Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç, dün FOX TV’nin konuğuydu. Çalar Saat Programında belediye çalışmalarına dikkat çekti. Programda öne çıkan konu ise sosyal yardımlar meselesi oldu.
Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç, dün FOX TV’nin konuğuydu.
Çalar Saat Programında belediye çalışmalarına dikkat çekti.
Programda öne çıkan konu ise sosyal yardımlar meselesi oldu.
Böyle olmasının sebebi elbette ülkenin içerisinde bulunduğu ekonomik tablo!
Başta öğrenciler olmak üzere pek çok kesim yaşamlarını idame ettirebilmek için desteğe ihtiyaç duyuyor.
Bu noktada belediyenin bu konudaki çalışmaları gündeme geliyor.
Başkan Ataç şunu söylüyor;
“Bir ülkede 4,4 Milyon Kişi sosyal yardım alıyor.
Bundan övgüyle söz ediyorlar ama bu sevinilecek bir şey değil, af edersiniz bir ülke için utanılacak bir durumdur.
Bu kadar insan çaresiz, devletin eline bakıyor demektir…”
Ataç, konunun vahametini anlatırken belediye tarafından halka yapılan katkılardan söz ediyor.
“Bizim bütçemiz belli, yapacaklarımızı sınırlı.
Buna rağmen geçen yıl 100 bin öğrencimiz yemek hizmetimizden faydalanmış.
15 Bin ilkokul öğrencimize kahvaltı seti vermişiz.
Gençlik Merkezimizin üstündeki yerde her gün çorba kaynar.
Bunları öğrencilerimize ikram ederiz.
Karton bardakta çorbasını alan öğrenciler üniversitenin yolunu tutar.
Bunlar yapılacak şeyler.
Ama gelin görün ki, bunları bile engellenmeye çalışılıyor.
Okullara sokulmuyoruz.
Desteğimizi ancak okul önlerinde verebiliyoruz.
Bu onur kırıcı bir şey değil mi?
Sayın Valimizden bu sorunu çözmesini bekliyoruz.” diyor.
Ataç’ın tüm ülkenin gözü önünde söylediği sözler bunlar…
Haksız mı?
Elbette değil…
Dileğimiz ise bu tür desteklerin daha da genişletilmesi…
Hatta engellemek yerine katkı verilip daha da genişletilmesi.
Dediğimiz gibi,
Çünkü pek çok kesimin bu katkılara çok daha fazla ihtiyaç duyduğu zamanlardan geçiyoruz.
Umarız Ataç’ın sesi duyulur.
******
HATİPOĞLU NEDEN İSTİFA ETTİ!
Nebi Hatipoğlu, İYİ Parti Milletvekili seçildikten sonra adeta esip gürleyen bir yapıya büründü.
Partisinin artık mevcut ittifak durumundan çıkması gerektiğini dile getirdi.
Bu söyleminin arkasına geçerek, ittifak ortağı olan CHP’nin belediye başkanı Yılmaz Hoca’yı hedefine koydu.
Siyasette hiç alışık olmadığımız durumlar ortaya çıktı.
İYİ Parti Genel Merkezi ise olan biteni ancak izlemekle yetindi.
Söyledikleri tek cümle vardı o günlerde;
“Söyledikleri Hatipoğlu’nun kendi görüşleridir”
Bunun dışına çıkamayan ve konuyu kapatmaya çalışan bir İYİ Parti izledik.
Sonrasında ise Hatipoğlu, partisinin, tabanın, teşkilatların ve seçmeninin hiç arzu etmediği ifadeler kullanmaya başladı.
Dedi ki;
“CHP ile ittifak yapmaya mecbur muyuz?
Cumhur İttifakı içerisinde olan bir İYİ Parti neden olmasın?”
İşte bu görüş, Hatipoğlu ve İYİ Parti arasında ipleri çok daha gergin bir hale getirdi.
Taraflar arasına büyük bir soğukluk girdi.
Sonrasındaki süreç ise genel merkez ile Hatipoğlu’nun arasını iyice açtı.
Zira belediye başkan adaylarını belirlemek için görüşmeler yapan Hatipoğlu bir tarafta dururken;
Meral Akşener, bir an da Melih Aydın’ın Büyükşehir Adaylığını ilan etti.
Bu durum, Hatipoğlu cephesinde elbette farklı şekilde algılandı.
Milletvekiline rağmen hem teşkilat hem de başkan adayı belirlenmesini doğru karşılamadı Hatipoğlu… Ve sözünü ettiğimiz gergin ipler tamamen koptu.
Tüm bu yaşananlar ise dünkü gelişmeyi ortaya çıkardı.
Genel Merkeze gidip parti lideri ile görüşen Hatipoğlu, partisinden istifa ettiğini söyledi.
İsteği aynı görüşmede Genel Başkan tarafından hemen kabul edildi.
Görüşmenin içeriği ise şehir gündemine adeta bomba gibi düştü.
Şimdi herkesin merak ettiği tek konu var;
“Nebi Hatipoğlu bundan sonra ne yapacak?”
Kuşkusuz bu sorunun yanıtını ilerleyen günlerdeki yazılarımızda bolca arayıp, birlikte sohbet etmeye devam edeceğiz.
Ancak birkaç kelime ile söylemeye çalışırsak;
Hatipoğlu’nun Cumhur İttifakına yakınlaşma teklifini hemen hatırlayıp bir yorum yapabiliriz.
Kısacası;
Hatipoğlu’nu önümüzdeki günlerde ya AK Parti ya da MHP çatısı altında görebiliriz…
Ama ne olarak?
Vekil mi, belediye başkan adayı mı?
Dediğim gibi, bunu da ilerleyen günlerdeki sohbetlerimize bırakalım…