DENİZ ÇAĞLAR FIRAT
Eskişehir Termik Santral ihalesi önceki gün 7. Kez ihaleye çıktı. Ancak Özelleştirme İdaresi tarafından ihale yine iptal edildi. Gerekli şartlar sağlandıktan sonra tekrar ihaleye çıkılması bekleniyor. Termik santral konusunda Eskişehir'de sesini çıkarabilen çok ciddi bir kesim olduğu gibi sesini çıkarmayıp da karşı durduğunu bildiğimiz yine ciddi bir kitle var.Cumartesi günü de CHP İl binasında bu konuyla ilgili bir değerlendirme toplantısı yapıldı ve CHP kanadından çıkan görüş ihalenin değil projenin iptal edilmesi gerektiğiydi. Toplantıya katılım da üst düzeydeydi. CHP İl Başkanı Abdülkadir Adar, Milletvekilleri Utku Çakırözer ve Jale Nur Süllü, Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen, Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç ve Alpu Belediye Başkanı Gürbüz Güller bu isimler arasındaydı.
Toplantıda konuşan Büyükerşen'in açıklaması ise bana göre ülke ve Türkiye gündeminde ele alınması gereken çok önemli ve bir hassas bir konuydu. Büyükerşen ÇED raporu sürecine dikkat çekerek Türkiye'de ÇED raporu hazırlayan milli bir kuruluş olmadığını, ÇED Raporu veren kuruluşların özel kuruluşlar olduğunu, yer altı ve yer üstü kaynakların yabancı yatırımcılara açıldığı için de bu yatırımcıların her türlü raporu alabilecekleri bir düzenin var olduğunu ifade etti.
Büyükerşen'in bu konuda öne çıkan cümleleri şöyleydi;
'Bütün Türkiye'nin yer altı zenginlikleri hep yabancılar tarafından işletilerek çıkarılması için gerekli yatırımlar yapılmasına yönelik çalışmalar var. Düzen buna yönelik kurulmuş durumda. Şirketler, Alpu Ovası'nda sondajlarla fizibilite çalışmaları yapıyor. ÇED Raporları aslında bilimsel kaynaklı olması gerekiyor. Jeoloji mühendisleri, maden mühendisleri ve bununla beraber meslek kuruluşlarının oluşturduğu ulusal bir ÇED Raporu hazırlayan bir kurumumuzun olması gerekiyor. En önemlisi de ÇED Raporu verecek kuruluşların özel kuruluşlar olması. Bu da Türkiye'nin madenlerinde iştahı kabarmış kuruluşların her türlü raporu alabilecekleri bir düzendir. Bu yüzden TÜBİTAK gibi kurumların bulunduğu, üniversitelerin, temsilcilerin yer aldığı bir milli kuruluşa ihtiyaç var. Yoksa özel sektöre bırakılan ÇED Raporlarıyla menfaate yönelik raporların alınacağı ortadadır. Hükümetin veya parlamentonun veya Sayın Cumhurbaşkanı'nın mutlak suretle bilimsel bir milli kuruluş oluşturmasını teklif ediyorum.''
MİLLİ KURULUŞ VE MİLLİ POLİTİKA OLUŞTURULMALI
Büyükerşen'in bu açıklamasının ülke gündeminde ele alınması ve tartışılması gerekiyor. Bu çağrının TBMM Genel Kurulunda gündeme getirilmesi aslında devletin sahip olduğu yer altı ve yer üstü kaynakların korunması demektir. Ekonomik bağımsızlığını kaybeden tüm ulusların en temel ortak özelliklerinden biri de yer altı kaynaklarını kendi kullanamayan toplumlar olmasıdır. Bu noktada milli bir politika oluşturulması gerekliliği çok ortadadır. Osmanlı Devletinin çöküş sürecine baktığımız zaman ekonomik bağımsızlığın ortadan kalkmasının en temel koşullarından birinin yabancılara yer altı madenlerini kullanma hakkı vermesi olduğunu görürüz.
ÇED raporu gibi ciddi bir raporun özel kuruluşlarca hazırlanması o raporun bilimselliğini, güvenirliğini ve geçerliliğini tartışmalı kılar. Büyükerşen'in yaptığı bu çağrının ülke gündeminde de tartışılması ve çağrının karşılık bulması en büyük isteğimiz ve dileğimizdir.