'Güzeli güzel görmek, güzel güzel konuşmak, güzellikleri duymak' varken neredeyse sessizleşen bir toplum oluverdik çoğu konuda.
Çevrede olan biten, bizi ilgilendirmiyor mu? Niye görmüyoruz, niye duymuyoruz, niye konuşmuyoruz ki?
Niye, niye ki?
Tamam, konuşmada cimri olmakta fayda var. Bazen fayda var ama bu konudaki cimriliğimiz, niyeyse, arttıkça artıyor. Susup kalıyoruz.
Konuşmuyoruz, konuşmak istemiyoruz, konuşamıyoruz.
Evet; n'oldu da konuşamıyoruz.
Konuşmak bir yana bir selamdan da kaçar olduk niyeyse. Sokakta caddede, yolda yolakta, dolmuşta otobüste, asansörde merdivende niye selamlaş(a)mıyoruz ki?
Özellikle konuşmamız gereken zaman niye susuyoruz ki?
Susmak hatta haykırmak zamanında niye suspus oluyoruz ki?
Konuşma melekemize bir şey mi oldu yoksa?
Konuşacaklarımız, anlatacaklarımız bitti de ondan mı konuşmuyoruz, konuşamıyoruz?
Boş konuşacağımıza, karşımızdakini üzeceğimize, kafaları karıştıracağımıza konuşmayalım daha iyi diye mi düşünüyoruz yoksa?
Konuşup başımıza iş açacağımıza konuşmayalım daha mı iyi sanki?
Konuşup ortamı gereceğimize konuşmayalım daha mı iyi acaba?
Konuşmak yerine cep telefonlarımızla 'oyalanmak' biz daha mı rahatlatıyor?
Evet; konuşmanın yeri ve zamanı elbette var.
Yerinde susmak ve yerinde konuşmak, olgun olmak demek…
Susacağı yerde konuşan, konuşacağı yerde susanın adını sanın varın siz söyleyin.
Susmak gerektiğine yürekten inanıp doğru olduğuna güvenerek susanlara can feda…
'Haksızlık karşısında susan, dilsiz şeytan' Hadis-i Şerifi gereği konuşana can feda.
Konuşmanın da susmanın da temelinde düşünme var elbette. Düşünerek susana ne mutlu. Düşüne düşüne konuşana ne mutlu.
Hep susanlardan ya da hep konuşanlardan olmayalım n'olur.
Boş da konuşmayalım boşa da konuşmayalım n'olur.
Zaten günümüzde yapan yok, konuşan çok, eleştiren daha da çok.
Az konuşmaktan pişman olan yok zaten. Çok konuşup değerli sözleri de değersizleştirmeyelim n'olur.
Çok konuşursak düşünmeye zaman bulamayız belki inanın.
Söyleyeceklerimizi düşüne düşüne konuşursak iletişim kazamız çok az olur inanın.
Konuştuğumuz konudan çok kiminle konuştuğumuza kesinlikle dikkat gerekiyor inanın.
İnsanların bizi anlaması çok önemli çünkü!
Önemli olan, söylenenin ne olduğu ya da nasıl söylendiği değil de söylenenin nasıl anlaşıldığıdır.
'Söz var dağa çıkarır, söz var dağdan indirir.' atasözümüzü unutmazsak iş hallolacağa benzer bence.
Ben de sizle gibi 'Çok bilenlerin az; az bilenlerin çok konuşmasına hayret ediyorum.'
Sahi biz, sizce de, boş mu konuşuyoruz yoksa boşa mı?