Vatan, bir milletin evi, yuvasıdır. Bir milletin varlığını devam ettirebilmesi ancak vatanına sahip çıkmasıyla mümkündür. Vatan sevgisi insanın yüreğinde yer alan en doğal ve en güçlü duygulardan biridir. Milletleri ayakta tutan ve birlik ve beraberliğini sağlayan başlıca değerlerden biri de hiç şüphesiz vatan sevgisidir.

Peygamber Efendimiz (s.a.v.), hicret için yola çıkarken Mekke’ye dönüp hüzünle bakarak doğup büyüdüğü, yakınlarının bulunduğu sılasına şöyle seslenmiştir:

“Ey Mekke! Vallahi, sen, Allah’ın yarattığı yerlerin en hayırlısı ve Allah katında en sevgilisin. Senden çıkarılmış olmasaydım seni asla terk etmezdim” (Tirmizî , “Menâkıb”, 68).

Anadolu insanının diline pelesenk ettiği, “Ana gibi yar, vatan gibi diyar olmaz”, “Bülbülü altın kafese koymuşlar, ille de vatanım demiş” gibi atasözleri ise Türk milletinin vatan sevgisini en iyi yansıtan ifadeler sayılabilir.

Aziz milletimiz, “Vatan sevgisi imandandır” sözüne yürekten bağlıdır. Vatanı uğrunda canını feda etmekten hiç bir zaman geri durmamıştır. Bu vatan, uğrunda gözünü kırpmadan şehadete yürüyen isimsiz kahramanlar sayesinde ayakta durmaktadır. Mithat Cemal şöyle diyor:

“Bayrakları bayrak yapan, üstündeki kandır

Toprak, eğer uğrunda ölen varsa vatandır.”

Din, vatan ve kutsal değerler uğrunda şehit olan bahtiyarlar, Yüce Kitabımızda şöyle övülmektedir:

 “Allah yolunda öldürülenleri sakın ölüler sanma. Bilakis onlar diridirler. Rableri katında Allah’ın, lütfundan kendilerine verdiği nimetlerin sevincini yaşayarak rızıklandırılmaktadırlar” (Âl-i İmrân 3/169).

Hz. Peygamber (s.a.v.) vatanı korumak için hudutlarda nöbet tutmayı en kutsal görevlerden saymıştır:

“İki göz vardır ki cehennem ateşi onlara dokunmaz: Allah korkusundan ağlayan göz ve gecesini Allah yolunda nöbet tutarak geçiren göz” (Tirmizî, Fedâilü’l-cihâd, 12).

Millî şairimiz Mehmet Akif Ersoy; birlik ve beraberliğin önemini, vatan savunmasının ancak bağları güçlü bir millet olmaya bağlı olduğunu şu veciz sözlerle ifade etmiştir:

“Girmeden tefrika bir millete düşman giremez,

Toplu vurdukça yürekler, onu top sindiremez.

Sahipsiz olan memleketin batması haktır,

Sen sahip olursan, bu vatan batmayacaktır.”

Asla hatırdan çıkarılmaması gereken husus şudur ki; vatanımızın düşmanlarının geçmişten gelen hileleri, tuzakları bugün de hız kesmeden devam etmektedir. Bu şartlarda bizim vazifemiz; “Su uyur düşman uyumaz” hakikatini hiç unutmadan, millet olarak millî ve manevî değerler etrafında kenetlenmektir.

Allah Teâlâ (c.c.) şöyle buyurmuştur:

“Hep birlikte Allah’ın ipine (Kur’an’a) sımsıkı sarılın, bölünüp parçalanmayın. Allah’ın size olan nimetini hatırlayın. Hani siz birbirinize düşmanlar idiniz de Allah gönüllerinizi birleştirdi ve O’nun nimeti sayesinde kardeşler oldunuz. Yine siz bir ateş çukurunun tam kenarında iken oradan da sizi Allah kurtarmıştı. İşte Allah size ayetlerini böyle açıklıyor ki, doğru yolu bulasınız” (Âl-i İmrân 3/103).

“Allah’a ve Peygamberine itaat edin ve birbirinizle çekişmeyin, sonra gevşersiniz ve gücünüz, devletiniz elinizden gider. Sabredin, doğrusu Allah sabredenlerle beraberdir” (Enfal 8/46) buyurarak, birliğin önemini; düşmanlığın, çekişmenin ve dağılıp parçalanmanın tehlikelerini bizlere açıkça bildirmiştir.

Şanlı tarihimiz, “Birlikten kuvvet doğar” ilkesine göre hareket edildiğinde her türlü zorluğun üstesinden gelebileceğimizin en büyük ispatıdır. Bu açıdan, milletimizin selameti, geçmişten dersler alıp geleceğe birlik, beraberlik ve kararlılık içerinde yürümesine bağlıdır.

Sözlerimi, İstiklâl şairimiz Mehmet Akif’in şu güzel dizeleriyle bitirmek istiyorum:

“Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki fedâ?

Şühedâ fışkıracak toprağı sıksan, şühedâ!

Cânı, cânânı, bütün varımı alsın da Hüdâ,

Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüdâ…”

Aydın YILMAZ

Vaiz

MEAL OKUYORUM

Ey iman edenler! Allah’a itaatsizlikten sakının ve doğru söz söyleyin ki, Allah sizin işlerinizi düzeltsin, günahlarınızı bağışlasın. Kim Allah’a ve Resûlü'ne itaat ederse gerçekten büyük bir kazanç elde eder.

(Ahzâb, 33/70-71)

HER GÜNE BİR HADİS

“Ben, haklıyken bile çekişmeye girmekten kaçınan kimse için cennetin kenarından; şakadan da olsa yalan söylemeye yanaşmayan kimse için cennetin ortasından; ahlakını güzelleştiren kimse için de cennetin en yükseğinden bir köşk verilmesine kefilim.”

(Ebû Dâvûd, Edeb,7)

GÜNÜN DUASI

Allah’ım! Şimdiye kadar yaptığım, bundan sonra yapacağım, gizlediğim ve açığa vurduğum, ölçüsüz bir şekilde işlediğim ve benden daha iyi bildiğin günahlarımı affeyle! Öne geçiren de sen, geride bırakan da sensin. Senin gücün her şeye yeter.” (Buhârî, De’avât, 60; Müslim, Zikir ve Dua, 70)

BİR SORU-BİR CEVAP

Zihinsel engellilerin, alzheimer ve benzeri rahatsızlıkları olanların kaybolmaması için  “sevgi izi” yapılması  caiz midir?

Kendini ifade edemeyen zihinsel engelli, alzheimer ve benzeri rahatsızlıkları olup kaybolma ihtimalleri yüksek olan kişilere, belirli rumuz veya rakamların işlenmesi caizdir. Zira bu yöntemle söz konusu kişilere -kötü niyetli insanların eline düşmeden- daha çabuk ulaşılması mümkün olur.

(DİYK,FETVALAR)