Şehir bizim, hepimizin. Hep birlikte yaşıyoruz, hep birlikte nefes alıyoruz.

Şehir bizim, hepimizin.

Hep birlikte yaşıyoruz, hep birlikte nefes alıyoruz.

O yüzden kentimize hep birlikte sahip çıkma zorunluluğumuz var.

Hep birlikte birbirimizin hayatını daha kolay kılmak zorundayız.

Bunu yapmanın tek bir yolu var.

O da konulan kurallara uymak.

Ancak bir türlü bu kurallar konusuna kendimizi veremiyoruz.

Örneğin kırmızı ışık ihlalleri yüzünden sürekli sıkışan trafik içindeyiz.

Olmadık yerlere araçlarımızı bırakıp gidiyoruz.

Bu yüzden tek şeride düşen trafikte çile çekiyoruz.

Sadece trafikte mi, kaldırımlar deseniz aynı.

Neredeyse her yer işgal altında.

Masa sandalye atan herkes dilediği gibi kapatıyor kaldırımları.

Çöpler deseniz ha keza.

Çıkarılma saatleri belli ama eline geçen çöpünü dilediği yere dilediği saatte atıp gidiyor.

Kamuya ait yerleri de yine doğru düzgün kullanamıyoruz.

Parklar, bahçeler atılan çöplerle dolu.

Hele şu magandalar yok mu, çocuk oyun aletlerine saldıracak kadar gözleri dönmüş.

Velhasıl…

Sevgili dostlar başta da dediğim gibi bu şehir hepimizin ve hep birlikte yaşamak zorundayız.

O yüzden toplum kurallarına uyalım ve bu şehri koruyalım.