Çin'den birçok ülkeye yayılan coronavirüs tehlikesi her geçen gün artıyor.
Özellikle komşu İran'da vakaların artması Türkiye'yi de büyük ölçüde endişelendirdi.
Öyle ki İran'dan gelen yolcular için Ankara'da ağır önlemlerin alınması, sonrasında şehrimiz de dahil bazı illerde coronavirüs şüpheleri vatandaşın paniklemesine neden oldu.
Son yapılan açıklamalar henüz vakaya ilişkin klinik bir bulguya rastlanılmamış olmaması yönündeydi.
Bu açıklama rahat bir nefes aldırdı fakat 'yarın olmayacak anlamına gelmez' sözleri tedbiri de elden bırakmamak gerektiğini göstermiş oldu.
Öyle ya... Tüm hastalıklara, felaketlere karşı tedbirli olmak lazım gelir.
Yöneticiler kadar vatandaşlarda bunu uygulamaya başladı.
Sokağa çıktığımızda bazı insanların maske takmaya başladığını görür olduk.
Hal böyle olunca fırsatçılara da gün doğdu diyebiliriz.
Zira şimdilerde convid-19 üzerinden ticaret yapılıyor.
Mesela;
Geçtiğimiz gün hastası olan ve cerrahi maske almak isteyen bir vatandaşın pahalı olması nedeniyle maskeyi alamadığı haberi yansıdı.
Kutusu daha önce 7 liraya satılan maskenin fiyatı 120 liraya yükselmiş.
Ve yine bir başka olayı arz etmek isterim:
Eskişehir'de bir aile coronavirüsten korunmak maksadıyla alışveriş yapıyor.
Dezenfektan alıp çıkacak ama siparişinin hemen ardından, 'efendim maske de verelim, kapsül de verelim, şunu da verelim, bunu da verelim' söylemleri ile karşı karşıya kalıyor.
Evet... Türkiye'de şuan bir tehlike yok fakat önlem almak kadar doğal bir şey de yok!
Öte yandan alınan bir takım önlemler bazı grupları da harekete geçiriyor.
Şöyle ki;
Günümüzde insanoğlunun vazgeçilmez silahı: zaafların kullanılmasıdır!
Şimdilerde yaşadığımız durum da budur.
Bir tarafta endişe/korku/panik ile birlikte önlemini almak isteyen insanlar, diğer yanda toplumun zaaflarından yararlanarak haksız kazanç sağlayanlar...
Yetkililer virüsün ülkemize girmemesi ciddi önlemleri aldılar/alıyorlar.
Fakat bir önlem de, 'virüs fırsatçıları' için alınsın!
Alınsın ki, gerçek hastalarımız mağduriyet yaşamasın...