Gençlere Tavsiyeler.

Her aday, istediği sonucu bu yıl alamayabilir. Bu bir son değil, sadece bir duraktır. Bir yıl çok uzun bir süre değil.

  • Eğer mezuna kalmaya karar verdiyseniz, bu yılı bir kayıp olarak değil, yeni bir fırsat olarak görün.
  • Nerede hata yaptığınızı dürüstçe analiz edin: Çalışma yöntemi mi, zaman yönetimi mi, yoksa stresle başa çıkamamak mı?
  • Denemeleri düzenli çözün, eksik olduğunuz konuları belirleyin ve hedefinizi daha gerçekçi koyun.
  • Psikolojik olarak yıprandıysanız destek alın; çünkü bu yolculuk sadece akademik değil, aynı zamanda ruhsal bir mücadeledir.

Unutmayın: Bugün kazanamayan pek çok kişi, ertesi yıl daha güçlü bir şekilde hedefine ulaşmıştır.

Sevgili genç kardeşim, üniversite eğitimi kadar, sizlerin milli ve manevi değerlerle donanmış bireyler olarak yetişmeniz de büyük önem taşıyor.

Başarı, sadece puanlarla ölçülmez.
Bir genç için sağlam karakter, aile bağlarını korumak ve topluma faydalı birey olmak; en az bir diploma kadar kıymetlidir.

Netice olarak Artık gençlerimizin önünde bir bekleyiş dönemi var. Yerleştirme sonuçları açıklandığında, kimileri hayalini kurduğu üniversiteye gidecek, kimileri farklı bir yolculuğa çıkacak. Hepsinin hakkında hayırlısı ne ise o olsun.

Ama unutmayın:
Tercihlerinizi yapmış olsanız da hayat yolculuğunuzun asıl tercihlerle dolu kısmı şimdi başlıyor.

Anne-babalar için de gençler için de bu süreç, sabırla ve umutla karşılanmalı. Çünkü sonuç ne olursa olsun, gelecek inşa edilebilir.

Hayat sizin, son karar yine sizindir gençler!