Güçlü bir toplum, sağlam aile ve akrabalık bağları bulunan, iletişimin ve irtibatın kopmadığı bir toplumdur. Toplumu oluşturan en küçük yapı taşı olan aile ve bunun genişletilmiş hali olan akrabalık bağları, toplumdaki sağlamlığın ve huzurun birer göstergesidir. Güçlü, sağlam ve huzurlu bir toplum kurmayı hedefleyen İslam dini, bu bağlamda aile ve akrabalık ilişkilerine büyük önem atfetmiştir.

Akrabalar arası ilişki “sıla-i rahim” kavramıyla ifade edilir. “Rahim” ifadesiyle ana rahmi, “sıla” ifadesiyle de bağ kurma kastedilir. Nasıl ki cenin ile rahim arasında kordon denilen maddî bir bağ var ve bu bağ bebek ve anne için hayatî önem taşıyorsa, kişinin dünyaya geldikten sonra akrabalarıyla kuracağı manevî bağ da hem kendisi hem de toplum için son derece önemlidir. Bu bağın kurulması ve korunması İslam dininin bir emridir.

Akrabalık Bağının Koparılmasından Sakınılmalıdır:

Allah Teâlâ (c.c.) Nisâ suresinin hemen başında kendisine karşı saygısızlık yapılmasını sakındırdıktan hemen sonra akrabalık bağlarına sahip çıkılması ve bu haklara riayetsizlikten sakınılması gerektiğini emretmiştir:

“Ey insanlar! Sizi bir tek nefisten yaratan ve ondan da eşini yaratan, ikisinden birçok erkek ve kadın üretip yayan Rabbinize itaatsizlikten sakının. Adını anarak birbirinizden dilek ve istekte bulunduğunuz Allah’a saygısızlıktan ve akrabalık haklarına riayetsizlikten de sakının. Şüphesiz Allah sizin üzerinizde gözetleyicidir” (Nisâ 4/1).

Allah Teâlâ’dan sakınma emrinin hemen ardından akraba haklarına riayetsizlikten sakınmanın zikredilmesi meselenin ne denli önemli olduğunu ortaya koymaktadır. Başka bir ayet-i kerimede ise övgüye mazhar olan müminlerin özellikleri sayılırken onlardan, “akrabalık bağlarını koruyanlar” olarak bahsedilmektedir:

“Onlar Allah’ın korunmasını emrettiği bağı koruyan, Rablerine saygıda kusur etmeyen ve kötü hesaptan korkan kimselerdir” (Ra‘d 13/21).

Ayet-i kerimenin başında iman eden akıl sahipleri övülürken yine Rablerine karşı saygıda kusur etmedikleri ve akrabalık bağlarını koruduklarını bizlere bildirilmiştir. Dolayısıyla akraba ilişkilerine önem vermek ve onların haklarına riayet etmek, Rabbe karşı saygı duymanın yani takvanın bir gereğidir demek yerinde olacaktır.

Akrabalık Bağını Koparanla Allah Bağlarını Keser:

Sıla-i rahimin önemine dair Rasulullah (s.a.v.)’ın sözlerine baktığımızda da aynı durum müşahede edilmektedir. Sıla-i rahimi sıkı tutanla Allah Teâlâ’nın da bağları sıkı tutacağını ve bağları koparanla Allah’ın ilişkisini keseceği ikazını Allah Rasulü (s.a.v.) bizlere şöyle bildirmiştir:

“Allah, merhametli olanlara rahmetle muamele eder. Öyleyse, sizler yeryüzündekilere karşı merhametli olun ki, semada bulunanlar da size rahmet etsinler. Rahim (akrabalık bağı) Rahmandan bir bağdır. Kim bunu korursa Allah onunla (rahmet bağı) kurar, kim de koparırsa, Allah da ondan (rahmet bağını) koparır” (Tirmizî, Birr, 16).

Hal böyleyken biz Müslümanların Allah Teâlâ’nın bu denli önem verdiği bir meselede oldukça dikkatli davranmamız ve başta ailemiz olmak üzere bütün akrabalarımıza karşı samimiyetle, sıcakkanlılıkla yaklaşarak bağları kuvvetlendirmemiz ve bağların kopmasına müsaade etmememiz gerekir. Çünkü bu bağ Allah ile irtibatımızı sağlayacak bağdır.

Allah Rasulü’nün buyurdukları gibi bazen bizlere düşen, ne kadar zor olsa da bağları koparan akrabalarla dahi bağları sıkı tutma gayretidir. Bu hususta Allah Rasulü (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:

“Sıla-i rahim yapan, akrabasından gördüğü iyiliğe iyilikle karşılık veren kimse değil, akrabası kendisine iyiliği kestiğinde dahi onlara iyilik yapandır” (Buhârî, Edeb, 15).

Bizlere düşen, bayrama az bir zamanın kaldığı şu günlerde, bazı küskünlükleri, eski defterleri bir kenara bırakıp yeni sayfalar açarak hem akrabalarımızla sıkı bağlar kurmak hem de Rabbimizin rahmet bağını koparmama adına sağlam adımlar atmaktır. Güçlü bir toplumun temellerinin, aile ve akrabalık bağlarını güçlendirmekle sağlamlaştırılacağını unutmayalım. Rabbimiz bizleri bayram sabahına günahlarından arınmış kimseler olarak eriştirsin. Ramazan bayramınızı mübarek olsun...

İbrahim Yaşar CAN

Vaiz

MEAL OKUYORUM

Ana-babaya, akrabaya, yetimlere, yoksullara, yakın komşuya, uzak komşuya, yakın arkadaşa, yolcuya, idare ve himayeniz altında olanlara iyi davranın. Allah kendini beğenen ve daima böbürlenip duran kimseyi sevmez.” (en-Nisâ 4/36)

HER GÜNE BİR HADİS

“Akrabasının yaptığı iyiliğe aynısıyla karşılık veren, onları koruyup gözetmiş sayılmaz. Akrabayı koruyup gözeten kişi, kendisiyle alâkayı kestikleri zaman bile, onlara iyilik etmeye devam edendir.” (Buhârî, Edeb, 15; Ebû Dâvûd, Zekât, 45; Tirmizî, Birr, 10)

GÜNÜN DUASI

Allah’ım! Bütün işlerimizin sonucunu güzel eyle, dünyada rezil olmaktan ve ahiret azabından bizi koru...

BİR SORU-BİR CEVAP

Fıtır sadakası cami inşaatı için verilebilir mi?

Fıtır sadakasının geçerlilik şartlarından biri de temliktir. Temlik eşya üzerindeki mülkiyet hakkını veya malî bir hakkı başkasına devretmeyi ifade eder. Cami, okul, köprü, yol vb. yerlere temlik söz konusu olmayacağından fıtır sadakası verilemez (İbn Âbidîn, Reddü’l-muhtâr, III, 291, 325). (Fetvalar,DİB Yay.syf.258)