Eskişehir kamuoyu bir süredir Yunus Emre Devlet Hastanesi İdari Mali İşler Müdürü Ahmet Seçkin'in istifa sürecine odaklanmış durumda. Bu konuyla ilgili ciddi şekilde yorumlar ve değerlendirmeler yapılıyor.
Seçkin'in neden istifa ettiği, kendisinin İl Sağlık Müdürü Doç. Dr. Uğur Bilge tarafından neden ikaz edildiği gibi sorular belirsizliğini koruyor. Seçkin'in istifasının neden bu denli gündem olduğu ise tamamen başarılı bir bürokrat ve devletin kaynaklarını savunan güvenilir ve dürüst bir çalışan olmasından kaynaklanıyor.
O derece ki geçtiğimiz gün mesai arkadaşlarının Facebook üzerinden 'Müdürümüz Ahmet SEÇKİN'in gitmesini istemiyoruz' isimli bir grup bile kurduklarını yazmıştık.
SEÇKİN 175 MİLYON LİRAYI YÖNETİYORDU
Hem başarılı hem dürüst hem Sağlık-Sen üyesi hem de AK Partili olduğu herkesçe bilinen,
175 milyon liralık bir bütçeyi yöneten,
Her yıl mal ve hizmet alımları ile devlete onlarca milyon liralık katkı sağlayan,
Devletin kaynaklarını koruyan, gözeten ve fahiş bedellerle mal-hizmet alımlarının önüne geçen,
Ahmet Seçkin'in istifasının arkasındaki bilinmezlik doğal olarak büyük merak konusu oluyor.
Dün Cihan Yıldırım da yazdı, 'Şehir Hastanesi mi neden oldu?' diye sordu. Ben de bu kadar çok tartışılan konuyu merak ettim ve konuyu araştırdım. Öğrendiklerim oldukça çarpıcı, şaşırtıcı ve ilginç.
ÇALIŞTAYDA SORDUĞU SORU RAHATSIZLIK YARATTI
İddialara göre bir süre önce Şehir Hastanesi için bir çalıştay düzenleniyor. Çalıştayda Şehir Hastanesinin çalışma şekli ve işleyişi hakkında bilgiler aktarılıyor. Bu çalıştaya katılan Ahmet Seçkin, toplantıya katılan yetkililere bir dizi teknik soru soruyor ve değerlendirme yapıyor. Bu soru ve değerlendirmelerden biri de şu;
'Onkoloji ve anjiyo gibi hizmetler Yunus Emre Devlet Hastanesi'nden Şehir Hastanesi'ne taşınacağı söyleniyor. Bu durumda Tepebaşı bölgesinde yaşayan halk için bir mağduriyet doğacak. Bu birimlerden hizmet almak isteyen Tepebaşı bölgesindeki hastalar Odunpazarı'na gitmek zorunda kalacak. Burada mağduriyet doğacak. Bu mağduriyet oluşmadan önlem alınması gerekir. Bunun için ne düşünülüyor?'
BU SAĞLIK HİZMETLERİ NEREDEN-NASIL ALINACAK?
Yaptığım araştırma bu sorunun önemini ise net şekilde ortaya koyuyor. Bugün Yunus Emre Devlet Hastanesi'nde yılda 2000-2500 arası anjiyo yapılıyor. Bunların tamamı ücretsiz... Sadece anjiyonun bedeli bir özel bir hastanede ortalama 2500 TL civarında. Bir hesap yaparsak bir anjiyo için 5.000.000-7.500.000 TL'lik ciddi bir rakamdan bahsediyoruz. Yani on milyonlarca liralık bir sağlık hizmetinin devlet tarafından vatandaşlara ücretsiz sunulması söz konusu.
Seçkin'in sorusunun da halk sağlığının düşünülerek sorulduğu ortada.
Üstelik bu konunun yarın büyük bir kriz yaratabilecek bir konu olduğunu da anlamak çok zor değil. Şehir Hastanesi hizmete başlayınca bu gibi hizmetlerden kaynaklı hasta mağduriyeti oluşacak. Belki de olası protestoların önüne geçilmek isteniyor.
'AHMET SEÇKİN SANA SÖYLÜYORUM'
Ama bu soru çalıştaya katılan bazı isimleri oldukça rahatsız ediyor. Çalıştay bittikten tam 1 hafta sonra İl Sağlık Müdürü Doç. Dr. Uğur Bilge tarafından Yunus Emre Devlet Hastanesi'nde sadece üst yönetimin katıldığı bir toplantı düzenleniyor.
Edindiğim bilgilere göre toplantıya 18 kişi katılıyor. Katılanlar arasında Ahmet Seçkin de var. İddialara göre toplantıda İl Sağlık Müdürü, doğrudan Ahmet Seçkin'i hedef alarak 'Ahmet Seçkin sana söylüyorum, her şeyi sorgulamayın, her şeyi görmeyin' diyerek Seçkin'i 'ikaz' ediyor. 18 kişinin önünde kendisinin doğrudan hedef alınmasından rahatsız olan Seçkin ise bu toplantının hemen ardından istifasını sunuyor.
KÖKSAL DA KAYGILARINI DİLE GETİRMİŞTİ
Eğer bu iddialar doğruysa Seçkin'in 'ikaz' edilmesini sağlayan soruya benzer tespitleri de geçtiğimiz günlerde Sağlık-Sen Şube Başkanı Hasan Hüseyin Köksal da Eskişehir Ekspres'te kaleme aldığını hatırlatmak gerekiyor.
23 Ocak 2018 tarihli 'Şehir Hastaneleri ve yapılması gerekenler' başlıklı yazıda Köksal'ın şu ifadeleri kullandığı görülmüştü;
'Sağlık Bakanlığı personeli dahi Şehir Hastaneleri'nin nasıl çalışacağını ne gibi yenilikler ve özellikler ile karşılaşacağını bilmiyor... Bakan değişiklikleri, genel müdür değişiklikleri derken, proje ne çalışana ne de halka anlatılamadı. İlk gözümüze çarpan laboratuvar ve radyoloji teknikerlerinin Şehir Hastaneleri'ndeki görevlerinin ne olacağı. Geçen haftalarda yazmıştım; 15 yılda toplanan bonuslar üç beş gereksiz bürokrat yüzünden çöpe gidecek. Örneğin; Milyon Dolar'lar harcanarak halkının hizmetine süper bir tesis sunacaksın ancak aylık personele ödeyeceğin Döner Sermaye yüzünden yarın bu tesislerde çalışacak kimse kalmayabilir...'
HER SORU SORAN İKAZ MI EDİLECEK?
Seçkin'in yaptığı değerlendirmeye benzer değerlendirmelerin Köksal tarafından da yapıldığını gözlemliyoruz. Çünkü herkes milyonlarca dolar harcanarak hizmet verecek olan Şehir Hastanesinin hem halk sağlığı hem de çalışan hakları açısından en iyi şekilde hizmet vermesini istiyor. Dolayısıyla her soru soranı, her eleştireni 'ikaz' mı etmek gerekiyor?
Seçkin'e 'her şeyi sorgulamayın, her şeyi görmeyin' derken Köksal'a da aynı ikaz gitti mi?
Bu konuda cevap hakkı elbette ki mevcut. Olaylar iddia edildiği gibi değilse isteyen herkes cevap hakkını kullanabilir. Bu köşe kendilerine açık.
Seçkin'i Sağlık-Sen ile karşı karşıya getiren olaylar zinciri hakkında da edindiğim bilgiler oldu. Ancak onları yerimiz kalmadığı için onları daha sonra yazacağım.