Bu hafta uzun süredir yazmayı isteyipte bir türlü yazamadığım Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç’ı köşeme misafir ediyorum.

Baştan söyleyeyim bu yazı hakkın teslimi olarak kaleme alınmıştır.

Eskişehir’de yaşayanlar bilirler “Hayat Tepebaşında” mottosu’nun baş mimarı. 31 Mart seçimleriyle birlikte tam beş dönemdir Belediye Başkanlığını kazanan Ahmet Ataç’ı yazmasak olmazdı.

Ahmet Ataç… Eskişehir’in ve bu satırların yazarının “Ahmet Abisi”

Yirmi yıldır Eskişehir’de yaptıklarını yakından izliyorum.

Objektif gözle hakikate bakan gerçeği görür.

Bakın sadece aklıma gelen birkaç nitelikli projesinden bahsedeyim size.

“Uluslararası Pişmiş Toprak Sempozyumu”, “Ulusal Sanat çalıştayı”, ”Enerji Etkin Bina”, ”Altın Ayaklar” ,”Evde Sağlık Hizmetleri”, “Belde evleri”, “Çocuk Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi”, ”Yaşam Köyü ve Alzheimer Merkezi”, “Behiç Erkin” ve “Efsane Es-Es 1965” spor kompleksleri, “Atilla Özer Karikatürlü Ev “Down sendromlu çocukların rehabilitasyonuna katkı sağlayan Gökkuşağı Kafe”, ”23 Nisan Çocuk Sanat Merkezi” gibi bir çok farklı ve başarılı projeye imza atmıştır.

Çoğu kez şahit olduğum siyasi yorumcuların “Tepebaşında sağ oylar çoğunlukta olmasına rağmen, Ahmet Ataç Belediye Başkanlığını CHP’den girerek her dönem farkla kazanıyor.” tespitleri boşuna yapılmıyor.

Hiç uzağa gitmeyelim.

En son 31 Mart yerel seçimlerinde %53 oy oranıyla seçimi kazandı. En yakın rakibine %17 fark attı.

Her seçimde oylarını yukarıya doğru artırarak oluna devam ediyor Ahmet Başkan.

Bugünlerde makam odası diğer başkanlar gibi “hayırlı olsun” demek için gelen ziyaretçilerle dolup taşıyor.

Bizde Eskişehirdeki Gümüşhaneliler Derneği Yönetim Kurulu olarak 3 Mayıs Cuma günü akşam saat:18.00’te hayırlı olsun demek için ziyaretine gittik.

Bakın randevu saatini bilerek yazdım. Akşam saat: 18.00

Saat 17 oldu mu resmi kurumlarda kapılar kapanır ışıklar söner.

Ama Tepebaşı Belediyesi demek ki öyle değil. Hatta bizden sonrada gelen misafirleri vardı.

Yönetim Kurulundaki arkadaşlarla birlikte görüşme saatine 15 dakika önce gittik.

Özel kalemin olduğu alandaki hareketlilik gözüme çarptı.

Uzun koridorun sonunda bulunan makam odasının kapısı açıktı.

Makama girip çıkanları görüyordum.

Zarif ve kibar bir hanımın “Hoş geldiniz.” demesinden sonra bizi bekleme salonuna davet etmeleriyle sıramızı beklemeye başladık.

Yanımıza yaklaşan güler yüzlü bir çalışanın “Ne içersiniz, ne ikram edelim?” sözlerinden birkaç dakika sonra esmer uzun boylu bir beyin “Başkanımız sizleri bekliyor, buyurun.” sözleriyle makam odasına doğru yöneldik.

Her zamanki gibi bizleri ayakta ve kapının girişinde yüzüne yayılan tebessümle karşılayan Ahmet Ataç Başkanımızı tebrik ettikten sonra ayaküstü Şair Bilal Şahin hemşerimin ismine özel yazdığı şiiri çerçeveletip takdim etmesi karşısında yürekten ve sıcak gülümsemesi, daha sohbet başlamadan içimizi ısıtmıştı.  

Eskiler, “İnsanın yüzü kalbinin aynasıdır, başkasının tanıklığı gerekmez”  anlamında, “Suret sirete şahittir, başka şahit zaittir.” demişler. 
Bu sözü doğrularcasına, o makam odasına her gittiğimde böyle bir yüzle bulurum Ahmet Ataç’ı.

Bilal ağabeyin şiiri anlamlıydı…

Başkanımız sözlerden etkilenmiş olacak ki tatlı bir tebessüm yayıldı yüzüne. Birkaç saniye duraksadı… Düşündü…

Bu aralar her gün onlarca hediye alıyordu ama bu özeldi.

Çünkü şairlerin gönül dünyaları çok farklıdır. Nasıl bir tecelli ile o güzel dörtlükleri yazarlar buna akıl sır ermez.

Şiirden bir iki mısra paylaşmak istiyorum.

***

Eskişehir sizle gurur duyuyor,

Sen bütün bunları bil Ahmet Ataç,

Duydum ki aday olmayacakmışsın,

Akıttım gözümden sel Ahmet Ataç

Gümüşhaneliler senin yanında,

Doğruluk dürüstlük vardır kanında,

Kimseler unutmaz, bugün yarında,

Güler yüz hoş sohbet dil Ahmet Ataç.

Yaptığın hizmetler halkın dilinde,

Bunlar öne çıkar günün birinde,

Herkes senden memnun, otur yerinde,

Kötü hafızaların sil Ahmet Ataç…

***

Diye devam ediyor.

Geniş ve ferah odasında her zamanki gibi Eskişehir özelinde ikram edilen çaylarla güncel konularda değerlendirmelerde bulunduk.

Burada bir husus dikkatimi çekti.

Makam odasına her gittiğimizde onu hiç masasında otururken görmedik.

Hep misafirlerinin yanında bulunan tekli koltukta oturur.

Sohbetinin bir yerinde “Bunca zamandır Belediye Başkanıyım. Başını çevirip işaret parmağıyla masasını göstererek “Hiç o masada oturmadım. Fotoğraf çekiminde oraya geçiyorum sadece.” diye ekledi.

Misafirlerini kabullerinin dışında makam odasını bile kullanmaz. Hep sahada görünür.

Böyle zamanlarda anılar depreşir ya…

Onu her ziyaretine gittiğimde yıllar önce İzmir’de askeri hastanede diş hekimi olarak vatani görevini yaparken anlattığı anısı düşer zihnime.

Zaten o anısından sonra Gümüşhane ve Gümüşhanelileri gönül dünyasında hep farklı bir yere koymuştur.

Diş tedavisi için hastaneye gelip yakasında ismini “Ahmet Ataç” yazılı görünce yaşlı teyzenin “Evladım! Bizim Gümüşhane’de Ataç soyadında geniş bir aile var. Yoksa sen onlardan mısın?” Diye sorunca Gümüşhane hep zihninde yer etmiş.

Nereden nereye…

Gümüşhane’ye farklı bakış açısıyla bakan ve kadim şehrimizi görmek isteyen Başkanımızı bu dönemde götürmek arzumuzu kendisine ilettik.

Odasında zamanın nasıl geçtiğini anlayamadık.

Eskişehirdeki tüm hemşeri dernekleriyle sıcak ilişki içerisinde bulunan, davetlerine katılan, destek olan güler yüzlü başkanım “Ahmet abi” yeni döneminiz ilçemize, kentimize hayırlı olsun.