Deniz Çağlar Fırat

29 Eylül 2018 tarihinde Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen'in çok önemli bir çağrısını gündeme getirmiştim. O çağrıyı tekrar hatırlatmadan önce konunun en başına dönmekte fayda var.
4-5 Mayıs 1992 tarihinde de 2000 Yılına Doğru Eskişehir Sorunları Sempozyumu diye bir etkinlik düzenlenmiş ve o dönemlerde Anadolu Üniversitesi Rektörü olan Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen bir konuşma yapmış. Birçok konuda Eskişehir'in sorunlarına değinen Büyükerşen'in özelikle Eskişehir'in ulaşım konusuyla ilgili yaptığı öneri ve tespitler bugün tekrar gündemde geldi.
Bakın Büyükerşen, 1992 yılında havayolu ile ilgili yaptığı konuşmada neler demiş;
'Eskişehir, demiryolcuların olduğu kadar, havacıların ve hava sanayinin de beşiğidir. Ama Eskişehir ve ona komşu Kütahya, Afyon illeri de 2000'li yılların eşiğinde olmamıza rağmen bu çağdaş ulaşımdan yararlanamayan kentlerdir. Bu çok acıdır.
Gençliğimden beri, sizler gibi bu konuda acı çeken bir hemşeriniz olarak, Sivil Havacılık Yüksek Okulu ve Sivil Hava Alanını (şehrimizdeki pek çok engellemelere rağmen) gerçekleştirmek için, mücadele verip sonunda 117 gün gibi bir sürede bunu gerçekleştirdiğimde kendimi çok mutlu hissetmiştim. Ancak milletvekillerimizin, THY'nin küçük uçaklarla Eskişehir, Afyon ve Kütahya'yı büyük illere bağlayacak tarifeli uçak seferleri yapmasını sağlayacak çalışmalardan uzak kalmalarının yanı sıra, kent işadamları ve esnaflarının havayolunu tercihte gösterdikleri isteksizlik bugün mutluluğumu hüzne dönüştürmüş bulunuyor.
Dünyanın hiçbir kentinde, uçak ulaşım ihtiyacını sağlayacak havaalanı ve altyapı kurum ve kuruluşlarını gerekli tesisleriyle birlikte üniversiteler üstlenmemiştir. Biz şehrimiz için bunu yapan dünyadaki ilk üniversite ve bu şehrin çocuklarıyız. Ama kentin asıl sorumluları arkamızda değil ve yarattığımız bu imkanı kullanamıyorlar.'
UÇAKLA GELSİN DEMİRYOLU İLE DAĞILSIN
Aradan 26 yıl geçmesine rağmen Eskişehir'in havayolu trafiği hala kentin asıl sorumlularının arkasında durduğu ve yaratılan imkanları kullanmadığı bir noktada duruyor.
Bu konuyu görüştüğüm Büyükşerşen ise bana ek olarak yepyeni öneriler sunarak Eskişehir'in sadece havayolu ulaşımı üzerine değil havayolu taşımacılığı üzerinde de yeteri kadar değerlendirilemediğini ifade etmişti.
Eskişehir'in kargo merkezi olması gerektiğini söyleyen Büyükerşen;
'Biliyorsunuz bugün Yeşilköy Havaalanını kargo taşımacılığında kullanmak istiyorlar. İstanbul'a dışarıdan gelen kargolar, TIR'lara yüklenerek binlerce kilometre yol kat ederek yurt içine dağılıyor. İstanbul'dan Gaziantep'e TIR'larla kargo taşınıyor. Petrolü olmayan bir ülkede bu çok ciddi bir maliyet ve sorundur.
Oysa Eskişehir, demiryolu taşımacılığının da kavşak noktasında. Kargo merkezi olarak Eskişehir'i yap. Uçaklar kargo taşımacılığında Eskişehir'e gelsin. Buradan demiryolları üzerinden Türkiye'nin önemli noktalarına dağıt. Bu hem maliyet avantajı sağlayacak hem de demiryolunu yük ve kargo taşımacılığında daha etkin kullanmanı sağlayacak.
İhracat yapılacaksa da demiryolu üzerinden yapılsın. Yurt dışına gidecek ihraç ürünleri demiryolu aracılığı ile Eskişehir'e gelsin, buradan uçaklarla yurt dışına çıksın.
İstanbul hava trafiği zaten çok yoğun, tarifeli uçaklar bile yoğunluktan 20 dakika havada bekliyor iniş yapmak için. Eskişehir neden kargo ve yük taşımacılığında düşünülmüyor?'
demişti.

ARTIK TERSİNİ SÖYLEYECEĞİM
Büyükerşen bunları söyledikten sonra da hemen eklemişti;
'Ama bu fikri ben söylüyorum diye yapmazlar. Ben artık bir fikrin hayata geçmesi için tersini söyleyeceğim. Belki o zaman hayata geçer. AKP, içeriden hiçbir proje üretemediği ve bürokratları da çok zayıf olduğu için Eskişehir ile ilgili hiçbir proje hayata geçirilemiyor. İşte Eskişehir havaalanı... Tarifeli uçuşlara da açılmadığı gibi kargo taşımacılığında da kullanılamıyor. Çünkü tüm bunları biz dile getiriyoruz. Eskişehir'e hizmet gelsin diye artık tersini söyleyeceğim'

Bu artık Eskişehir'e açık bir haksızlık değil mi?