Merhaba Değerli Okurlar;

Bu hafta “seni mirasımdan çıkartıyorum sana vasiyetim yok” gibi söylemlerin hukuki açıdan geçerliliklerini değerlendireceğiz. Kısaca vasiyetname ve şartlarına bakacağız hep birlikte.

VASİYETNAME NEDİR?

Vasiyetname herkesin de bildiği üzere ölen kişinin ölümünden sonra istediklerini ve ölümünden sonra arkasından miras bıraktığı malların yani terekesinin ne şekilde paylaştırılacağını beyan ettiği yazılı veya sözlü iradedir. Hukukumuzda da Medeni Kanun üç tür vasiyetname çeşidi öngörmüştür.

1) Resmi Vasiyetname: İlk yöntem olan resmi vasiyetname bir avukata başvurarak herkesin bilgi alıp düzenletebileceği bir yoldur. Vasiyet bırakmak isteyen kişi yetkili resmi memur (en sık başvurulan noter olmakla birlikte sulh hâkimi veya kanunla kendisine bu yetki verilmiş herhangi bir memur) ve iki tanık huzurunda son arzularını açıklar. Tanıkların vasiyetname içeriğini öğrenmesi zorunlu değildir. Daha sonra memur metni hazırlar. Miras bırakan, tanıklar ve memurun metni imzalamasıyla vasiyetname tamamlanır. Bu işlemden sonra memur belgeyi saklamakla yükümlüdür.

2) El Yazılı Vasiyetname: Miras bırakan kendi el yazısıyla yazdığı vasiyetnameye tarih ve imza atarak hazırlar. Dilerse bu belgeyi noter, sulh hâkimi veya kanunun yetkili kıldığı bir görevliye saklaması için bırakabilir.

3) Sözlü Vasiyetname: Ağır hastalık, savaş, doğal afet veya benzeri durumlarda miras bırakan vasiyetnameyi bizzat kendisi hazırlama veya başvurma imkanı yoksa vasiyetlerini iki tanığa anlatabilir. Bu iki tanık vasiyeti yazıya geçirir ve derhal mahkemeye bildirirse vasiyetname geçerlilik kazanmış olur.

KİM VASİYETNAME HAZIRLAMAYA VEYA HAZIRLATMAYA YETKİLİDİR?

Ayırt etme gücüne sahip 15 yaşından büyük herkes vasiyetname hazırlamaya ve hazırlatmaya yetkilidir.

SENİN GİBİ EVLAT OLMAZ OLSUN, SENİ EVLATLIKTAN REDDEDİYORUM! EDEBİLİYOR MUYUM ACABA?

Hepimiz özellikle eski Türk filmlerinde görürüz bu sahneyi. Zengin iş insanı oğluna veya kızına sinirlenir kızar ve onu evlatlıktan reddeder. Peki ama hukukumuzda bu mümkün mü? Mevzuatımızda böyle bir şey var mı? Hukukumuzda böyle bir şey yok. Kimse kendi mirasçısını koşulsuz bir şekilde mirasçılıktan çıkaramaz. Ancak bunun için şöyle iki durum öngörülmüştür Medeni Kanun’umuzda; Mirasçı, miras bırakana veya yakınlarına karşı ağır bir suç işlemişse ya da kanundan doğan ailevi sorumluluklarını önemli ölçüde yerine getirmemişse mirasçı miras bırakanı mirasçılıktan çıkarabilir.

PEKİ FİLMLERDE GÖRDÜĞÜMÜZ KİŞİNİN ÖLÜM DÖŞEĞİNDEYKEN VASİYETİNİ AÇIKLAMASI GERÇEKTE OLABİLİR Mİ?

Vasiyetname çeşitlerini açıklarken sözlü vasiyetnamede tanıkların vasiyet bırakan kişinin vasiyetlerini doğrudan mahkemeye götürmesi gerektiğini söylemiştik. Kanunumuz burada bazı ilginç hükümler de koymuştur. Kişinin bir sağlık kurumunda tedavi olması durumunda hastanenin en yetkili kişisi hâkim yerine geçer mesela. Eğer miras bırakan yurt dışında bir ulaşım aracında yolculuk yapmakta ise bu sefer hâkim o aracın en yetkili kişisi olmaktadır. Eğer kişi askerlik görevini yerine getirmekte ise teğmen veya daha üst rütbeli bir komutanı hâkim yerine geçer. Bunun gibi kolaylaştırıcı hükümler bulunmaktadır.

PEKİ VASİYETNAME BIRAKAN KİŞİ ÖLÜNCE NE OLUR?

Vasiyetname bırakan vasiyetnamesinde bir veya birden fazla görevli atayabilir. Hâkim vasiyetname bırakan ölünce görevliye bu görevini bildirir. Görevli de yetkisi başladıktan sonra terekenin listesini çıkarır. Borçları öder alacakları, tahsil eder. Masrafları terekeden karşılayarak vasiyetname bırakanın son arzularını yerine getirir. Tereke ile ilgili davalarda terekeyi temsil eder. Ve terekenin paylaştırılması için tasarı hazırlar.

Vasiyetname hazırlarken hukuki boyutu bir yana vicdani boyutu da en çok dikkat edilmesi gereken konudur bizce… Kul hakkını unutmamak gerekir…