Merhaba Değerli Okurlar;

Geçtiğimiz hafta sizlerle basın iş hukuku ile alakalı sorunları değerlendirmiştik.Bu hafta boşanma davalarında önemli bir sorun olan velayet hususuna değineceğiz.


Türk Medenî Kanunu'na göre, evlilik birliği devam ettiği sürece ana ve baba velayeti birlikte kullanırlar. Evlilik birliğinin boşanma ile son bulması halinde ise velayet tek başına ana veya babadan birine ait olur.
VELAYET?
Küçüklerin ve bakımını, korunmasını,eğitimini ve çeşitli yönlerden yetiştirilmesini sağlamak amacıyla, ana babanın, çocukların kişiliklerinin ve korunması, onların temsili konusunda sahip oldukları haklar bütününe velayet diyebiliriz.TMK madde 355 gereğince''Ergin olmayan çocuk, ana ve babasının velayeti altındadır. Yasal sebep olmadıkça velayet ana ve babadan alınamaz.''denmiştir.Yine TMK 336 madde gereğince '' Evlilik devam ettiği sürece ana ve baba velayeti birlikte kullanırlar.'' Denmiştir.
EVLİLİK BİRLİĞİ SONA ERERSE?
TMK 336/2 maddesinde '' Ortak hayata son verilmiş veya ayrılık hali gerçekleşmişse hakim, velayeti eşlerden birine verebilir.'' TMK md.336/3'de boşanmada velayet çocuk kendisine bırakılan tarafa aittir. Yeni, evlilik birliğinin boşanma ile son bulması halinde velayet tek başına ana veya babadan birine ait olur. Boşanmış olan eşlerin müşterek çocuğun velayetini birlikte yürütmesi söz konusu dahi değildir.TMK 182'de evlilik birliğinin boşanma ile sona ermesi halinde, velayetin ana veya babadan hangisine bırakılacağı hususu ise hakimin takdirindedir. TMK md.169 hükmü uyarınca hakim, boşanma davasının devamı süresince gerekli olan özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, eşlerin mallarının yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin önlemleri re'sen alır. Buna göre, hakim boşanma davası devam ederken ana ve baba birbirinden ayrı yaşayacağı için çocukların kimin yanında kalacağına, çocuklarla birlikte kalmayan ana veya babanın çocukların geçimine nasıl katkıda bulunacağına ve çocuklarla nasıl kişisel ilişki kuracağına ilişkin bir karar verir.
ÇOCUĞUN ÜSTÜN YARARI
Boşanma davalarında çocuğun velayeti konusunda en önemli kıstas ''çocuğun üstün yararıdır.''Çocuğun üstün yararı ''Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşmesi'' adıyla Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından 20 Kasım 1989 tarihinde kabul edilmiştir.Sözleşmede özetle çocuğun eşitlik, adalet, özgürlük, özel alaka , mutluluk, sevgi, gibi çocukların her türlü üstün yararının korunması hususu ayrıntılı şekilde belirtilmiştir.
Sözleşmeden yola çıkarak söyliyebiliriz ki boşanma gerçekleştikten sonra çocuğun velayeti konusunda en önemli husus çocuğun üstün yararıdır.Hakim boşanmada çocuğun velayetinin anne ya da babadan hangisine verileceğine karar vereceği zaman çocuğun gelişimi,ihtiyaçları,sevgisi,yetiştirilmesi gibi hususları göz önünde bulundurarak karar verir.

YOKSULLUK NAFAKASI
Yoksulluk nafakası boşanma davasına kararı verildikten sonra maddi olarak ihtiyaçlarını karşılamakta güçlük çeken kişininin lehine diğer kişinin ödemesine hükmedilen paradır. Yoksulluk nafakasının maddi olarak ihtiyaçlarını karşılamakta güçlük çeken kişininin lehine hükmedilmesi için ise nafaka bağlanacak kişinin kusurunun diğer kişinin kusurundan daha ağır olmaması gerekmektedir.Bahsi geçen kusur ise boşanma davasına söz konusu durumda boşanma davasının konusunu oluşturan olaydaki durumdur.

İŞTİRAK NAFAKASI
İştirak nafakası boşanma davasının sonucunda verilen boşanma kararı ile birlikte müşterek çocuğun velayeti kendisine bırakılmayan kişinin velayet bırakılan kişiye müşterek çocuğun bakımı, eğitimi,ihtiyaçları ve benzeri giderleri için ödemesi gereken para olarak tarif edilmektedir. Yargıtayın yerleşik içtihatlarında ve doktirinde ise iştirak nafakasına çocuğun bakım nafakası denmektedir. İştirak nafakası açılan davada hakim tedbiren karar vermesi ile başlar ve çocuğun ergin olmasına yani 18 yaşına kadar sürmektedir.Ancak 18 yaşını dolduran müşterek çocuğun eğitim,okul gibi ihityaçları söz konusu ise iştirak nafakası velayeti kendisine bırakılmayan kişi tarafından ödenmeye devam eder.